- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’muzun ‘kişilere karşı suçlar’ kenar başlıklı ikinci kısmın; ‘Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar’ kenar başlıklı dokuzuncu bölümünde ‘Haberleşmenin gizliliğini ihlal, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal, Kişisel Verilerin Kaydedilmesi’ suçları ile birlikte düzenlenmiştir. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu yapısı itibari ile icrai faaliyetlerle işlenebilmektedir. Kanunda ihmali hareketlerle işlenebilmesi doğrultusunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun cezası nedir? Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Diğer yandan kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dört bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ile korunan hukuksal yarar, insanların yüz yüze yaptığı konuşmalar ve görüşmelerin gizliliğidir.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun birinci fıkrasında düzenlenmiş bulunan suçun failinin ancak aleni olmayan konuşmaların tarafı olmayan üçüncü bir kişinin olabileceğini düzenlemiştir. Yargıtayın, eşlerin birbirlerine karşı kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun faili olup olamayacakları yönünde verdiği çelişkili kararlar vardır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun ikinci fıkrasında düzenlenen suç bakımından ise özgü nitelikli bir faillik öngörmüştür. Zira failin, kanunun ifadesi ile yapılan ‘söyleşinin’ yani konuşmanın bir tarafı olması gerekmektedir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun son fıkrasında düzenlenen ‘kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların ifşası suçunun’ faili herkes olabilir. Fail bakımından özel bir nitelik aranmamaktadır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun mağduru bakımından özellik arz eden bir durum söz konusu değildir.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması – Madde 133:
(1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu nedir? Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, herkes tarafından duyulması istenmeyen kişilerin kendi aralarındaki konuşmaların veya söyleşilerin, hukuka aykırı olarak dinlenmesi, kayda alınması veya ifşa edilmesi ile oluşur.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun konusunu ‘kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmalar’ ve ‘aleni olmayan söyleşiler’ oluşturur.
- TCK 133. MADDE / 1. FIKRA:
Kişiler arasında aleni olmayan konuşma, yapılan yüz yüze görüşmenin sınırlı sayıda insan ile yapılmasını ifade eder. Yapılan görüşmede bulunan insan sayısı önem arz etmese de, önemli olan dışarıda bulunan istenmeyen üçüncü kişilerden uzak bir konuşma olmasıdır. Yani kısaca üçüncü kişilerin ancak özel bir gayretle duyabilecekleri konuşma, aleni olmayan konuşmadır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun birinci fıkrası ‘konuşmaların dinlenmesi’ ve ‘konuşmaların kayda alınması’ şeklinde iki farklı seçimlik hareket öngörülerek düzenlenmiştir. Bu iki farklı seçimlik hareket arasında faile verilecek ceza bakımından herhangi bir fark bulunmamaktadır. Ancak ‘konuşmaları kayda alma’ seçimlik hareketinin, ‘konuşmaları dinleme’ seçimlik hareketine kıyasla haksızlık içeriğinin çok daha büyük olmasına rağmen her ikisinin de cezalarının aynı olması hukuk mantığına aykırıdır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşması bakımından dikkat edilmesi gereken nokta, bu konuşmanın araya herhangi bir iletişim vasıtası sokulmaksızın yani yüz yüze yapılan görüşmelerden olmasıdır. Zira iletişim vasıtası ile yapılan görüşmelerin ihlal edilmesi TCK 132. Maddede itibariyle ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’ suçunu oluşturacaktır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşması için konuşmaya taraflardan herkesin aktif bir şekilde katılması gerekmez. Diğer yandan yüz yüze konuşan kişilerden sadece birinin konuşması ve ortamdaki diğer kişilerin dinleyici olarak bulunması arasında suçun oluşması bakımından bir fark yoktur. Ancak tek kişinin bulunduğu bir ortamda bu kişinin kendi kendine yaptığı konuşmaların dinlenmesi veya bir ses kayıt cihazı ile kayda alınması halinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu değil; olsa olsa TCK 134. Maddede düzenlenen özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi suçundan bahsetmek mümkün olacaktır.
- TCK 133. MADDE / 2. FIKRA:
Aleni olmayan söyleşinin de tanımını yapmakta yarar vardır. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun ikinci fıkrasında neden ‘konuşma’ değil de ‘söyleşi’ ifadesini kullandığını anlamak için maddenin gerekçesine bakmak gerekmektedir. Yapılan inceleme sonucunda ‘söyleşi’ kelimesi ile anlatılmak istenen hususun, konuşmanın en az 3 kişinin arasında olması gerektiği ve bunlardan birinin muhakkak fail olması gerektiği şeklinde açıklanmaktadır. Bu bağlamda failin dahil olduğu 3 kişiden az yapılan bir konuşmanın her ne kadar TCK 133. Maddedeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması oluşturmayacaksa da TCK 134. Maddede düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilecektir.
- TCK 133. MADDE / 3. FIKRA:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun son fıkrası, kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesini suç olarak düzenlemiş bulunmaktadır. Dikkat edilirse, “yapılan konuşmalardan” söz edilmiş bulunmakla birlikte “yapılan söyleşiler” fıkra dışında bırakılmıştır. Bunun sonucunda söylenebilir ki, ancak birinci fıkrada düzenlenmiş ‘kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların’ ifşası suç olarak nitelendirilmekte ancak ikinci fıkrada düzenlenmiş bulunan ‘aleni olmayan bir söyleşilerin’ ifşası suç olarak nitelendirilmemiştir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun tamamlanmış sayılabilmesi için İfşa edilen verilerin hukuka uygun mu yoksa hukuka aykırı mı elde edildiği önem arz etmemektedir. 2012 yılındaki değişiklikten önce ancak hukuka aykırı yollarla ele geçirilen konuşmaların ifşası suç olarak düzenlenmişken; doğru yapılan bir kanun değişikliği tercihi ile hukuka uygun yollardan dahi olsa ele geçirilen konuşmaların hukuka aykırı olarak ifşası suç olarak düzenlenmiştir.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu ancak kasten işlenebilen bir suçtur. Bu kast, konuşmaların dinlenmesine ve kayda alınmasına yönelik olmalı ve kişilerin rızası hilaflarına bu fiilin gerçekleştirildiği failce bilinmeli ve istenmelidir. Eğer olası kast söz konusu ise faile verilecek cezada indirim yapılacaktır.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun hukuka aykırılığını ortadan kaldırıcı pek çok hukuka uygunluk nedeni bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi kanun hükmünün icrası hukuka uygunluk nedenidir. Ceza Muhakemeleri Kanunu’muzun 140. Maddesinde düzenlenen teknik izleme tedbiri sonucu elde edilen veriler hukuka uygun olarak toplandığından dolayı faile ceza verilmeyecektir.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundaki hukuka aykırılığı ortadan kaldırıcı bir sebep olarak meşru savunma hali de söz konusu olabilmektedir. Örneğin mağdurun yüzüne karşı yapılan bir tehdidin ispatını sağlayıp, yetkili yerlerden yardım almak maksadı ile tehdit içeren konuşmalarının kayıt altına alınması, meşru savunma hukuka uygunluk nedeninden dolayı cezalandırılmayacaktır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu, yapısı itibari ile teşebbüse elverişlidir. Fail, dinleme veya kayda almak için doğrudan doğruya icra hareketlerine başlamış ancak elinde olmayan nedenlerden dolayı icra hareketlerini tamamlayamamışsa kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçuna teşebbüsten cezalandırılacaktır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı olduğundan ötürü uzlaşma kapsamındadır.
KİŞİLER ARASINDAKİ KONUŞMALARIN DİNLENMESİ ve KAYDA ALINMASI SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2019/4463 ).
- Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu
- TCK 133. Madde
Dosya kapsamına göre; sanığın, eve yerleştirdiği ses kayıt cihazı ile kendisi aldattığından şüphelendiği eşi katılanın telefon konuşmasını kaydettiği ve katılanı konuştuğu kişi olan tanıkla yüzleştirdiği sırada katılanın kendisini aldatmasından duyduğu öfke ile katılana hakaret ettiği iddia edilen olayda;
Katılanın tarafı olduğu haberleşme içeriklerini üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılan aleyhine açtığı boşanma davasındaki iddialarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı ve katılanın kendisini aldatmasına tepki olarak atılı hakaret suçunu işlediği gözetildiğinde yerel mahkemenin beraate ve ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar: 2019/4463 )
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/3723 k.).
- Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu
- TCK 133. Madde
En az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi TCK 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu olarak düzenlenmiştir. Söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nun kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylemin 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/3723 k.)
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/8990 k.)
- Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması Suçu
- TCK 133. Madde
Sanığın, sulh ceza mahkemesinde görülmekte olan şikayetçinin taraf olmadığı bir dava dosyasına delil olmak üzere şikayetçi ile yaptığı telefon görüşmesini, şikayetçinin rızası olmaksızın kayda alarak bu kaydı mahkemeye delil olarak sunarak ifşa etmesi şeklinde gelişen eyleminde, sanığın, şikayetçi tarafından kendisine karşı işlenmekte olan ve ani gelişen bir suç bulunmadığı halde, kaybolma olasılığı bulunan mevcut delilin muhafazasını sağlamak için değil, önceden hazırlıklı ve planlı şekilde, yeni bir delil elde etmek amacıyla hareket ederek, şikayetçi ile arasındaki telefon görüşmesini gizlice kaydedip, bu ses kaydını içerir CD’yi, şikayetçinin bilgisi ve rızası dışında, dava dosyasına delil olarak sunduğu, atılı eylemin kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu değil, TCK’nın 132. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – 2014/8990 k.)
İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ. DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️ 0534-419-19-91
