Antoryum Hukuk

Suç Eşyasını Satın Alma veya Kabul Etme Suçu ve Cezası ( TCK Madde 165

S

  1. GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’muzun kişilere karşı suçlar kenar başlıklı ikinci kısmın; ‘Malvarlığına Karşı Suçlar’ kenar başlıklı onuncu bölümünde ‘Hırsızlık, Yağma, Mala Zarar Verme, İbadet ve Mezarlıklara Zarar Verme Hakkı Olmayan Yere Tecavüz, Güveni Kötüye Kullanma, Dolandırıcılık, Kaybolmuş veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya, Karşılıksız Yararlanma’ suçları ile birlikte düzenlenmiştir. Suç yapısı itibari ile icrai faaliyetlerle işlenebilmektedir. Bir suçun ihmali davranışlarla da işlenebilmesi için kanunda açık ve seçik olarak bu hususta bir düzenleme olması gerekmektedir. Kanun koyucu suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu ve cezası bakımından böyle bir düzenleme yoluna gitmemiştir. Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun cezası altı aydan üç yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Bu suçla korunmak istenen hukuksal yarar malvarlığıdır. Eğer ki suç eşyasını satın alan veya kabul eden olmasaydı, hırsızlık ve gasp gibi suçlar işlenmesi bakımından cazip olmayacaktır. Bu bakımdan bu suç tipinin koruduğu yararlardan biri de toplumsal huzurdur.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)

  • Fail ve Mağdur:  

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun faili olabilmek için evvela suçtan elde edilmiş bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerleri üzerinde bu suçlara iştirak etmeyen kişilerce tasarrufta bulunulması gerekmektedir. Görüldüğü gibi fail bakımından bu suç özgü nitelikli bir suç tipidir.

  • Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi – Madde 165:

(1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.

Fail tarafından suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun işlenebilmesi için, daha önceden bir suç işlenmiş olması ve failin bu suçun işlenmesine iştirak etmemiş olması gerekmektedir. Bu suç sonucunda elde edilen eşya veya diğer malvarlığı değerinin failce satılması, devredilmesi, satın alınması veya kabul edilmesi halinde suçun maddi unsurları tamamlanmış olacaktır. Önceden işlenen suç sonucunda elde edilmiş bulunan eşyanın yerine geçen değer de bu suçun konusunu oluşturabilecektir.

Suçun konusunu ‘eşya veya diğer malvarlığı değerleri’ oluşturur. Eşya teriminden anlaşılması gereken taşınır veya taşınmaz mal olabilir. Örneğin irtikap suçu sonucunda kamu görevlisi olan failin elde ettiği apartman dairesinin kamu görevlisinden satın alınması gibi. Malvarlığı değerinden anlaşılması gereken ise ekonomik değere sahip olan her şeydir. Talep ve haklar malvarlığı değerlerinin kapsamı içerisindedir. Alacak hakkı örnek olarak gösterilebilir.

  1. ÖNCEDEN BİR SUÇ İŞLENMİŞ OLMALI:

Öncelikle belirtilmelidir ki daha önceden işlenmiş bulunan suçun Türk mevzuatı içerisinde suç olarak düzenlenmiş bulunması gerekmektedir. Önceki suçtan elde edilmiş bulunan eşya veya diğer malvarlığının, hangi suçtan işlenmiş olduğunun önemi yoktur. Malvarlığına karşı işlenmiş suçlardan elde edilmesi mümkün olduğu gibi hürriyete karşı işlenen suçlardan elde edilmiş olması da mümkündür. Öyle ki, ön suç, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun işlenmesi de olabilir. Böylece suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan elde edilmiş eşya veya diğer malvarlığı değerini satın alan veya kabul eden fail de Türk Ceza Kanunu madde 165’ teki suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu işlemiş olacaktır.

Önceki suça göre, TCK madde 165’teki suç bağımsız ve kendisine özgü unsurları olan başka bir suçtur.

  • FAİLİN ÖNCEKİ SUÇA İŞTİRAK ETMEMİŞ OLMASI:

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun söz konusu olabilmesi için ön suç olarak ifade etmiş olduğumuz suçun bitmiş olması gerekmektedir. Bu bakımdan ani hareketli suçlar bakımından ön suçun tamamlanmış olması ve kesintisiz suçlar bakımından ise ön suçun sona ermiş olması gerekmektedir. Aksi takdirde fail suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan değil; önceki suça iştirakten cezalandırılacaktır. Ayrıca, ön suçun faili eğer ön suçtan elde ettiği eşya veya diğer malvarlığını satması veya devretmesi halinde suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan cezalandırılmayacaktır çünkü bu hukuken cezalandırılmayan sonraki harekettir.

  • FAİLİN EŞYAYI veya DİĞER MALVARLIĞI DEĞERİNİ SATMASI, DEVRETMESİ, SATIN ALMASI veya KABUL ETMESİ:

Evvela belirtmekte fayda vardır ki; satma, devretme, satın alma veya kabul etme fiilleri kanunda seçimlik hareketler olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.

Fail, önceki suçun failinden suç eşyasını veya malvarlığı değerini onun rızası doğrultusunda elde etmiş bulunması gerekmektedir. Aksi halde, geçerli bir rıza sonucu eşyayı veya diğer malvarlığını elde etmemiş bulunan fail duruma göre hırsızlık, dolandırıcılık, yağma veya güveni kötüye kullanma gibi diğer suçlardan cezalandırılacaktır.                            Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu anlamında ‘satma’ deyiminden bir edim karşılığında eşyanın veya malvarlığı değerinin mülkiyetini bir başka kişiye geçirmeyi; ‘satın alma’ deyiminden bir edim karşılığında mülkiyeti elde etmeyi ifade etmektedir.

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu anlamında ‘devretme’ deyiminden satın alma dışında herhangi bir yolla belirli bir süre için veya süresiz olarak eşya üzerindeki fiili egemenliği aktarma; ‘kabul etme’ deyiminden ise satın alma dışında herhangi bir yolla belirli süre veya süresiz olarak eşya veya malvarlığı değeri üzerinde fiili egemenlik kurulmasını ifade etmektedir.

Eğer bir kişi, TCK madde 165’te sayılan seçimlik hareketlerden birini yapmaksızın yalnızca eşyanın el değiştirmesine aracılık ederse bu halde TCK madde 165’e iştirakten sorumlu olacaktır.

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)

  • Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu ancak kast ile işlenebilen bir suç tipidir. Suçun olası kast ile işlenmesi halinde cezada indirim yapılacaktır. Failin kastı kapsamına suça konu eşyanın veya malvarlığı değerinin bir suçun işlenmesi ile elde edildiğini bilmesi yeterlidir. Örneğin, satın alınan suç eşyasının piyasa değerinin emsallerinden çokça düşük olduğu aşikarsa bu husus kastın varlığına karine teşkil edecektir.

Fail; sattığı, satın aldığı, devrettiği veya kabul ettiği anda eşyanın veya diğer malvarlığı değerlerinin, önceki bir suç sonucunda elde edilmiş olduğunu bilmesi gerekmektedir. Eğer bilmeden bu eşyayı veya diğer malvarlığı değerlerini hakimiyeti altına geçirmiş ise, fail suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan değil TCK madde 166’da düzenlenen ‘bilgi vermeme’ suçundan sorumlu olacaktır.

SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)

  • Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:  

Genel olarak suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu teşebbüse elverişli değildir. Ancak icra hareketlerinin bölümlere ayrılabildiği hallerde teşebbüse elverişli hale gelebilir.

Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu seçimlik hareketli bir suç tipidir. Buna bağlı olarak fail, suç tipinde mevcut olan seçimlik hareketlerden birini yapması ile suç tamamlanır. Failin birden fazla seçimlik hareketi yapması halinde de tek suç oluşacaktır ancak Türk Ceza Kanunu 61. Madde gereğince cezanın alt sınırından uzaklaşılarak fail sorumlu tutulacaktır.

İştirak bakımından ise, eğer fail ön suca iştirakte bulunmuş ise, TCK madde 165’te bulunan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan değil, ön suça iştirakten cezalandırılacaktır. Ön suç sonucunda elde edilen eşyanın veya malvarlığı değeri üzerinde tasarrufta bulunması ise cezalandırılmayan sonraki hareket kapsamındadır.

Etkin pişmanlık – Madde 168:

(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

(4) Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için, ayrıca mağdurun rızası aranır.

(5)  Karşılıksız yararlanma suçunda, fail, azmettiren veya yardım edenin pişmanlık göstererek mağdurun, kamunun veya özel hukuk tüzel kişisinin uğradığı zararı, soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi halinde kamu davası açılmaz; zararın hüküm verilinceye kadar tamamen tazmin edilmesi halinde ise, verilecek ceza üçte birine kadar indirilir. Ancak kişi, bu fıkra hükmünden iki defadan fazla yararlanamaz.

Görüleceği üzere, TCK m.168/1’de sayılan malvarlığına karşı suçların failce işlenmesinden sonra kanun koyucu kademeli bir etkin pişmanlık hükümleri düzenlemiştir. Bu hükme göre; birinci fıkrada sayılan hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs suçları suçlar tamamlandıktan sonra fail, azmettiren veya yardım eden kovuşturma başlamadan öncepişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen giderirse verilecek cezanın üçte ikisine kadar indirileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise etkin pişmanlık sonucunda mağdurun uğradığı zararın aynen geri verme veya tazmin suretiyle kovuşturma başladıktan sonra ama hüküm verilmeden önce tamamen giderilmesi halinde cezanın yarısına kadar indirileceği belirtilmek suretiyle mağdurun uğradığı zararın giderilmesi gayreti güdülmüştür.

Şahsi cezasızlık sebepleri suç işlendiği anda var olan sebeplerdir, bu sebepler failin cezalandırılmasına engel olan şahsa bağlı sebeplerdir. Yapılan fiille, suçun maddi ve manevi unsurları tamamlanmış, suç vücut bulmuş, ancak fiili icra eden şahıstan kaynaklanan nedenlerden ötürü suç cezalandırılamaz. Şahsi cezasızlık halinin varlığı durumunda hakim, cezada indirim yapma ve ceza vermekten vazgeçme taktir yetkisine sahiptir. Şahsi cezasızlık hali kanunumuzda tek bir maddede düzenlenmiş olmayıp, kanunun farklı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelerden biri de malvarlığına karşı suçlar bakımından uygulama imkanı bulan Türk Ceza Kanunu’nun 167. Maddesidir.

Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep         Madde 167:

(1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

TCK madde 167/ Fıkra 1’de cezasızlık nedeninden; TCK madde 167/Fıkra 2’de ise ceza indiriminden faydalanacak kişilerden bahsedilmektedir. Ayrıca TCK madde 167/Fıkra 2’de gösterilen akrabalar bakımından suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi tutulmuştur. Ancak belirtmek gerekir ki malvarlığına karşı suçlar bakımından düzenlenen şahsi cezasızlık halleri ile cezada indirim gerektiren şahsi sebepleri düzenleyen bahse konu TCK madde 167, yağma suçunun söz konusu olduğu hallerde uygulanmayacaktır.

A-) TCK 167/1. Madde:

  1. HAKLARINDA AYRILIK KARARI VERİLMEMİŞ EŞLERDEN BİRİ:

    Suçun işlendiği sırada Medeni Kanun hükümlerince fail ve mağdur arasında haklarında ayrılık kararı verilmemiş olmalıdır. Eşlerin fiilen ayrı yaşayıp yaşamamaları önem arz etmemektedir. Suçun işlenmesinin ardından evliliğin son bulmuş olması, failin bu şahsi cezasızlık halinden yararlanmasını engellemez. Suç işlendikten sonra fail ve mağdurun evlenmiş olması ihtimalinde ise fail, şahsi cezasızlık sebebinden yararlanamayacaktır. Bu şahsi cezasızlık hali sadece Medeni Hukuk çerçevesinde yapılmış bulunan resmi evlilikleri kapsamı altına almaktadır.

  • ÜSTSOY veya ALTSOY veya BU DERECE KAYIN HISIMLARINDAN BİRİ veya EVLAT EDİNEN veya EVLATLIK:

      Üst soy ve altsoy bakımından derece sınırı bulunmaksızın tüm akrabalar bu cezasızlık sebebinden faydalanmaktadırlar. Evlilik sona ermiş olsa dahi Medeni Kanun gereği kayın hısımlığı sona ermeyeceğinden dolayı suçun işlendiği tarihte eşler arasındaki evlilik bitmiş olsa dahi fail, üstsoy veya altsoy kayın hısımları aleyhine işlenecek suçlarda şahsi cezasızlık sebebinden faydalanacaktı. Yine aynı şekilde evlatlığın evlat edinene veya evlat edinenin evlatlığa karşı işlediği malvarlığına karşı suçlar da şahsi cezasızlık kapsamındadır.

  • AYNI KONUTTA YAŞAYAN KARDEŞLER:

       Birlikte yaşama sürekli ve yaşanılan yerin ise konut olması gerekmektedir. Şahsi cezasızlık halinden faydalanabilmek için kardeşlerin aynı anne ve babanın çocukları olması gerekmemektedir. Aynı işyerinde çalışıyor olmak veya aynı apartmanın farklı dairelerinde yaşıyor olmak, bu şahsi cezasızlık sebebinden yararlanmaya sebep olmaz.

            B-) TCK 167/2. Madde:

  1. AYRILIK KARARI VERİLMİŞ EŞLER:

      Bunların fiilen birlikte yaşıyor olmaları önemli değildir. Boşanma davasının açılması ile ayrı yaşama hakkı doğar. Bu süreçte işlenecek suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçu veya diğer mala karşı işlenen suçlarda fail, Türk Ceza Kanunu’nun 167. Maddesinin ikinci fıkrasındaki cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebebin varlığından yararlanacaktır. Boşanma davası kesinleştikten sonra işlenen suçlar bakımından fail, cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebebin varlığından faydalanamayacaktır.

  • FAİL İLE AYNI KONUTTA YAŞAMAYAN KARDEŞ:

    Fail ve mağdurun suçun işlendiği anda aynı konutta yaşamaması ve kardeş olmaları halinde fail, cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebebin varlığından faydalanacaktır. Aynı konutta beraber yaşamaları halinde ise daha önceden de belirttiğimiz gibi fail TCK madde 167/1. Fıkra gereği ceza almayacaktır.

  • FAİL İLE AYNI KONUTTA YAŞAYAN AMCA, DAYI, HALA, TEYZE, YEĞEN veya İKİNCİ DERECEDEN KAYIN HISIMLARI:

   Söz konusun cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebebin varlığından failin faydalanabilmesi için fail ve mağdurun aynı konutta yaşayan kişilerden olması gerekmekte ve fail ve mağdur arasında amca, dayı, hala, teyze, yeğen ve de ikinci dereceden kayın hısımlığı derecesinde akrabalık bağı olmalıdır.

SUÇ EŞYASINI SATIN ALMA VEYA KABUL ETME SUÇU VAKA ÖRNEKLERİ

VAKA 1:

Suça konu motosikleti sanığın kullandığının belirlenmesi üzerine yapılan araştırmada sanığın motosikleti tanımadığı bir şahıstan ….TL’ye satın aldığını beyan etmesi, Takdiri Kıymet Tutanağına göre motosikletin değerinin ise ….TL olduğunun belirlenmesi karşısında, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre sanığın motosikleti çaldığına dair herhangi bir delilin bulunmadığı ancak, söz konusu motosikleti piyasa değerinin çok altında bir fiyata satın alması nedeniyle, sanığın motosikletin hırsızlık malı olabileceğini bilebilecek durumda olması da nazara alınarak, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturur (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar: 2014/23429).

VAKA 2:

Sanığın olay tarihinden yaklaşık 3 ay önce çalındığı anlaşılan araç içinde yakalandığı sabit ise de, hırsızlık suçunu işlediğine dair savunmasının aksini gösterir her türlü kuşkudan uzak, somut ve inandırıcı, mahkumiyeti gerektirir delilin bulunmadığı, ancak sanığın çalıntı araç içerisinde yakalanması hususunun sabit olması karşısında, eylemin 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğu ve bu madde uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden eylemin hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulü hukuka aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – Karar: 2014/9572).

VAKA 3:

Kamu davasının dayanağını teşkil eden iddianame ile sanık hakkında hırsızlık suçundan dava açıldığı, aynı eylem nedeniyle hem beraat hem mahkumiyet kararı verilmesi mümkün olmadığı halde, yargılama sonucunda sanığın hırsızlık suçundan beraatine, eylemin suç eşyasının satın alınması suçunu oluşturduğundan bahisle mahkumiyetine karar verilmek suretiyle hükmün karıştırılması, Sanığın savunmalarında; suça konu bisikleti açık kimlik ve adres bilgilerini bilmediği hurdacı Ali isimli bir şahıstan satın aldığını iddia ettiği, ancak suça konu bisikletin çalınma ve sanıktan ele geçirilme zaman aralığı dikkate alındığında sanığın savunmalarının hayatın olağan akışına uygun olmadığı anlaşılmakla; eylemin TCK’nın 142/1-b maddesinde tanımlanan nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu halde vasıfta yanılgıya düşülerek yazılı şekilde suç eşyasını satın alınması suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar: 2014/23816).

VAKA 4:

Yargıtay bir kararında; sanığın, mağdurun A’ya ait 7 hayvanı, B’ye ait 5 hayvanı, C’ye ait 11 hayvanı, D’ye ait 4 hayvanı, suça konu olduklarını bilmesine rağmen satın alması eyleminin birden çok suç oluşturduğu ancak sanığa her suçtan ayrı değil, tek ceza verilerek cezasında artırıma gidilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (Yargıtay 2. CD. 13.07.2017 T., 2014/38069 E.,2017/7713 K)

VAKA 5:

Sanık hakkında katılan …’un müşteki …’in evinde geçici olarak bulunan bilgisayar ve malzemelerini çalmak ve malzemelerin bulunduğu müşteki …’in evine girmek sureti ile konut dokunulmazlığını bozma suçlarına ilişkin olarak yapılan yargılamada, sanığın suça konu bilgisayar malzemelerini tanımadığı Urfalı birinden 100 TL karşılığında satın aldığına yönelik beyanına itibar edilerek eylemin suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu suçtan dolayı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, sanığın söz konusu katılan …’a ait bilgisayar malzemelerini nasıl ve ne şekilde ele geçirdiğini açıklayamadığı, tanımadığı bir şahıstan satın almış olduğunu beyan ettiği, ancak bu şahıstan herhangi bir belge de almadığı, ayrıca bir kişinin bilgisayar malzemesi aldığı bir şahsı hiç tanımamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, dolayısıyla sanığın üzerine atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarını işlediğinin sabit olması nedeniyle bu suçlardan mahkumiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçundan yazılı biçimde mahkumiyet kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiş…” (YAR. 2. Ceza Dairesi, 2015/4835 E.  ,  2018/986 K., 08/02/2018)

VAKA 6:

Somut olayda, müşteki tarafından camı açık bırakılan aracından cep telefonunun çalınması eyleminde getirtilen HTS kayıtlarına göre suça konu telefonun aynı gün saat 22.35’ten itibaren sanığın eşi … tarafından kullanıldığının tespit edilmesi üzerine sanık hakkında hırsızlık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı,mahkemece sanığın eyleminin TCK’nın 165.maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanığın mahkumiyetine karar verildiği; suça konu telefonun yargılama aşamasında da beyanı alınan tanık … tarafından sanığa olan borcuna mahsuben verildiğinin anlaşılması karşısında,sanığın telefonun suça konu olduğunu bilemeyebileceği ve sanığın cep telefonunu suç eşyası olduğunu bilerek satın aldığına veya kabul ettiğine ilişkin mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, hukuka uygun, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı nazara alınmadan ve sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş… (YAR. 2. Ceza Dairesi, 2020/15895 E.,  2021/17828 K., 27.10.2021)

VAKA 8:

Sanıkları …’ın hurda toplayarak geçimlerini sağladıkları topladıkları hurda malzemelerini sanık …’e süre gelen şekilde sattıkları, olay günü sanıklar …’ın müştekilerin işyerine girerek suç konusu eşyaları aldıkları, sanık …’in deposuna bu eşyaları getirdikleri, sanık …’in diğer sanıklarla ortak bir şekilde hırsızlık suçunu işleme kastının olmadığı, sanığın deposuna getirilen eşyaları kabul etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin hırsızlık suçuna iştirak ya da yardım etme değil, 5237 sayılı Kanun’un 165. maddesinde düzenlenmiş olan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu oluşturacağı…” ( YAR. 2. Ceza Dairesi, 2020/15662 E.  ,  2020/10386 K., 12.10.2020)  

VAKA 9:

Olay tarihinde hırsızlık eylemimi gerçekleştiren …’nun aşamalarda alınan savunmalarında, suça konu çalıntı eşyaları dayısı olan sanık …’ın evine emaneten bırakırken çaldığını söylediğini beyan ettiği, taraflar arasında husumet iddiası bulunmadığı gibi sanığın savunmasında …’ın suça konu malları getirip avlu kapısının arkasına bıraktığını ifade etmesine karşın suça konu malların sanığın üvey oğlu olan…tarafından kömürlük içerisinden alınarak polise teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı şuç eşyasını kabul etme suçundan cezalandırılması yerine yazılı biçimde beraatine karar verilmesi, bozmayı gerektirmiş… (YAR. 13. Ceza Dairesi, 2012/90 E., 2013/14069 K., 13.05.2013)

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Ulaşın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara