TAKSİRLE YARALAMA SUÇU ve CEZASI (TCK 89. Madde)
- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Taksirle yaralama suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunun ikinci kısmının ikinci bölümünde ‘vücut dokunulmazlığına karşı suçlar’ bölümünde ‘Kasten Yaralama, İnsan Üzerinde Deney, Organ veya Doku Ticareti’ suçları ile birlikte düzenlenmiş bulunmaktadır. Yapısı itibari ile icrai faaliyetler ile ve ihmali davranışlarla işlenmesi mümkündür. Ancak ihmali davranışla işlenebilen suç tipleri kanunda ayrıca ve açıkça düzenlenmesi şartı olduğu için failin bu suç tipini ihmali davranış ile gerçekleştirebilmesi için garantör sıfatına sahip olması gerekmektedir. Korunan hukuki yarar kişinin vücut bütünlüğüdür.
Taksirle yaralama suçunun cezası nedir? Taksirle yaralama suçunun cezası üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.
Taksirle yaralama suçu genel hatları ile taksirle öldürme suçuna benzer. Aradaki fark, taksirle öldürme suçunda ölüm neticesi ortaya çıkarken; taksirle yaralama suçunda başkasının vücuduna acı verme veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulması neticelerinin ortaya çıkması gerekmektedir.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Taksirle yaralama suçunun faili ve mağduru, herhangi bir gerçek kişi olabilmektedir. Herhangi bir özel faillik veya mağdurluk sıfatı aranmamaktadır.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Taksirle yaralama – Madde 89:
(1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Vücudunda kemik kırılmasına,
c) Konuşmasında sürekli zorluğa,
d) Yüzünde sabit ize,
e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.
(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(5) Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak, birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz.
Taksirle yaralama suçu nedir? Taksirle yaralama suçu; failin, dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmeden, suçun neticesi öngörülebilir olmasına rağmen failce öngörülmeden, suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmesi sonucunda kişi veya kişilerin yaralanmasına yol açılması halidir.
Taksirle yaralama suçu, mağdurun vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunması halinde oluşan bir suç türüdür. Meydana gelen yaralamanın mahiyeti önemli değildir. Yani ‘basit tıbbi müdahale’ ile giderilebilen bir neticenin meydana gelmesi halinde dahi mağdur TCK 89. Madde ile cezalandırılacaktır.
Taksirle yaralama suçu, üç farklı seçimlik hareket ile işlenebilen bir suçtur.
- Taksirle Yaralama Suçunun Vücuda Acı Vermek Suretiyle İşlenmesi: Beden bütünlüğünü önemsiz olmayan biçimde bozmaya yönelik, fiziksel yönden ezaya yol açan her türlü harekettir.
- Taksirle Yaralama Suçunun Mağdurun Sağlığının Bozulması Suretiyle İşlenmesi: Tıbbi olarak patolojik bir durum ortaya çıkarmak veya böyle bir patolojik durum önceden varsa bunu arttırmaktır.
- Taksirle Yaralama Suçunun Mağdurun Algılama Yeteneğinin Bozulması Suretiyle İşlenmesi: Korku, uyku bozukluğu gibi kişinin dış dünyada olup bitenleri gözlemleyebilme yetisinde ortaya çıkan her türlü olumsuz değişikliği ifade etmektedir.
Taksirle yaralama suçunun düzenlendiği 86. Maddenin ikinci ve devamı maddelerinde netice yüzünden cezanın ağırlaştırılması gereken nitelikli haller düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun genel hükümleri çerçevesinde mağdur suçun bu nitelikli hallerinden sorumlu olabilmesi için suçun nitelikli unsurları bakımından taksirle hareket etmesi gerekmektedir. Suçun temel yapısı zaten taksir işle işlenebilen bir suç olduğundan dolayı taksir-taksir kombinasyonunun olması gerekmektedir.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Taksirle yaralama suçu ancak taksirle işlenebilen bir suç türüdür.
Türk Ceza Kanunumuzun sistematiği bakımından her suç ancak kast ile işlenebilmektedir. Ancak kanun koyucu, bir fiilin taksirli halini de cezalandırmak istiyor ise bunu mutlaka açıkça ve ayrıca kanunda düzelmesi gerekmektedir. Taksirle yaralama suçu da bu kategoride suçlardan biridir.
Ceza Genel Kurulunun birçok kararında vurgulandığı ve öğretide benimsendiği üzere, taksirli suçlarda bulunması zorunlu olan unsurlar;
1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,
2- Hareketin iradi olması,
3- Sonucun istenmemesi,
4- Hareket ile sonuç arasında nedensellik bağının bulunması,
5- Sonucun öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması,
6_ Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı bir fiil olması
şeklinde kabul edilmektedir.
Taksirle yaralama suçu ancak tüm bu unsurları bünyesinde barındırdığı ölçüde tamamlanmış sayılacaktır
Basit taksirden farklı olarak, bilinçli taksir hali de kanunumuzda düzenlenmiş bulunmaktadır. Bilinçli taksirin bulunması halinde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır. Bilinçli taksirin, basit taksirden en önemli farkı ise, basit taksir halinde fail öngörülebilir bir sonucu öngörmeden hareketi devam ettirir ve tamamlarken, bilinçli taksir halinde ise öngörülebilir sonucu fail öngörmekte ancak yine de hareketi devam ettirmektedir. Hareketin devamı sürecinde fail istenmeyen neticenin meydana gelmeyeceğine olan inancını şansına, tecrübesine veya talihine dayanarak korur. Ancak sonuç her nasılsa meydana gelir. İşte kişinin bir nevi göze aldığı bu olumsuz neticeden dolayı cezası basit taksire kıyasla arttırılarak tatbik olunur.
Taksirle yaralama suçu sonucunda ortaya çıkan netice failin kişisel ve ailevi durumu bakımından artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa faile ceza verilmez. Bilinçli taksir halinde ise verilecek ceza yarıdan altıda birine kadar indirilebilir.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Taksirle yaralama suçunun manevi unsurunun ne olduğuna bağlı olarak suçun şikayete bağlı olup olmadığı değişiklik göstermektedir. Şöyle ki; TCK madde 89’un son fıkrası nazarınca suçun temel şekli ister basit taksir ile işlenmiş olsun, isterse de bilinçli taksirle işlenmiş olsun soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikayet unsuru aranmamaktadır. Ancak nitelikli haller bakımından yani birinci fıkranın haricindeki fıkralar itibari ile suç basit taksir ile işlenmişse şikayet unsuru aranırken suçun bilinçli taksir ile işlenmiş olması halinde şikayet unsuru aranmaksızın resen soruşturma ve kovuşturma yapılacaktır.
Taksirle yaralama suçuna teşebbüs mümkün değildir.
TAKSİRLE YARALAMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2014/9970)
- Taksirle Yaralama Suçu
- TCK 89. Madde
Sanığın, kendisine ait çoban köpeğini başı boş bırakması sonucunda hayvanın mağdura saldırarak bacağından ısırarak basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmasına neden olduğu, bu sebeple bakımı ve gözetimi altında bulunan hayvanın muhafazasında ihmal gösterdiği, mağdurun şikayetten vazgeçmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun fikri içtimaya ilişkin 44. maddesi hükmü de nazara alındığında, sanığın eyleminin TCK’nın 177. maddesinde düzenlenen suça dönüşeceği ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, şikayet yokluğu nedeniyle taksirle yaralama suçundan açılan davanın düşürülmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2014/9970)
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2013/1727)
- Taksirle Yaralama Suçu
- TCK 89. Madde
Adli Tıp Kurumu raporuna göre sanığın asli kusurlu olduğu ancak gerçekleşen olayda netice öngörülebilir olmasına karşın, sanığın almış olduğu alkolün etkisi veya kişisel başka etkenlere güvenerek hareketini sürdürdüğüne ilişkin herhangi bir bilgi ve belirlemenin bulunmadığının anlaşılması karşısında, bilinçli taksirin koşullarının oluşmadığı nazara alınmadan, eylemin sadece sanığın alkollü olmasına bağlı olarak bilinçli taksirle işlendiğinin kabulü ile sanık hakkında hükmolunan cezada 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun gereğince artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2013/1727)
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar No: 2014/7377)
- Taksirle Yaralama Suçu
- TCK 89. Madde
Olaydan yaklaşık iki buçuk saat sonra yapılan ölçümde sanığın 39 promil alkollü olduğu tespit edilmiş ise de, alkol veya uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olmasının bilinçli taksirin koşullarının oluşması için yeterli olmadığı, sanık hakkındaki raporlarda ve trafik kazası tespit tutanağında sanığın davranışlarına yönelik bir tespitin bulunmadığı, olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana gelmediği ve bilinçli taksirin koşullarının oluşmadığı gözetilmeksizin, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 22/3 maddesi uygulanmak suretiyle temel cezada artırım yapılması hukuka aykırıdır. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar No: 2014/7377)
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2014/13332)
- Taksirle Yaralama Suçu
- TCK 89. Madde
Olay akabinde yapılan ölçümde 248 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın idaresindeki otomobille seyri sırasında, almış olduğu alkolün etkisi ile direksiyon hakimiyetini kaybedip yoldan çıkarak yolun sağında bulunan menfeze çarparak durması sonucu meydana gelen trafik kazasında, daha önce de alkollü olarak kazaya karıştığı ve buna ilişkin taksirle yaralama suçundan sabıkasının bulunduğu anlaşılan sanık hakkında, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerekirken, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında eksik cezaya hükmolunması hukuka aykırıdır. (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2014/13332)

İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️0534-419-19-91