KASTEN YARALAMA SUÇU ve CEZASI (TCK 86. Madde)
- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Kasten yaralama suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’nun ‘kişilere karşı suçların’ düzenlendiği ikinci kısmının ‘vücut dokunulmazlığına karşı suçlar’ kenar başlıklı ikinci bölümünde ‘Taksirle Yaralama, İnsan Üzerinde Deney, Organ veya Doku Ticareti’ suçları ile beraber düzenlenmiş bulunmaktadır. Kasten yaralama suçu hem icrai hem de ihmali hareketlerle işlenebilen bir suç tipidir.
Kasten yaralama suçunun cezası nedir? Kasten yaralama suçunun cezası, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde faile verilecek ceza mağdurun şikayeti üzerine dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır. Kasten yaralama suçunun nitelikli hallerinin veya netice sebebiyle ağırlaşmış hallerinin bulunması halinde faile verilecek ceza arttırılacaktır.
Kasten yaralama suçu, beden dokunulmazlığı hukuksal yararını korumaktadır. Beden dokunulmazlığı kavramının içine hem ‘beden bütünlüğü’ hem de ‘sağlığı’ girmektedir. Beden bütünlüğü ise hem ‘fiziksel bütünlüğü’ hem de ‘ruhsal bütünlüğü’ bünyesinde barındırmaktadır.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Kasten yaralama suçunun faili herkes olabilir. Bu bakımdan fail için özel bir nitelik aranmış değildir. Ancak failin TCK 86. Maddenin, 3. Fıkrasının (a) bendinde sayılan yakın akrabalardan olması halinde faile verilecek ceza arttırılacaktır. Kişinin kendisini kasten yaralaması halinde bu suç oluşmayacaktır. Zira faillik ve mağdurluk sıfatı aynı kişide birleşemez.
Kasten yaralama suçunun mağduru ise ancak yaşayan canlı bir insan olabilir. Yaşam ise doğumla başlayıp ölümle bittiğinden dolayı ana rahmine yapılan müdahale sonucu çocuğun dünyaya sakat olarak gelmesi halinde bu suç oluşmayacaktır.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Kasten yaralama – Madde 86:
(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı altı aydan az olamaz.
(3) Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
f) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.
Kasten yaralama suçu nedir? Kasten yaralama suçu, bir kişinin vücuduna kasti olarak acı verilmesi veya sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olunması ile oluşan bir suç türüdür.
Kasten yaralama suçu seçimlik hareketli bir suç türü olup bu hareketler ‘vücuda acı vermek’, ‘sağlının bozulmasına’ veya ‘algılama yeteneğinin bozulmasına’ sebep olmak şeklinde ortaya çıkan davranışlardır.
Kasten yaralama suçunun vücuda acı vermek suretiyle İşlenmesi: Beden bütünlüğünü önemsiz olmayan biçimde bozmaya yönelik, fiziksel yönden ezaya yol açan her türlü harekettir.
Kasten yaralama suçunun, mağdurun sağlığının bozulmasına sebep olması: Tıbbi olarak patolojik bir durum ortaya çıkarmak veya böyle bir patolojik durum önceden varsa bunu arttırmaktır.
Kasten yaralama suçunun, mağdurun algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olması: Korku, uyku bozukluğu gibi kişinin dış dünyada olup bitenleri gözlemleyebilme yetisinde ortaya çıkan her türlü olumsuz değişikliği ifade etmektedir.

- KASTEN YARALAMA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ (TCK 86. Madde, 2. ve 3. Fıkra):
Kasten yaralama suçunun düzenlendiği 86. Maddenin 3. Fıkrası, cezayı ağırlaştırıcı bir nitelikli hal iken; 2. Fıkrası ise cezayı azaltıcı etki gösteren bir nitelikli haldir. 3. Fıkrada sayılan nitelikli haller seçimlik hareketli fiiller olup, cezayı yarı oranında arttırıcı etkiye sahiptir ve soruşturmanın başlaması açısından da şikayet aranmaz.
Somut olayda, birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi halinde failin cezası bir kez arttırılır ancak TCK 61. Madde uyarınca temel ceza, alt sınırdan uzaklaştırılmak suretiyle verilir.
- Kasten Yaralama Suçunun Üstsoy veya Altsoydan Birine ya da Eş veya Kardeşe Karşı İşlenmesi:
Kasten yaralama suçunun, yakın hısımlara işlenmesinin nitelikli hal olarak düzenlenmesinin altında yatan düşünce, mağdurun yakınından böyle bir tehlikenin gelmesini beklememesi ve doğal olarak kendisini savunma noktasındaki yetersizliğidir.
Fail, yaralamak istediği kişinin kendisinin yakın akrabası olduğunu bilmeli ve yine de bu kişiyi yaralama fiilini gerçekleştirmiş olmalıdır.
Üstsoy ve altsoy teriminden faile kan bağı ile bağlı olan alt ve üst soy akrabalar anlaşılmalıdır. Eş deyiminden ise Medeni Kanun anlamında evlenme ile kurulan ilişki anlaşılmalıdır. Kardeş terimi açısından ise hem anne hem de babanın bir olmasına gerek yoktur. Sadece anne veya baba bir olan kardeşler bakımından da Yargıtay bu nitelikli halin uygulama alanı bulabileceğini belirttiği kararları vardır.
- Kasten Yaralama Suçunun Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi:
Kasten yaralama suçunun beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi hali cezayı arttırıcı nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
Sakat veya aşırı yaşlılık, uyku hali, bilinçsizlik, alkol, uyuşturucu veya narkoz etkisi altında bulunan kişiler, ‘beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiler’ olarak kabul edilir ve bu kişilere karşı işlenecek olan kasten yaralama suçu da cezanın ağırlaştırılmasına sebep olacak nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
- Kasten Yaralama Suçunun Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle İşlenmesi:
Tanımlar – Madde 6:
“(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
…
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
…
anlaşılır.”
Kasten yaralama suçunun, mağdurun yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olması halinde failin nitelikli kasten yaralama suçu dolayısıyla cezalandırılması gerekir.
Kasten yaralama suçunun, kamu görevlisine karşı göreviyle bağlantılı bir nedenle işlenmesi şartı zorunlu olup, mağdurun görevi esnasında işlenmesi zorunlu değildir. Görev sona erdikten sonra dahi işlenmesi halinde bu nitelikli hal uygulama alanı bulacaktır.
- Kasten Yaralama Suçunun Kamu Görevlisinin Sahip Bulunduğu Nüfuz Kötüye Kullanılmak Suretiyle İşlenmesi:
Kasten yaralama suçunun, kamu görevlisinin nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle işlenmesi nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır. Nüfuzu kötüye kullanmaktan kasıt, failin kamu görevi gereği sahip olduğu otoriteden, sözünü kabul ettirme gücünden yararlanmasıdır.
Failin, zor kullanma yetkisine sahip olması da gerekmez.
- Kasten Yaralama Suçunun Silahla İşlenmesi:
Kasten yaralama suçunun, silahla işlenmesi cezayı arttırıcı nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
Tanımlar – Madde 6:
“(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
…
f) Silah deyiminden;
1. Ateşli silahlar,
2. Patlayıcı maddeler,
3. Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
4. Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
5. Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler,
…
anlaşılır.”
Kasten yaralama suçunun, silahla işlendiğinin kabul edilebilmesi için somut olayın özellikleri yakından incelenmelidir. Yargıtay’a göre suçta kullanılan aracın silah sayılabilmesi için saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak üretilmiş olmasına gerek yoktur. Kullanılan aracın saldırı ve savunmada kullanılması ve aynı zamanda kesici, delici veya bereleyici olması yeterlidir.
- KASTEN YARALAMA SUÇUNDA NETİCE YÜZÜNDEN CEZANIN AĞIRLAŞTIRILMASINI GEREKTİREN NİTELİKLİ HALLER (TCK 87. MADDE):
TCK 87. Maddede yer alan ve cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren durumlar, “netice yüzünden ağırlaşmış suç” niteliği taşır ve bu yüzden TCK 23. Madde uyarınca failin kastının ağır neticeye yönelik olmasına gerek yoktur. Failin en azından ağır netice bakımından taksir düzeyinde bir kusurunun bulunması yeterlidir.
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama – Madde 87:
(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
(3)Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan oniki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kasten yaralama suçunun netice yüzünden cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hallerinin düzenlendiği TCK 87. Maddenin 1. ve 2. Fıkrasındaki haller kendi aralarında seçimliktirler. Birden fazla nitelikli halin somut olayda gerçekleşmesi halinde tek bir arttırım yapılacaktır. Diğer yandan hem 1. fıkraya he de 2. fıkraya göre nitelikli hal teşkil eden neticeler gerçekleşmişse, sadece en ağırından ötürü arttırım yapılacaktır. Birinci fıkradaki nitelikli haller sonucunda failin cezası bir kat arttırılacak olup TCK 86. Maddenin birinci fıkrasına girdiği hallerde üç yıldan az üçüncü fıkraya girdiği hallerde ise beş yıldan az olamazken; ikinci fıkradaki nitelikli hallerin varlığı halinde ise faile verilecek hapis cezası ise iki kat arttırılacaktır ve TCK 86. Maddenin birinci fıkrasına girdiği hallerde beş yıldan az üçüncü fıkraya girdiği hallerde ise sekiz yıldan az olamaz.

A-) TCK 87. Maddenin 1. Fıkrasında Öngörülen Nitelikli Haller:
- Kasten Yaralama Suçunun Mağdurun Duyularından veya Organlarından Birinin İşlevini Sürekli Zayıflamasına Yol Açması (TCK87/1-a):
Fıkra gerekçesinde; “Bunun için duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olunmalıdır. Vücutta çift olarak bulunan organlardan birinin işlevini tamamen yitirmesi hâlinde, diğer organ fonksiyon görmeye devam edebilir. Bu durumda dahi, organın işlevinin zayıflaması değil, ikinci fıkraya göre işlevin yitirilmesi söz konusudur. Çünkü, bent metninde duyu veya organlardan birinin işlevinden söz edilmiştir” denilmektedir.
Kasten yaralama suçu sonucunda mağdurun duyu veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasından maksat, bunların fonksiyonlarını yerine getirmede güçlüğü ve azalmayı ifade etmektedir.
Zayıflama ise duyu veya organın kaybedilmiş sayılmasını gerektirmeksizin bunların kapasitesini düşüren her türlü fonksiyonel azalmadır24. Bu hususun belirlenebilmesi için mağdurun olaydan önceki ve sonraki durumunun mukayese edilmesi gerekir.
Gerekçede de belirtildiği gibi bu fıkradan ceza verebilmek için zayıflamanın sürekli olması gerekmektedir. Ancak “sürekli zayıflama”; mağdurun hayatı boyunca devam etmesi şeklinde anlaşılmamalıdır. Öngörülebilir bir zaman içinde zayıflama giderilememişse, hükmün uygulanması için bu yeterlidir. Yapılan tedavi ile zayıflamanın iyileştirilmesi söz konusu ise zayıflamanın sürekli olmadığı sonucuna varılmalıdır.
- Kasten Yaralama Suçunun Konuşmada Sürekli Zorluğa Yol Açması (TCK87/1-b):
Kasten yaralama suçu sonucunda, mağdurun konuşma yeteneğinin olumsuz yönde değişikliğe uğraması halinde cezanın arttırılmasına sebep olan bu nitelikli hal uygulama alanı bulacaktır. Örneğin akıcı konuşmanın elde olmayan sebeple sağlanamaması yani mağdurun kekelemesi halleri.
Kasten yaralama suçu sonucunda oluşacak konuşma zorluğunun her ne kadar ömür boyu devam etmesi gerekmese de uzunca bir süre ‘sürekli’ olması yeterlidir.
- Kasten Yaralama Suçunun Yüzde Sabit İze Yol Açması (TCK87/1-c):
Kasten yaralama suçu sonucunda mağdurun boyun ve kulakları dahil başın ön kısmında meydana gelen fizyolojik değişimler faile verilecek hapis cezasının arttırılmasına sebep olacaktır.
Sabit iz, yüzün doğal görünüşünü etkileyen her türlü değişikliktir. Mutlaka bir yara izi gerekli olmayıp saç-bıyık dökülmesi gibi durumlar da bu kapsamdadır. Yüzde bırakılan izin uzaktan bile görülebilir ve belli bir dikkat sarf etmeksizin fark ediliyorsa yüzün doğal görünüşü etkilenmiş sayılır. ‘Karizmatik’ olarak nitelendirilebilecek türden izler dahi bu nitelikli halin uygulanmasına engel değildir.
- Kasten Yaralama Suçunun Yaşamı Tehlikeye Sokan Bir Duruma Yol Açması (TCK87/1-d):
Kasten yaralama suçunun yakın bir ölüm tehlikesine yol açmış olması halinde ‘yaşamı tehlikeye sokan bir durumdan’ söz edilebilir. Burada, yaralanma sonrasında kişinin yaşamı mutlak surette tehlikeye maruz kalmakta, ancak gerek şahsın kendi vücut direnciyle gerekse de yapılan tıbbi yardım ile mağdur ölmemektedir.
Yaşamı tehlikeye sokan durum, kısa süreli için de olsa, kayda değer bir ölümcül sonuca yol açma olasılığı doğuran durumdur. Mağdurun hayatı gerçekten tehlike altında olmalı ve organizmada gerçekleşen değişimler, her an ölüme yol açabilir nitelikte olmalıdır.
- Kasten Yaralama Suçunun Gebe Bir Kadına Karşı İşlenip de Çocuğun Vaktinden Önce Doğmasına Yol Açması (TCK87/1-e):
Kasten yaralama suçunun bu nitelikli halinin uygulanabilmesi için kasten yaralama sonucunda çocuğun canlı olarak doğmuş olması şarttır. Çocuğun vaktinden önce doğmuş olduğunun kabul edilebilmesi için normal gebelik süresinden önceki doğumlar dikkate alınacaktır.
Çocuğun vaktinden önce canlı olarak doğmuş olması yeterli olup, doğduktan sonra uzun veya kısa bir süre yaşamış olması önemli değildir. Çocuğun kasten yaralama suçu sonucunda ölü olarak doğmuş olması bu nitelikli hale değil; TCK 87. Madde, 2. Fıkradaki ‘çocuğun düşürülmesi’ nitelikli haline neden olur.
B- ) TCK 87. Maddenin 2. Fıkrasında Öngörülen Nitelikli Haller:
- Kasten Yaralama Suçunun İyileşme Olanağı Bulunmayan Bir Hastalık veya Bitkisel Hayata Girmeye Sebep Olması (TCK87/2-a):
Kasten yaralama suçunun mağdurun iyileşme imkânı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine sebep olması halinde, TCK 87. maddenin 2. fıkrasının (a) bendi, suçun temel şekline nazaran verilecek cezanın artırılması öngörülmüştür.
Hastalık, sebebi tespit edilebilsin ya da edilemesin, insanın bedeni veya akli fonksiyonlarının çalışmasında anatomik ve işlevsel bozukluğu gerektiren patolojik durumu ifade etmektedir. Mağdurda meydana gelen hastalık, iyileşme olanağı bulunmayan hastalık olmalıdır. Şayet hastalığın, ilaç veya tedavi sonrası iyileşmesi imkanı bulunmakta ise bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
Bitkisel hayat ise, beynin kortikol faaliyetinin durması ve fakat beyin sapının faaliyetine devam etmesi şeklinde gerçekleşen durumdur. Bu halde, kişi konuşmaz, işitmez, hareket edemez. Ancak dolaşım, solunum ve bazı otomatik işlevler devam etmektedir. Bitkisel hayat, beyin ölümünden farklıdır. Bitkisel hayata giren kişinin iyileşerek normale dönmesi mümkünken, beyin ölümünde bu mümkün değildir.
- Kasten Yaralama Suçunun Duyulardan veya Organlardan Birinin İşlevini Yitirmesine Sebep Olması (TCK87/2-b):
Kasten yaralama suçunun, mağdurun duyu veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesine sebep olması halinde cezanın artırılması öngörülmüştür.
Organın işlevini yitirmesi, organın vücuttan ayrılmış olması veya ayrılmamakla birlikte işlevini hiç veya ileri derecede yerine getiremez duruma gelmesidir. Diğer bir deyişle, organın normal işlevine göre kullanılmasının tümüyle veya önemli oranda imkansız duruma gelmesidir.
- Kasten Yaralama Suçunun Konuşma ya da Çocuk Yapma Yeteneğinin Kaybolmasına Neden Olması (TCK87/2-c):
Kasten yaralama suçu sonucunda mağdurun konuşma ya da çocuk yapma yeteneğinin kaybolmasına sebep olması halinde faile verilecek ceza iki kat arttırılacaktır.
Konuşma yeteneğinin kaybı, beyinde veya ses tellerinde ya da ağız boşluğunda yahut bunların hepsinde vukua gelen bozukluklar sonucunda, bir kimsenin ya hiç ses çıkaramaması veya anlaşılabilir sesleri çıkaramaması halinde söz konusu olur.
Mağdurun çocuk yapma yeteneğinin kaybından bahsedilebilmesi için sürekli bir imkansızlık söz konusu olmalıdır. Geçici olarak çocuk yapma yeteneğinin kaybı, bu madde kapsamında değerlendirilemeyecektir.
- Kasten Yaralama Suçunun Mağdurun Yüzünde Sürekli Değişikliğe Sebep Olması (TCK87/2-d):
Kasten yaralama suçu sonucunda mağdurun boyun ve kulakları dahil başın ön kısmında meydana gelen ve mağdurun yüzündeki denge ve uyumu bozan ve diğer insanların, yüzün aldığı bu yeni biçimi yadırgamaları sonucuna yol açan her türlü durumdur.
- Kasten Yaralama Suçu Sonucunda Gebe Bir Kadının Çocuğunu Düşürmesi (TCK87/2-e):
Kasten yaralama suçunun gebe bir kadına işlenip de çocuğunun düşmesine sebep olunması hali cezanın ağırlaştırılmasına neden olacak bir nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
Çocuğun düşmesinin kabul edilebilmesi için çocuğun ölü olarak doğmuş olması anlamına gelir.
C- ) Kasten Yaralamanın Kemik Kırılmasına veya Çıkığına Neden Olması (TCK87/ 3. Fıkra):
Kasten yaralama suçu sonucunda kemik kırılması veya kemik çıkığına neden olunması halinde faile verilecek ceza yarısına kadar arttırılacaktır. Kasten yaralama sonucu meydana gelen kemik kırığı veya çıkığının vücudun neresinde meydana geldiğinin bir önemi yoktur. Önemli olan husus, cezanın arttırılma miktarını belirleyecek olan kemik kırığı veya çıkığının kişinin ‘hayati fonksiyonlarındaki’ etkisidir.
TCK 87. Maddenin üçüncü fıkrasındaki nitelikli hal ile aynı maddenin ikinci veya üçüncü fıkrasındaki netice yüzünden cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren diğer nitelikli haller somut olayda birlikte bulunması halinde faile cezası en ağır olan nitelikli halden ceza verilecektir.
D- ) Kasten Yaralama Sonucu Ölümün Gerçekleşmesi (TCK87/ 4. Fıkra):
Kasten yaralama suçunun 87. maddesinin 4. fıkrasında, “Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hâllerde sekiz yıldan on iki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hâllerde ise on iki yıldan on altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur” denilmek suretiyle kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmesi hali düzenlenmiştir.
Kasten yaralama suçunun cezasının ağırlaştırılmasını gerektiren durumlar, “netice yüzünden ağırlaşmış suç” niteliği taşır ve bu yüzden TCK 23. Madde uyarınca failin kastının ağır neticeye yönelik olmaması gerekir. Failin ağır netice bakımından taksir düzeyinde bir kusurunun bulunması zorunludur. TCK 87. Maddenin 4. Fıkrasının uygulama alanı bulabilmesi için failin öldürme kastıyla hareket etmiyor olması gerekir. Aksi halde kasten öldürme suçu söz konusu olur. Burada, failin kastı yaralamaya yöneliktir. Ancak bu yaralama sonucunda ölüm neticesi meydana gelir.
D- ) Kasten Yaralama Suçunda Daha Az Cezayı Gerektiren Nitelikli Haller:
1. Kasten Yaralama Suçunun İhmali Hareketlerle İşlenmesi (TCK 88.Madde):
Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi – Madde 88:
(1) Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Bu hükmün uygulanmasında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesine ilişkin koşullar göz önünde bulundurulur.
- Kasten Yaralama Suçunun Basit Tıbbi Müdahale İle Giderilebilecek Olması (TCK 86.Madde/ 2. Fıkra):
Kasten yaralama suçu sonucunda oluşacak olan yaralanmanın etkisinin basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması durumunda hem ceza indirilmekte hem de suçun soruşturma ve kovuşturulması şikayete tabi olmaktadır.
Tıbbi müdahale deyiminden, bir hastalığı iyileştirmekten veya iyileştirmek mümkün değilse de en azından etkilerinin hafifletilmek amacıyla yapılan her türlü tıbbi müdahale anlaşılmalıdır.
Kasten yaralama suçu sonucunda, adli yönden hangi travmatik değişimlerin basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olduğunun tespiti bakımından Adli Tıp Kılavuzunda bir liste düzenlenmiş bulunmaktadır. Burada, basit tıbbi müdahalelerin ne olduğu ve neleri basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtilerek uygulamada yeknesaklık oluşturulmak amaçlanmıştır.
Somut olayda basit tıbbi müdahale ile birlikte suçta cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren diğer nitelikli hallerde de söz konusu ise (örneğin suçun silahla işlenmesi) , her iki nitelikli hal de birlikte uygulanmalı ancak suçun soruşturulup kovuşturulabilmesi için şikayet şartı aranmamalıdır.

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Kasten yaralama suçu, genel kast ile işlenebilen bir suç türüdür. Suçun olası kast ile işlenmesi de mümkündür ancak bu ihtimalde faile verilecek ceza indirilecektir. Kasten yaralama suçunun tamamlanabilmesi için failin kastı, başkasının vücuduna acı vermeye veya sağlığını ya da algılama yeteneğini bozmaya yönelik olmalıdır.
Kasten yaralama suçu ile kasten öldürmeye teşebbüs suçunun ayrımında zorluklarla karşılaşılabilinmektedir. Suçun niteliği ancak failin kastının saptanabilmesi ile mümkündür. Failin iç dünyası ile ilgili olan kastın hangi suça yönelik olduğu ancak dışa dünyaya yansıyan bazı olgulardan faydalanılarak tam olarak ortaya çıkarılabilmektedir. Yargıtay’ın kasten öldürme suçuna teşebbüs ile kasten yaralama suçunu ayırmaya yönelik ortaya koymuş olduğu birtakım ölçütler bulunmaktadır. Buna göre failin olay öncesindeki, olay esnasındaki ve olaydan sonraki davranışları kastın belirlenmesinde ölçü olarak alınmalıdır. Failin kastının hangi suça yönelik olduğunun tespitinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, failin kullandığı saldırı aletinin yapısı ve kullanma şekli, atış ve darbe sayısı ve mesafesi, fail ile mağdurun bulundukları konum, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri ile nitelik ve nicelikleri, hedef seçme olanağının olup olmadığı, olayın akışı ve sebebi, failin işlemeye kastettiği suçun meydana gelmesine iradesi dışında engel bir halin olup olmadığı gibi kıstaslar gözetilir.
Kasten yaralama suçunun bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi ‘terör suçu’ sayılır ve cezanın Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ağırlaştırılması gerekir.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Kasten yaralama suçunu hukuka uygun hale getiren pek çok neden bulunmaktadır. Görevin ifası, meşru savunma, ıztırar hali, mağdurun rızası, tıbbi müdahale, spor hakkının kullanılması gibi sebepler sayılabilir.
- Kasten Yaralama Suçunda Meşru Müdafaa (Meşru Savunma, Nefsi Müdafaa):
Kasten yaralama suçunda meşru müdafaa, hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilebilir.
Kasten yaralama suçunda meşru müdafaadan söz edebilmek için gerekli altı şart bulunmaktadır:
Meşru Müdafaanın Şartları
- Bir saldırı bulunmalıdır.
- Bu saldırının haksız bir saldırı olması gerekmektedir.
- Saldırının yönelmiş olduğu hak korunabilir nitelikte olmalıdır.
- Saldırı ve savunma aynı anda gerçekleşmelidir.
- Savunma zorunlu ve saldırana karşı yapılmalıdır.
- Savunma ve saldırı arasında orantı bulunmalıdır.
Karşılıklı çatışma veya kavga durumunda hangi tarafın meşru savunmadan yararlanacağının tespiti için saldırıyı ilk olarak hangi tarafın başlattığının tespiti gerekmektedir. Her iki tarafın da meşru müdafaa iddiasında bulunduğu fakat saldırıyı ilk kimin başlattığının tespit edilemediği hallerde Yargıtay meşru müdafaa kurallarını uygulamamakta ancak her iki tarafı da ‘haksız tahrik’ indiriminden faydalandırmaktadır.
TCK 27. Maddenin, 2.Fıkrası, meşru müdafaada sınırın aşılmasının mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmesi halinde faile ceza verilemeyeceğini düzenlemektedir. Görüldüğü gibi kasten yaralama suçu, eğer meşru müdafaanın sınırının mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaşla aşılması sonucu işlenmişse fail cezalandırılmayacaktır. Meşru müdafaada sınırın aşılması saldırıda kullanılan araçlardan en tehlikelisinin seçilmesi tarzında olabileceği gibi seçilen aracın kullanımdaki orantısızlıktan da kaynaklı olabilir. Her iki halde de sınır, ‘heyecan, korku veya telaş’ ile aşılmalıdır. Yargıç her somut olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirmelerde bulunmalıdır.
- Kasten Yaralama Suçunda İlgilinin Rızası:
İlgilinin rızası, sınırlı bir alan haricinde hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir neden değildir. Örneğin, failin davranışı mağdurun beden bütünlüğüne sürekli bir zarar verecekse, ilgilinin rızası artık geçerli değildir. İlgilinin rızası ayrıca takibi şikayete bağlı olmayan suçlar bakımından da geçersizdir.
- Kasten Yaralama Suçuna Teşebbüs:
Kasten yaralama suçu, mağdurun vücuduna acı verilmesi, sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulması neticelerinin ortaya çıkması ile birlikte tamamlanır. Bu bakımdan kasten yaralama suçu neticeli bir suçtur ve teşebbüse elverişlidir.
Kasten yaralama suçunun netice sebebiyle ağırlaşmış hallerinin, TCK 23. Madde gereğince kasten de işlenebildiği göz önüne alındığında teşebbüs hükümleri uygulama alanı bulabilecektir.
Kasten yaralama suçu kural olarak resen, TCK 86. Maddenin 2. Fıkrasında öngörülen ‘basit tıbbi müdahale’ gerektiren yaralanmalarda ise şikayete bağlı olarak kovuşturulur. Ancak yalanma basit tıbbi müdahale gerektirmesine rağmen nitelikli haller de somut olayda gerçekleşmişse kovuşturma şikayete bağlı olarak değil, resen yapılır.
Kasten yaralama suçu, TCK 86. Maddenin 3. Fıkrasında öngörülen nitelikli haller dışında şikayete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın uzlaştırma kapsamındadır.

KASTEN YARALAMA SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- (Yarg., 1. CD., 10.07.2012, 3625/5670)
- Kasten Yaralama Suçu
- TCK 86. Madde
“Mağdur Amed’in hayati tehlike geçirecek ve medula spinalis hasarı nedeni ile iyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanacak şekilde yaralandığı olayda; temel ceza TCK.nun 86. maddesi uyarınca belirlendikten sonra 87. maddenin uygulanması sırasında, uygulanma olanağı bulunan fıkralardan en ağır cezayı gerektiren TCK.nun 87/2-a maddesi esas alınarak, TCK.nun 86/1, 86/3-e maddelerine göre belirlenen ceza üzerinden 87/2-a maddesi uyarınca 2 kat artırım yapılmakla yetinilmesi gerekirken, ayrıca 87/1-d maddesiyle de artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayini” (Yarg., 1. CD., 10.07.2012, 3625/5670)
- (Yarg., 3. CD., 11.02.2009, 16714/1915)
- Kasten Yaralama Suçu
- TCK 86. Madde
“Yine sanığın mağdurenin yüzünde sabit ize ve bir kısım basit tıbbi müdahaleler ile giderilebilir yaralamalara yol açan fiilinin 5237 S.K.un 86/2 madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, buna göre temel cezanın 5237 TCK.nun 86/1 maddesi uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilmeksizin hüküm kurulması, aleyhe temyiz olmadığından ve 87. maddenin 1. fıkrasının son cümlesi uyarınca sonuca da etkili görülmediğinden, bozma sebebi yapılmamıştır” (Yarg., 3. CD., 11.02.2009, 16205/1955) “Sanığın mağdurenin yüzünde sabit ize yol açan fiilinin 5237 S.K.un 86/2 madde kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, buna göre temel cezanın 5237 TCK.nun 86/1 maddesi uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilmeksizin hüküm kurulması ve TCK.nun 87/1-son maddesi gereğince tayin olunacak cezanın 5 yıldan az olamayacağının gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır” (Yarg., 3. CD., 11.02.2009, 16714/1915)
- (Yarg., 3. CD., 16.10.2012, 5368/34732)
- Kasten Yaralama Suçu
- TCK 86. Madde
“Katılandaki yaralanmanın kısmi işlev kaybına yol açtığı anlaşılmakla söz konusu kısmi işlev kaybının hayat fonksiyonlarına etkisi ile ilgili olarak 5237 sayılı Yasanın 87/1-a veya 87/2-b maddelerindeki düzenlenen kriterler esas alınarak Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden ayrıntılı ve açıklayıcı kurul raporu alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi” (Yarg., 3. CD., 16.10.2012, 5368/34732)
- (Yarg., 3. CD., 18.09.2012, 5601/30191)
- Kasten Yaralama Suçu
- TCK 86. Madde
“Mağdurun, Av.Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi beyin ve omurilik sinir cerrahisi uzmanı tarafından düzenlenen 20.03.2008 tarihli raporu hükme esas alınacak yeterlilikte olmadığı, mağdurun yaralanmasının iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa neden olup olmadığı hususunda adli tıp kurumundan rapor aldırılarak kesin olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 87/2-a-son maddelerinin tatbiki” (Yarg., 3. CD., 18.09.2012, 5601/30191)
- (Yarg., 3. CD., 18.10.2011, 12938/14363)
- Kasten Yaralama Suçu
- TCK 86. Madde
“Mağdurun Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğünden aldırılan 08.06.2006 tarihli raporunda bildirilen sağ nefrektominin (böbrek çıkarılmasının) yaralanmasının yerleşmiş uygulamaya ve Adli Tıp Kurumu kriterlerine göre “organlardan birinin işlevinin yitirilmesi niteliğinde olduğu” ve bu nedenle sanık hakkında TCK.nun 87/2-b-son maddeleri uyarınca uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır” (Yarg., 3. CD., 18.10.2011, 12938/14363)

İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️0534-419-19-91