- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Resmi belgede sahtecilik suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’muzun topluma karşı suçlar kenar başlıklı üçüncü kısmın; ‘Kamu Güvenine Karşı Suçlar’ kenar başlıklı dördüncü bölümünde ‘Parada Sahtecilik, Kıymetli Damgada Sahtecilik, Mühürde Sahtecilik, Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan, Özel Belgede Sahtecilik, Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması’ suçları ile birlikte düzenlenmiştir. Suç yapısı itibari ile icrai faaliyetlerle işlenebilmektedir. Bir suçun ihmali davranışlarla da işlenebilmesi için kanunda açık ve seçik olarak bu hususta bir düzenleme olması gerekmektedir. Kanun koyucu resmi belgede sahtecilik suçu ve cezası bakımından böyle bir düzenleme yoluna gitmemiştir. Resmi belgede sahtecilik suçunun temel cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Kamu görevlisinin, görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi, resmi belgede sahtecilik yapmak suretiyle düzenlemesi halinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.
Resmi belgede sahtecilik suçu ile korunan hukuksal yarar, toplumun devlete ve devletin personeline olan güven duygusudur. O halde denebilir ki bu resmi belgede sahtecilik ile korunan hukuksal yarar kamu güvenidir. Korunan bir diğer hukuksal yarar ise belgelerin bir delil aracı olması bakımından taşıdığı önem doğrultusunda kamu düzenidir.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Resmi belgede sahtecilik suçunun düzenlendiği TCK madde 204, ikili bir ayrım yapmakta ve failin kamu görevlisi olması ile kamu görevlisi olmayan kişinin yaptığı sahteciliği farklı cezalara tabi tutmaktadır. Bu bakımdan, TCK madde 204/ Fıkra 2 failin kamu görevlisi olması halinde uygulanacak olup; failin kamu görevlisi olmadığı sahtecilik suçlarında ise TCK madde 204/ Fıkra 1 uygulanacaktır. ‘Resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemek’, ‘gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek’ ve ‘sahte resmi belgeyi kullanmak’ gerek birinci fıkradaki herhangi bir kişi bakımından gerekse de ikinci fıkradaki kamu görevlisi bakımından resmi belgede sahtecilik suçuna sebep olacak seçimlik hareketler olarak düzenlenmiştir. Kamu görevlisi bakımından bu seçimlik hareketlere ek olarak ‘gerçeğe aykırı belge düzenlemek’ de resmi belgede sahtecilik suçuna sebep olacaktır.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Evvela ‘resmi belgede sahtecilik suçu’ ile ‘özel belgede sahtecilik suçunun’ anlaşılabilmesi için ‘belge’ teriminin anlaşılması ve daha sonra da hangi tür belgelerin resmi belge statüsünde olduğunun ve diğer hangi tür belgelerin de özel belge statüsündeolduğunun kavranması gerekmektedir. Daha sonra ise hangi tür davranışlar ile resmi belge statüsünde bulunan evraklarda sahtecilik yapılabileceğini ve hangi tür davranışlar ile de özel belge statüsünde bulunan evraklarda sahtecilik yapılabileceğini inceleyeceğiz. Özel belgede sahtecilik suçu konusu başka bir makalemizin konusu olup, bu makalede sadece resmi belgede sahtecilik suçu üzerinde duracağız.
Belge; düzenleyeninin belli olduğu ve içeriğinde hukuksal açıdan bir olayın ya da bir irade beyanının aktarılması noktasında önem taşıyan, olayların ispatına elverişli yazılı vesikalardır. Bu unsurları tam olarak taşıyan belgenin üç türü vardır. Bunlar; resmi belge, özel belge ve de resmi belge hükmündeki belgelerdir. Makalemizin konusunu resmi belgede sahtecilik suçu oluşturması sebebi ile resmi belge ile resmi belge hükmündeki belgelerin de tanımını da ayrı ayrı yapmak gerekmektedir.
Resmi Belge: Ancak bir kamu görevlisi tarafından görev gereği ve kanunda öngörülen usule uygun olarak düzenlenen belgeler resmi belgelerdir. Eski ceza kanunumuzdan farklı olarak, yeni Türk Ceza Kanunu’muz resmi belgeler arasında ‘sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge’ ile ‘aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge’ biçiminde ayrıma gitmemişse de sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgeler konusunda sahtecilik yapılmasını TCK madde 204/ Fıkra 3’te cezayı ağırlaştırıcı nitelikte bir suç olarak düzenlemiştir. S
Bir resmi belgeyi, sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden kabul edebilmek için bu hususun ceza veya özel hukuk kanunlarımızda açıkça düzenlenmesi gerekmektedir. Kanunun bu niteliği vermediği hiçbir resmi belge, ‘sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden’ kabul edilemez. Bu bağlamda; Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun gibi çeşitli kanunlarda sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgelerden bazıları düzenlenmiştir. Bu tür belgelere
- Mahkeme İlamları,
- Noterlerde Düzenleme Biçiminde Tanzim Edilen Evraklar (imza sirküsü noter araç satış sözleşmesi, noter satış vaadi, noterde düzenlenen vekaletname)
- Duruşma Tutanakları, keşif tutanakları
- Seçim Tutanakları,
- Belediye Ceza Tutanakları (1608 sayılı Kanun md.6),
- İlam Niteliğindeki Belgeler (İİK md. 38),
- Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu gereği tutulan suç tutanakları,
- Sayıştay İlamları
örnek olarak verilebilir.
Resmi Belge Hükmündeki Belgeler: Bunlar aslında nitelik olarak özel belge olmalarına karşılık, Türk Ceza Kanunu, bu belgeler üzerindeki sahteciliği resmi belge üzerinde işlenmiş gibi cezalandırmaktadır. Hangi tür özel belgelerin, resmi belge hükmünde sayılabileceği TCK madde 210’nun birinci fıkrasında belirtilmiştir. Ancak önemli olan husus şudur ki, bu belgelerin resmi belge hükmünde sayılabilmesi için kanunun kendileri için aradığı tüm unsurları eksiksiz olarak taşımaları gerekmektedir. Bu bakımdan TCK gereği resmi belge sayılan bir belgenin unsurlardan birinin eksikliği sebebi ile bu niteliğini kaybetmesi halinde ‘özel belgede sahtecilik suçu’ oluşacaktır. Türk Ceza Kanunu’muzun 210. Maddesinde sayılan resmi belge hükmünde sayılan ancak gerçekte özel belge olan vesikalar şunlardır:
- Emre veya hamile yazılı kambiyo senedi
- Emtiayı temsil eden belge
- Hisse senedi, tahvil
- Vasiyetname
İzahını yapmış olduğumuz resmi belgeler ve resmi belge hükmündeki belgeler üzerinde sahtecilik suçu ancak kanunda belirtilmiş seçimlik hareketler yolu işlenebilir. Bu bakımdan TCK 204. Maddenin incelenmesi gerekmektedir.
Resmi belgede sahtecilik – Madde 204:
(1) Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır.
Resmi belgede sahtecilik suçu, hem herhangi bir kişi hem de kamu görevlisi kişiler tarafından ‘resmi belgeyi sahte olarak düzenlemek’, ‘gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmek’, ‘sahte resmi belgeyi kullanmak’ şeklindeki seçimlik hareketlerle işlenebilir. Failin kamu görevlisi kişilerden olması halinde ayrıca ‘gerçeğe aykırı belge düzenlemek’ şeklindeki seçimlik hareketle de resmi belgede sahtecilik suçu işlenebilir. Bu seçimlik hareketleri ayrıntılı olarak incelemekte fayda vardır.
- RESMİ BELGEYİ SAHTE OLARAK DÜZENLEMEK: Belgenin düzenleyeni olarak görünen kişiden esasen başkası tarafından belgenin düzenlenmiş olmasıdır.
- GERÇEK BİR RESMİ BELGEYİ BAŞKALARINI ALDATACAK ŞEKİLDE DEĞİŞTİRMEK:Resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmekten anlaşılması gereken; belgeyi düzenleyen kişi tarafından belgenin düzenlenmesinden sonra belgede ‘ekleme’ veya ‘çıkarma’ yapılması anlamına gelir. Yani belgenin içeriğinde taşınan hukuksal öneme sahip olay veya irade beyanının sonradan değiştirilerek, sanki düzenlenme anından beri belgenin değişiklikten sonraki olay veya irade beyanını taşıyormuş görüntüsü ortaya koyulmaya çalışılır. Belgede yapılan değişikliğin başkalarını aldatacak nitelikte olması gerekmektedir. Yani yapılan değişikliğin üçüncü kişilerce ilk bakışta anlaşılamayacak türden olması gerekmektedir.
- SAHTE RESMİ BELGEYİ KULLANMAK: Özel belgede sahtecilik suçundan farklı olarak resmi belgede sahtecilik suçunun cezalandırılabilmesi için yalnızca düzenleme yeterlidir. Düzenlenen bu belgenin ayrıca kullanılmasına gerek yoktur. Düzenlenen belge ayrıca kullanılmışsa ve sahte olarak düzenleyen kişi de aynı kişi ise bu hareketler seçimlik hareketler olduklarından dolayı faile ayrıca ceza verilmez. Bu bakımdan ‘’kullanma’’ fiili, belgeyi sahte olarak düzenleyenlerden bir başkası tarafından gerçekleştirilmelidir.
- GERÇEĞE AYKIRI RESMİ BELGE DÜZENLEMEK: Belgenin gerçeğe uygun olmayan beyanları veya olayları içermesi durumunda ‘gerçeğe aykırı belge düzenlemeden’ söz edilir. Burada, belge dış görünüş olarak herhangi bir sahtelik içermemekle birlikte özü yani içeriğinde gerçeğe uymayan ve yalan beyanlar bulunmaktadır. Belgeyi düzenleyen kişi bizzat belgede ismi yazan kişi olmakla birlikte içerik gerçeğe aykırıdır. Daha önceden de önemle vurguladığımız gibi, ‘gerçeğe aykırı belge düzenleme’ seçimlik hareketi ancak kamu görevlilerince ve görevleri gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeler üzerinde işlenebilir. Ancak gerek kamu görevlisi niteliğinde olsun gerekse de özel sektörde çalışıyor olsun, sağlık çalışanlarının ‘gerçeğe aykırı belge düzenlemesi’ halinde TCK 204 (resmi belgede sahtecilik suçu) yerine daha az cezanın öngörüldüğü TCK 210/ Fıkra 2 hükmü uygulama yeri bulacaktır.
Resmi belge hükmünde belgeler – Madde 210:
(1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun, emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge, hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması halinde, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
Ancak düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde sağlık çalışanları TCK madde 204’e göre resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılacaktır.
Yuklarıda izahını yaptığımız seçimlik hareketlerden farklı olarak, resmi belgenin failce ‘bozulması’, ‘yok edilmesi’ ve ‘gizlenmesi’ ise TCK 205. Maddede düzenlenmiştir.
Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek – Madde 205:
(1) Gerçek bir resmi belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Resmi belgenin ‘bozulması’, ‘yok edilmesi’ ve ‘gizlenmesi’ ile anlatılmak istenen, belgenin, kanıtlayıcı amacı yönünden kullanılmasına engel olmaktır.
Daha az cezayı gerektiren hal – Madde 211:
(1) Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.
Failin, durumun gerçekliğine ve doğruluğuna inanması, bu inancın makul ve meşru olması, failin haklı olduğu subjektif inancı ile hareket etmesi gerekmektedir.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Resmi belgede sahtecilik suçu bakımından genel kast yeterlidir. Ancak TCK madde 30/son fıkra gereği, resmi belgede sahtecilik suçu failleri birçok durumda haksızlık yanılgısı içerisinde hareket etmekte ve cezalandırılmamaktadırlar. Örneğin, bir kimsenin açık veya örtülü rızası üzerine, onun adına bir kıymetli evrak düzenlemiş ise faile kusur yüklenememektedir.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Resmi belgede sahtecilik suçunun icra hareketlerine ne zaman başlandığının tespitinin yapılması çoğu zaman tam olarak mümkün değildir. Bu bakımdan bu suça teşebbüs de aynı zordur.
Resmi belgede sahtecilik suçu, belgenin sahte olarak düzenlenmesi ile tamamlanır; kullanılması ile de sona erer. Sahte resmi belge düzenlenmiş ancak henüz kullanılmadan fail yakalanmış ise suç tamamlandığı için fail teşebbüsten cezalandırılmayacaktır.
İçtima – Madde 212:
(1) Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur.
Sahte resmi belge, eğer bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılmış ise fail hem resmi belgede sahtecilik suçundan hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Aynı suç işleme kararı ile farklı zamanlarda birden fazla resmi belgede sahtecilik yapılması halinde TCK madde 43/ Fıkra 1 gereği zincirleme suç hükmü uygulanacak ve faile tek ceza verilip cezası arttırılacaktır. Aynı zaman diliminde pek çok resmi belgede sahtecilik yapılması halinde ise tek fiilden bahsedilecek ve dolayısı ile faile tek bir ceza verilecektir.
RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU VAKA ÖRNEĞİ
VAKA 1:
Sanığın, 2022 Sayılı Kanun uyarınca katılan SGK Başkanlığı’ndan özürlü aylığı talebinde bulunduğu, kurum tarafından aylık bağlanmaya esas belgelerin yapılan incelenmesinde Van Eğitim Araştırma Hastanesi’nden alınan sağlık kurulu raporunun hastane kayıtlarına uygun olmadığı ve sahte olduğunun tespit edildiği, Van Devlet Hastanesi’nden aldırılan sağlık kurulu raporuna göre ise sanığın tüm vücut fonksiyon kayıp oranının %8 olduğu, sanığın zikredilen 2022 Sayılı Kanun ve bu kanunun uygulanmasına yönelik yönetmelik uyarınca halihazırda almış olduğu sahte sağlık kurulu raporuna göre özürlü aylığı almasına imkan bulunmadığı, nitekim SGK Başkanlığı’nın yazı cevabına göre de herhangi bir maaş ödemesi yapılmadığı, bu sebeple SGK’nın herhangi bir zararının oluşmadığı, dolayısıyla sanığın eylemlerinin faydasız sahtecilik olarak değerlendirileceği ve sanığın üzerine atılı suçların maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükmü hukuka uygundur (Yargıtay 15. Ceza Dairesi – Karar: 2016/2277).
VAKA 2:
Avukat sıfatını henüz kazanmayan stajyer avukat sanık C. Ö. adına, 05.09.2006 ve 22.02.2007 tarihlerinde, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 56. maddesi gereğince “yetki belgesi” düzenlenmesi ve sanık C.’ın bu yetki belgelerini kullanarak mahkemede duruşmaya davalı vekili olarak katılması, icra takip dosyalarında işlemler yapmasından ibaret olayda; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 26. maddesine göre verilecek muvafakatname ile stajyer avukatların dahi icra takip işlemlerini yapma yetkisinin bulunduğu, sanık C.’ın da yetki belgesi verildiği tarih itibariyle bu statüye sahip olduğunun ve dolayısıyla suça konu yetki belgelerinin kullanılması ile elde edilebilecek olan hukuki sonuçların elde edilmesi mümkün olduğunun anlaşılması karşısında; bu haliyle yapılan sahteciliğin “faydasız sahtecilik” olarak nitelenmesi gerektiği gözetilmeden mahkumiyet kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 11. Ceza Dairesi – Karar: 2014/1687).
VAKA 3:
5237 sayılı TCK’nın 61. maddesinde yer alan hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılanları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst siniri arasında temel cezayı belirler ve 3. maddesinde yer alan suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur hükümleri uyarınca, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden mahkeme tarafından yapılan gözlemde sahte sürücü belgesi üzerinde soğuk mühür izi bulunmadığının tespit edildiği, bu nedenle sürücü belgesi yönünden aldatma kabiliyetinin bulunmadığı ve suçun unsurlarının oluşmadığı, sahte nüfus cüzdanı yönünden ise temel cezanın yukarıda sayılan ilkelere göre belirlenmesi gerektiği gözetilmeden temel cezanın orantılılık ilkesini zedeleyecek şekilde üst sınıra yakın belirlenmesi. (Yargıtay 11.CD, 03.07.2017 gün, 2015/5795 Esas, 2017/5042 Karar)