- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ve cezası ( uyuşturucu ticareti suçu ), Türk Ceza Kanunu’muzun topluma karşı suçlar kenar başlıklı üçüncü kısmın; ‘Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar’ kenar başlıklı onuncu bölümünde ‘Zehirli Madde Katma, Bozulmuş veya Değiştirilmiş Gıda veya İlaçların Ticareti, Kişilerin Hayatını ve Sağlığını Tehlikeye Sokacak Biçimde İlaç Yapma veya Satma, Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanılmasını Kolaylaştırma, Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak, Zehirli Madde İmal ve Ticareti, Bulaşıcı Hastalıklara İlişkin Tedbirlere Aykırı Davranma’ suçları ile birlikte düzenlenmiştir. Suç yapısı itibari ile icrai faaliyetlerle işlenebilmektedir. Bir suçun ihmali davranışlarla da işlenebilmesi için kanunda açık ve seçik olarak bu hususta bir düzenleme olması gerekmektedir. Kanun koyucu uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ve cezası bakımından böyle bir düzenleme yoluna gitmemişti
Uyuşturucu ticareti suçu ne kadardır? Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunda uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişinin cezası yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezasıdır. Eğer failin fiili ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak uyuşturucu maddeyi ülke içinde satmak, satışa arz etmek, başkalarına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek, bulundurmak şeklinde ortaya çıkarsa kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır Ayrıca suç oluşturan fiil, TCK madde 188’in devamındaki fıkralarda düzenlenmiş bulunan nitelikli haller kapsamında bulunuyor ise bu ceza miktarı artış göstermektedir.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ile korunmak istenen hukuksal yarar ‘kamunun sağlığıdır.’ Görüldüğü gibi, kişi sağlığından ziyade toplumun sağlığını ilgilendiren bir suç olarak düzenlenmiş bulunması, günümüzde kanun koyucuların bu suçun mahiyetine vermiş olduğu önemi kanıtlar niteliktedir. Ayrıca uyuşturucu bağımlılarının, uyuşturucuya erişimi bakımından ihtiyaçları olan nakit sıkıntısını çözmek bakımından diğer suçlara meyletmelerinin önlenmesi bakımından da bu suç tipi önemlidir.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Gerek imal, ithal ve ihraç şeklinde gerçekleşsin, gerekse de kanunda düzenlenmiş bulunan diğer uyuşturucu ticaretini oluşturan suçlar şeklinde gerçekleşsin, bu suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Ancak kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirtilen sağlık çalışanlarından olunması halinde failin cezası arttırılacaktır. Suçun mağduru bakımından aranan özel bir kriter yoktur ve herkes bu suçun mağduru olabilir.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti – Madde 188:
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve iki bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye’de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.
(4)
a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu madde ticareti, uyuşturucu maddeyi ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme şeklinde olabileceği gibi uyuşturucu maddeyi ülke içinde ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma ve kabul etme şeklinde ortaya çıkan bir suçtur.
Dünya Sağlık Örgütü, uyuşturucu madde tanımını, bitkisel kökenli veya sentetik olup, fiziksel veya ruhsal, bağımlılığa yol açan ve tutku yaratan bütün maddeler uyuşturucu madde sayılır şeklinde yapmış bulunmaktadır. Eğer yapılan yargılamada bir maddenin uyuşturucu niteliği taşıyıp taşımadığı konusunda şüphe ortaya çıkarsa bilirkişiden faydalanmak suretiyle maddenin uyuşturucu niteliğinde olup olmadığı belirlenmeye çalışılmalıdır.
TCK madde 188/ Fıkra 1’de yer alan imal etme fiili dışında bulunan ihraç ve ithal fiili uluslararası nitelik taşırken, TCK madde 188/ Fıkra 3’ te yer alan satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma ve kabul etme şeklindeki fiiller ulusal nitelik arz etmekte olup imal, ithal ve ihraç fillerine nazaran daha az miktarda cezayı gerektirmektedir. . Seçimlik hareket tarzında ortaya bu fiilleri tek tek incemekte fayda vardır.
- Uyuşturucu Madde İmali: Uyuşturucu maddelerin elde edilmesine olanak sağlayan ve uyuşturucu maddelerin artırılması ve diğer maddelere dönüştürülmesi işlemine uyuşturucu madde imali denir. Bu açıklamaya göre, kimyasal işlemden geçirilmek suretiyle uyuşturucu madde niteliğinde olmayan birden fazla maddenin bir araya getirilerek uyuşturucu madde elde edilmesi, bir uyuşturucu maddenin başka bir uyuşturucu maddeye dönüştürülmesi veya uyuşturucu maddenin miktarının arttırılması uyuşturucu madde imali kavramı içinde ele alınır. Uyuşturucu maddelerin elde edilmesini sağlayan hammaddesi niteliğindeki bitkilerin yetiştirilmesi ise uyuşturucu madde imali kavramı içerisinde ele alınmaz. Bitki yetiştirme, 2313 ve de 3298 sayılı kanunlarla düzenlemeye kavuşturulmuştur.
- Uyuşturucu Madde İthali ve İhracı: Uyuşturucu maddenin yabancı bir ülkeden ruhsatsız veya ruhsata aykırı yollarla Türkiye’ye getirilmesine uyuşturucu madde ithali denilmektedir. Eğer uyuşturucu madde, Türkiye’den yasa dışı yollarla yabancı bir ülkenin topraklarına götürülmesi hali söz konusu ise, bu da uyuşturucu maddenin ihracı niteliğindedir. Önemle belirtmekte fayda vardır ki, ülke sınırları içerisinde uyuşturucu maddenin yer değiştirtilmesi halinde ithal ve ihraçta söz edilemez ancak failin uyuşturucu madde nakletme suçundan sorumluluğu gündeme gelecektir. Eğer ki, uyuşturucu madde Türkiye’de üretilmediyse veya tüketim yeri Türkiye’de olmayacaksa ve de Türkiye sadece uyuşturucu maddenin transit geçiş güzergahında bulunuyor ise, bu halde uyuşturucu maddenin ithal veya ihracından değil uyuşturucu maddeyi nakil suçundan sorumluluk gündeme gelecektir.
- Uyuşturucu Maddenin Satılması: Uyuşturucu maddenin bir bedel karşılığında başkasına devredilmesi halidir.
- Uyuşturucu Maddenin Satışa Arz Edilmesi: Uyuşturucu maddenin bir bedel karşılığında bir başkasına devredilmek üzere hazır etme halidir.
- Uyuşturucu Maddenin Başkasına Verilmesi: Satış niteliği olmaksızın, üçüncü kişilere istediği şekilde tasarrufta bulunmasını sağlamak üzere bilabedel uyuşturucu maddenin verilmesidir.
- Uyuşturucu Maddenin Sevk Edilmesi: Bir kişinim, bir başka kişi vasıtası ve aracılığı ile kullanma amacı olmaksızın uyuşturucu maddeyi bir yerden başka bir yere göndermesidir. Nakilden farkı, maddenin bizzat fail tarafından götürülüyor olmayışıdır.
- Uyuşturucu Maddenin Nakledilmesi: Uyuşturucu maddenin ülke içerisinde bir yerden diğer bir yere götürülmesini / taşınmasını ifade eder. Sevk etmekten farkı ise, uyuşturucu maddenin bizzat fail tarafından götürülmesidir.
- Uyuşturucu Maddenin Depolanması: Uyuşturucu maddenin belirli bir yerde tutulması halidir. TCK madde 188/ Fıkra 3’ te düzenlenen uyuşturucu ticaretini bakımından depolama fiilinden söz edebilmek için kişinin bunu kişisel kullanımı bakımından depolamamış olması gerekmektedir. Aksi halde TCK madde 191’deki kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu söz konusu olacaktır.
- Uyuşturucu Maddenin Satın Alınması: Bir bedel karşılığında bir başka kişiden ticaret maksadı ile uyuşturucu maddenin satın alınması halidir.
- Uyuşturucu Maddenin Kabul Edilmesi: Uyuşturucu madde üzerinde tasarrufta bulunma olanağını ifade eder.
- Uyuşturucu Maddenin Bulundurulması: Uyuşturucu maddenin failin egemenliği altında bulunmasını ifade eder. Bulundurulan uyuşturucunun mülkiyetinin faile ait olmasına gerek yoktur. Ancak bulundurma kişisel kullanım için söz konusu olursa, fail TCK madde 188/ Fıkra 3’ten değil; TCK madde 191’ deki kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçundan sorumlu olacaktır.
Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti Suçunun Nitelikli Halleri:
- Uyuşturucu Maddenin Türünden Kaynaklı Nitelikli Hal (TCK madde 188/ Fıkra 4-a): Ticareti yapılan maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması halinde verilecek ceza arttırılacaktır. Nitelikli hal olarak kabul edilmelerinin temel nedeni insan sağlığı için daha büyük zarar ortaya çıkarmasıdır
- Suçun Belirli Yerde İşlenmesi (TCK madde 188 4-b): TCK madde 188/ Fıkra 3’te sayılan fiillerin eğer okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır.
- Suçun En Az Üç Kişi Tarafından Birlikte veya Bir Örgütün Faaliyeti Çerçevesinde İşlenmesi Hali (TCK madde 185/ Fıkra 5): En az üç müşterek failin bulunması halinde faile verilecek temel ceza yarı oranında arttırılacaktır. Dikkat edilir ise her türlü iştirak hali bakımından değil; ancak ve ancak müşterek faillerin sayısı hesaba katılacaktır. Bu bakımdan suça azmettiren veya yardım edenlerin sayısı hesaba katılmayacaktır. Bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde ise faile verilecek ceza bir kat arttırılacaktır. Suç işlemek için örgüt kurma hali kanunumuzda zaten TCK madde 220’ de düzenlenmiştir. O halde denebilir ki, eğer failler bu suç örgütünü kurmuş ama hiç uyuşturucu ticareti suçunu işlememişlerse sadece suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu olan TCK madde 220’den cezalandırılacak; eğer bu suç örgütü faaliyeti çerçevesinde uyuşturucu suçunu da işlemişler ise failler hem TCK madde 220’den hem de uyuşturucu ticareti suçunun nitelikli hali olan TCK madde 188/ Fıkra 5’ten cezalandırılacaktırlar. Eğer suç. Bir terör amacıyla ve terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde işlenmiş ise bu durumda TCK madde 188/ Fıkra 5 değil, Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinin 2. fıkrasına göre temel cezaya arttırım yapılacaktır.
- Uyuşturucu Ticareti Suçunun Sağlık Çalışanları Tarafından İşlenmesi (TCK madde 188/8): Hangi sağlık çalışanlarının uyuşturucu ticareti suçunu işleyerek nitelikli hal kapsamında cezalarının arttırılacağı kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişiler sınırlı sayı prensibi gözetilerek kanunda belirtilmiştir. Bu kişiler haricinde bulunan sağlık çalışanları nitelikli halin kapsamı dışındadır.
- Uyuşturucu Madde Satılan Kişinin Çocuk Olması (TCK madde 188/ Fıkra 3): Uyuşturucu maddenin satıldığı anda eğer satılan konumunda bulunan kişinin çocuk olması halinde faile verilecek cezanın alt sınırı 15 yıldan az olamayacaktır.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Öncelikle söylemekte fayda vardır ki, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu ancak kast ile işlenebilen bir suç tipidir. Burada önemli olan husus, failin kastının gerçekten uyuşturucu ticareti yapmaya yönelik mi yoksa TCK madde 191’de düzenlenen uyuşturucu kullanmaya yönelik mi olduğunun tespitidir.
Failin yanında ele geçen uyuşturucu maddeyi hangi maksatla yanında taşıdığının tespiti gerekmektedir. Bu kıstaslarla failin uyuşturucu satıcısı mı olduğu veya uyuşturucu kullanıcısı mı olduğu tespit edilecektir. Bunun için Yargıtayca belirlenmiş ve dikkate alınan birtakım kıstaslar bulunmaktadır. Bu noktada özellikle failin bir yıllık kişisel kullanım ihtiyacına yetecek bir miktarda mı uyuşturucu madde ile yakalandığı, failin uyuşturucu bağımlısı olup olmadığı, daha önce uyuşturucu madde ticaretinden mahkum edilmiş olup olmadığı, failin ele geçirilmiş biçimi, maddenin bulundurulduğu yer, maddenin çok sayıda plaklar halinde satışa hazır şekilde bulunup bulunmadığı (ki bu halde ticari amaç kabul edilir), failin belirli bir işinin olup olmadığı ve genel olarak ekonomik durumu gibi kıstaslar göz önüne alınır.
- Uyuşturucu maddenin kullanım sınırı nedir?
Ele geçen uyuşturucu maddenin, kişisel kullanım için mi yoksa uyuşturucu ticareti yapmak için mi fail tarafından yanında taşıdığının tespitinde uyuşturucu vasfına, türüne ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte; mahkeme içtihatlarında esrar, eroin, kokain, haplar vs. gibi uyuşturucu maddelerin kişisel kullanım sınırlarına ilişkin tespitler mevcuttur.
- Esrar Uyuşturucu Maddesi: Normal şartlarda, esrar uyuşturucu maddesi kullanan bir kişinin günlük esrar kullanma dozu 1 gram – 1,5 gram olmak üzere günde maksimum 4.5 gram miktarına kadar olabilmektedir. Bunun sonucu olarak, uygulanan yaygın kıstaslara göre, her ne kadar mahkemelerde esrar bulundurmanın kişisel kullanma ihtiyaç miktarı olarak yıllık 1 kg olduğu bilinse bile son zamanlarda uyuşturucu madde ticareti yapmak amacı ile daha küçük miktarlarda uyuşturucu madde taşınarak bu suç işlendiği için yıllık net 600-700 gram üzerindeki esrar maddesinin yetkili makamlarca ele geçirilmesi, Yargıtay tarafından uyuşturucu madde ticareti amacıyla bulundurma olarak kabul edilmektedir. Yani, 600-700 gram civarı ve üstündeki miktarda esrar maddesi, uyuşturucu ticareti kapsamında değerlendirilmektedir.
- Eroin ve Kokain Uyuşturucu Maddeleri: Normal şartlarda, eroin uyuşturucu maddesi kullanan bir kişinin günlük eroin kullanma dozu 60 miligramdır. Bu kullanma miktarı göz önüne alındığında eroin ve kokain maddelerinde failin kullanmak için bulundurduğuna yönelik başka bir yan delil de yoksa kişiden ele geçirilen 20 gram ve üzeri uyuşturucu maddenin kullanım amacıyla değil uyuşturucu ticaret yapmak amacıyla bulundurulduğu Yargıtay tarafından genellikle kabul edilmektedir.
- Metamfetamin Uyuşturucu Maddesi: Metamfetamin isimli uyuşturucu maddenin günlük kullanım miktarı konusunda kesin bir tespit yapılamamaktadır. Bunun sonucu olarak da metamfetamin uyuşturucu maddesinin yıllık kişisel kullanım miktarı tespitinin kesin bir ölçüsü yoktur. Kullanılan metamfetamin maddesinin miktarı ve kişi üzerindeki etkisi, bu etkinin sona erme süresi şahsi özelliklere göre farklılık göstermektedir. Bunun sonucu olarak mahkemeler her olaya göre ayrı değerlendirme yapmaktadırlar. Tüm bu farklılıklara rağmen Yargıtay, net 10 gramın altındaki miktarda ele geçirilen metamfetamin uyuşturucu maddesini kişisel kullanım sınırları içerisinde kabul etmektedir.
- Sentetik Haplar: Uyuşturucu madde içeren sentetik haplarda 50 adet ve üzerinin kullanım amacıyla değil ticaret amacıyla bulundurulduğu Yargıtay tarafından kabul edilmiştir.
- Kenevir Maddesi: Yargıtay’ın yaygın uygulamasına göre, kullanma amacıyla ekildiklerine ilişkin başkaca delil yoksa 20 kökten fazla dikili kenevirin uyuşturucu ticareti kapsamında ekildiğinin kabul edilmiştir.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Uyuşturucu maddelerin tıbbi amaçlar ile de kullanıldığı bir gerçektir. Bu bakımdan eğer bir ruhsat sonucu ve ruhsata uygun olarak bu uyuşturucu maddelerin ihracı, ithali, imali veya satışı söz konusu ise fail cezalandırılmayacaktır. Bu bir hukuka uygunluk nedenidir. Ruhsat veröeye yetkili makam Sağlık Bakanlığıdır.
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu teşebbüse elverişli bir suç tipidir. Bununla birlikte suçun maddi unsurlarından biri olarak düzenlenmiş bulunan ‘imal etme’ söz konusu olduğunda, uyuşturucu maddelerin imaline yarayan maddelerin tedarik edilmesi bağımsız bir suç olarak TCK madde 188/ Fıkra 7’de düzenlendiğinden dolayı bu suça teşebbüs mümkün gözükmemektedir. Zira zaten teşebbüs hali başlı başına bir suç olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK HALİ (TCK madde 192)
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu bakımından kanunda etkin pişmanlık halleri düzenlenmiş bulunmaktadır. Etkin pişmanlık, failin, suç işlemeyi tamamladıktan sonra pişmanlık hissi ile ortaya koyduğu bazı eylemler sonucunda cezasında yapılacak indirimlerin düzenlendiği hükümlerdir. Uyuşturucu suçları bakımından TCK madde 192’de düzenlenmiştir.
Etkin pişmanlık – Madde 192:
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(2) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz.
(3) Bu suçlar haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
(4) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.
TCK madde 192/ Fıkra 1 hükmündeki etkin pişmanlık halinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmayacağı düzenlenmiştir. İştirakin türü önemli değildir. Yargıtay’a göre iştirak olmaksızın, tek başına da bu suçun işlenmesi halinde de kişinin etkin pişmanlıktan yararlanacağı düzenlenmiştir.
İhbar, resmi makamlara, suçun resmi makamlarca haber alınmasından önce yapılmalıdır. Bu resmi makamlar CMK 158. Maddede sayılan makamlardan olmalıdır. İşte bu hallerin varlığı halinde faile ceza verilmeyecektir. Eğer, suç resmi makamlar tarafından haber alındıktan sonra ihbar edilir ise artık bu durumda ceza tamamen ortadan kalkmayacak ancak fail TCK madde 192/ Fıkra 3’ deki halden yararlanarak cezasında indirim uygulanacaktır. Bilgilendirmenin içeriği ise suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet etmeye yönelik olmalıdır.
TCK madde 192/ Fıkra 3 hükmündeki etkin pişmanlık halinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi, uyuşturucu ticareti suçları haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eder ise cezasında indirim yapılacaktır.
UYUŞTURUCU TİCARETİ SUÇU VAKA ÖRNEKLERİ
VAKA 1:
TCK 188/3. maddesi uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satma, satışa arz etme, başkalarına verme, sevk etme, nakletme, depolama, satın alma, kabul etme ve bulundurma eylemlerini suç olarak düzenlenmiştir. “Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma” suçu, madde metninden de açıkça anlaşıldığı gibi seçimlik hareketli suçlardandır. Suçun oluşması için bu seçimlik hareketlerden birisinin gerçekleşmesi yeterlidir. “Sevk etme”, “nakletme”, “satın alma”, “kabul etme” ve “bulundurma” eylemleri bakımından failin kastı önem taşımaktadır. Söz konusu seçimlik hareketler yönünden uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçunun oluşumu için “kullanma dışında bir amaçla” hareket edilmesi gereklidir. Seçimlik hareketli suçlarda, hareketlerden birkaçının birden yapılması birden çok suç işlenmesi anlamına gelmez. Bu gibi hâllerde de ortada tek bir suç vardır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, suçun konusunu oluşturan maddenin aynı olmasıdır. Hareketlerin seçimlik olma özelliği aynı uyuşturucu veya uyarıcı madde için geçerlidir. Failin, değişik zamanlarda aynı veya farklı kişilere maddede öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisini gerçekleştirmesi hâllerinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. Failin işlemeyi kast ettiği uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun konusunu oluşturan maddenin, öngörülen seçimlik hareketlerden herhangi birisinin gerçekleştirilmesi sonrasında tüketilmesinin ardından, yeniden uyuşturucu madde temin etmesi hâlinde zincirleme suçun değil, gerçek içtima kuralı gereğince ayrı ayrı suçların oluştuğunun kabulü gerekmektedir (CGK-K.2021/43).
VAKA 2:
Tüm dosya kapsamı, iletişim tespit çözüm tutanakları ve sanık beyanına göre kullanıcı olan sanığın hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü onanan dosyanın diğer sanığı …’ın ev adresinin …,… olarak tespit edildiği ve bu adres için arama kararı alındığı arama sonucunda net 0.5 gram esrar ele geçirildiği, olayda sanığın arama sonrasında gelerek evin ve ele geçirilen esrarın kendisine ait olduğunu söylediği anlaşılmakla kendisinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemediği ve uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı aşamada, ikrarı ile kendi suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmet eden sanık hakkında TCK’nın 192/3. maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
… Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA Yargıtay 10. Ceza Dairesi Esas No: 2020/13558, Karar No: 2020/9487
VAKA 3:
Somut olayda, olay günü gizli soruşturmacıların sanığın yanına giderek “malzeme var mı” diye sormaları üzerine sanığın “metamfetamin var” demesi akabinde uyuşturucu ticareti suçunun gerçekleştiğinin olay tutanağı, görüntü kayıtları ve tutanak mümzii gizli soruşturmacıların beyanlarından da sabit olması karşısında, soruşturma yapan gizli soruşturmacıların suç teşkil eden fiili yalnız pasif davranışlarla izleyip tespit etmek yerine, delil üretmek ve soruşturma başlatmak için kişiyi başka türlü işlemeyeceği bir suçu işlemeye sevk etme yönünde davranışlar sergilemiş oldukları, bunun da gizli soruşturmacı sınırlarını aştığı, kışkırtıcı ajan gibi hareket ederek faili suça teşvik etmiş olduklarının anlaşılmasına karşısında, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür. (Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2021/15492 E. , 2023/2074 K)
VAKA 4:
Sanık …’ın olay günü alıcı görüntüsüyle yanına giden görevlilere uyuşturucu maddeyi para karşılığında sattığı, dosyada bulunan ve alışverişi görüntülü olarak tespit eden kayıtlarla da bu eylemin belirlendiği gerekçesiyle sanığın mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Gizli soruşturmacı, adli kolluk görevlisi de olsa, delil toplama faaliyetlerini 5271 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin (e) bendi ve 161 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu’nun ek 6. maddesine uygun bir biçimde gerçekleştirmesi halinde ele geçirilen deliller hükme esas alınabilecek olup, görevlilerin kışkırtıcı ajan sayılabilecek şekilde faili suç işlemeye teşvik ettiği hallerde de ele geçirilen deliller hükme esas alınamayacaktır.
Somut olayda, olay günü gizli soruşturmacıların sanığın yanına giderek “malzeme var mı” diye sormaları üzerine sanığın “metamfetamin var” demesi akabinde uyuşturucu ticareti suçunun gerçekleştiğinin olay tutanağı, görüntü kayıtları ve tutanak mümzii gizli soruşturmacıların beyanlarından da sabit olması karşısında, soruşturma yapan gizli soruşturmacıların suç teşkil eden fiili yalnız pasif davranışlarla izleyip tespit etmek yerine, delil üretmek ve soruşturma başlatmak için kişiyi başka türlü işlemeyeceği bir suçu işlemeye sevk etme yönünde davranışlar sergilemiş oldukları, bunun da gizli soruşturmacı sınırlarını aştığı, kışkırtıcı ajan gibi hareket ederek faili suça teşvik etmiş olduklarının anlaşılmasına karşısında, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin, 17.05.2021 tarihli ve 2021/1029 Esas, 2021/719 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden; 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği,
Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Bozmanın niteliğine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadığı takdirde salıverilmesinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, (Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 2021/15492 E. , 2023/2074 K.)
VAKA 5:
Somut olayda, sanığın uyuşturucu madde ticareti yaptığı yönünde ihbar üzerine sanıkla irtibata geçilerek uyuşturucu madde istenildiği ve buluşmanın sağlandığı, sanığın üzerinde uyuşturucu madde bulunmadığı ancak arama yapması halinde uyuşturucu maddenin getirileceğini söylediği, sanık tarafından yapılan arama sonrasında sanık tarafından uyuşturucu maddenin getirilerek sanığa teslim edilmesi sonrasında sanığın yakalanarak önleme araması kararı gereğince üzerinde yapılan aramada net 5 gr esrar bulunması karşısında; sanığı ve niteliği belli olan bir suçun işlendiği konusunda şüphe oluşmuştur. CMK’nın 116, 117, 119. maddelerine uygun şekilde “adlî arama kararı” alınmadan, sanığın üzerinde arama yapılması hukuka aykırıdır. Bu aramalar sonucu bulunan uyuşturucu madde ise hem “suçun maddî konusu” hem de “suçun delili” olup hukuka aykırı yöntemle elde edildiğinden hükme esas alınamaz. Açıklanan nedenlere göre; sanığın üzerinde arama yapılması konusunda, “adli arama emri/kararı” olup olmadığının araştırılması, varsa aslı veya onaylı bir örneğinin getirtilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 20. Ceza Dairesi – Karar: 2016/3453).
VAKA 6:
Sanıkların yapılan üst aramalarında, sanığın montunun sol cebinde daralı 7 gram gelen 15 paket halinde eroin; diğer sanığın eşofmanın cebinde daralı 85 gram gelen 2 adet paket eroin ve daralı 80 gram gelen bir paket esrar maddesinin ele geçirildiği olayda; 5271 Sayılı CMK’nın 2/e,, 161 ve 2559 Sayılı PVSK’nın Ek 6. maddeleri uyarınca bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenen kolluğun derhal Cumhuriyet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlaması gerekmekte olup, usulüne uygun adli arama emri veya kararı almadan delil elde etmek amacıyla yapılan arama işleminde usulüne uygun verilmiş bir arama kararı bulunmadığının tespiti halinde arama açıkça hukuka aykırı olup, bu arama sonucunda elde edilen delillerin hükme esas alınması da mümkün değildir. Bu nedenle; a- ) Öncelikle, kolluk tarafından oluşturulan Cumhuriyet savcısıyla yapılan görüşme ve alınan talimatlara, yakalanan şahısların üstlerinin ve eşyalarının 116-119. maddeleri gereğince aranmaları için Cumhuriyet savcısının imzasının bulunduğu bir tutanağın olup olmadığının tespiti ile varsa dosya içerisine konulması, b- ) Böyle bir tutanak yoksa, şüphelilerin üstlerinin aranmasına dair başka bir arama kararı ya da yazılı emir olup olmadığının araştırılıp varsa temini ile dosyaya eklenmesi, c- ) Üst aramalarına dair bir arama kararı ya da yazılı emir bulunmaması halinde, yapılan arama ve bunun sonucu elde edilen delillerin hukuka aykırı olup Anayasanın 38/6, 206/2-a, 217/2, 230/1-b maddelerine aykırılık oluşturup hükme esas alınamayacağı kabul edilmelidir. (Yargıtay 20. Ceza Dairesi – Karar: 2016/3435).
VAKA 7:
Olay tarihinde Kıraathane önü ve bahçesinde uyuşturucu madde satışı yapıldığına dair istihbari bilgi üzerine, kolluk görevlilerinin bahse konu kıraathaneye geldikleri ve kıraathanenin bahçesinde bulunan şahıslara kimlik kontrolü yapıldığı sırada tedirgin ve huzursuz hareketleri sebebiyle şüphelenilen sanığın üst yoklamasında sol göğüs kısmında bir kabarıklık farkedildiği ve çıkarılması istenildiğinde sanığın göğsünden çıkararak poşet içerisinde 64 paket halinde net 923 gram kokaini kolluk görevlilerine teslim ettiğinin anlaşılması karşısında; istihbari bilgi ve sanığın şüpheli hareketleri üzerine durdurulması sebebiyle suçüstü halinin sözkonusu olması ve CMK’nın 90/4, 2559 Sayılı PVSK’nın 27.03.2015 tarih ve 6638 Sayılı Kanunla değişik 4/A maddesiyle Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca makul suç şüphesi halinde karar alınmadan şahısların üzerinin el ile dıştan kontrol edilebileceğine dair düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; sanığın “hakkında arama kararı bulunmayan bir aşamada polisin sorması üzerine üzerindeki kokain maddesini çıkarıp görevlilere teslim etmesi” gerekçesiyle koşulları oluşmadığı halde sanık hakkında TCK’nın 192. maddesinin 3. fıkrasında öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması suretiyle eksik ceza tayini, (Yargıtay 10. Ceza Dairesi – Karar: 2017/4671).
VAKA 8:
Beyandan sonra ve Türkiye sınırından çıkarılmadan ele geçirilmesi durumunda suç teşebbüs aşamasında kalır. Bu durumda tek olan fiil biri “teşebbüs aşamasında kalan uyuşturucu veya uyarıcı madde ihraç etme” ve diğeri “tamamlanmış olan uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma ve nakletme” olmak üzere iki ayrı suçu oluşturacağından, TCK’nın 44. maddesinde öngörülen fikri içtima kuralı gereğince daha ağır sonuç doğuran suçtan hüküm kurulması gerekir. Suç konusu maddenin Türkiye sınırından çıkarılması ile ihraç etme suçu tamamlanır. Beyan aşamasından önceki davranışlar ise ihraç suçunun hazırlık hareketleri niteliğindedir ve bu durumda sadece “tamamlanmış olan uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma ve nakletme” suçu oluşur.
Suç konusu uyuşturucu maddenin, gümrük beyanı aşamasından önce mi sonra mı ele geçirildiğinin kesin olarak saptanması, beyan aşamasından önce ele geçirilmiş ise, “tamamlanmış olan bulundurma ve nakletme” suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile sanığın teşebbüs aşamasında kalan uyuşturucu madde ihraç etme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2015/3434 E. , 2015/32065 K.).
VAKA 9 :
27/10/2017 ve 30/10/2017 tarihlerinde ele geçen uyuşturucu maddelerin sarılı olduğu paketlerin üzerinden sanığın her iki olayda da birden fazla parmak izinin tespit edilmesi ve dosya kapsamına göre, sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olduğu, ancak sanığın her iki eylemde de olay yerinde yakalanmaması nedeniyle TCK’nın 188/3. maddesi kapsamına giren satma, başkalarına verme, sevk etme, nakletme ve paketleme gibi seçimlik hareketleri aynı anda bir defada yapması ihtimal dahilinde olduğundan sanık lehine hareket edilerek zincirleme suç hükümleri uygulanmaksızın TCK 188/3. madde ve fıkrası gereğince mahkûmiyetine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/410 E., 2019/5566 K.).