- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Kasten öldürme suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’nun ‘kişilere karşı suçların’ düzenlendiği ikinci kısmının ‘hayata karşı suçlar’ kenar başlıklı birinci bölümünde ‘İntihara Yönlendirme, Taksirle Öldürme’ suçları ile beraber düzenlenmiş bulunmaktadır. Kasten öldürme suçu hem icrai hem de ihmali hareketlerle işlenebilen bir suç tipidir.
Kasten öldürme suçunun ihmali davranışlar ile işlenebilmesi için failin garantör sıfatına sahip olması gerekmektedir. Kimlerin ve hangi hallerde garantör sıfatına sahip olabileceğini makalemizin ilerleyen bölümlerinde özel olarak kaleme alınacaktır.
Kasten öldürme suçunun cezası nedir? Kasten öldürme suçunun cezası müebbet hapis cezasıdır. Ancak TCK 82. Maddedeki cezanın ağırlaştırılmasına sebep olan nitelikli hallerin bulunması halinde faile verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olacaktır.
Kasten öldürme suçu ile korunan hukuksal yarar “yaşama hakkıdır.” Anayasa ile de koruma altına alınan yaşama hakkının ihlali Türk Ceza Kanunu’nda ağır bir yaptırıma tabi tutulmuştur.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Kasten öldürme suçunun faili herkes olabilir. Genel kural bu olmakla birlikte, aralarında belirli dereceye kadar yakın hısımlık ilişkisi olan kişiler arasında kasten öldürme suçunun işlenmesi halinde faile verilecek ceza arttırılacaktır.
Kasten öldürme suçunun mağduru, suçun işlendiği sırada yaşıyor olması şartı ile yaşı, cinsiyeti, dili, dini, ırkı, rengi fark etmeksizin fail dışındaki herkes olabilir.
Doğumla birlikte yaşam başladığı andan itibaren ‘insan’ kasten öldürme suçunun konusu haline gelmiş bulunmaktadır. Anne yaşıyor olsun ya da olmasın, çocuğun doğumdan sonra kısa bir süre için de olsa yaşamış olması yeterlidir. Şayet bebeğin canlı doğup doğmadığı tespit edilememişse, bu bebeğe yönelik daha sonraki fiilleri kasten öldürme kapsamında değerlendirmek mümkün değildir.
Kasten öldürme suçu, doğmamış bir cenine karşı işlenemez. Doğmamış cenine karşı işlenmiş bulunan suç, TCK 99. Maddede düzenlenen ‘çocuk düşürme suçlarının’ konusuna girmektedir. Aynı şekilde, cesetler de kasten öldürme suçunun konusunu oluşturamaz.
Kasten öldürme suçunun faili ve mağduru aynı kişi olamaz. Bu nedenle kişinin kendi yaşamını yok etmeye yönelik girişimleri cezalandırılamayacağı gibi, iştirakte bağlılık kuralı gereğince failin kendisini öldürmeye yönelik hareketlerine iştirak eden kişi de cezalandırılamaz. Her ne kadar iştirakte bulunan bu kişiler cezalandırılamazsa da TCK 84. Madde gereği ‘intihara yönlendirme suçundan’ dolayı cezalandırılmaları mümkündür.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Kasten öldürme – Madde 81:
(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Kasten öldürme suçu nedir? Kasten öldürme suçu, bir kişinin yaşam hakkının bilerek ve istenerek elinden alınması sonucunda oluşan bir suç türüdür.
Bir başkasının hayatını sonlandırmaya yönelik herhangi bir hareket bu suçu oluşturabilir. Bu bakımdan kasten öldürme suçu serbest hareketli bir suç tipidir. Yapılan hareket sonucunda mağdurun ölmesi, bu suçun neticesini oluşturduğundan dolayı kasten öldürme suçu aynı zamanda neticeli bir suçtur.
Kasten öldürme suçunun oluşmasına sebebiyet veren failin hareketi ile suçun neticesi olan mağdurun ölümü arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Ölüm döşeğinde bulunan bir hastanın bir şırınga ile daha erken bir sürede ölümüne sebep olunması halinde de kasten öldürme suçu oluşacaktır. Zira yaşamın fail tarafından kısaltılmış olması da failin hareketine nedensellik bağı ile bağlı olan bir sonuçtur.
Kasten öldürme suçunda kullanılan araç önemli değildir. İster maddi niteliğe sahip olsun isterse de manevi niteliğe sahip olsun kullanılan araç ile mağdurun gerçekleşen ölümü arasında nedensellik bağı kurulabildiği her durumda fail kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacaktır.
Kasten öldürme suçunun oluşmasına sebebiyet veren hareket icrai türden bir hareket olabileceği gibi ihmali türden bir harekette olabilmektedir. İhmali türden hareketlerle işlenebilecek kasten öldürme suçunun oluşabilmesi için TCK 83. Maddedeki şartların bulunması gerekmektedir.

- KASTEN ÖLDĞÜRME SUÇUNUN İHMALİ DAVRANIŞLARLA İŞLENMESİ (TCK 83. Madde):
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi – Madde 83:
(1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanuni düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında, temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.
Kasten öldürme suçunun icrai hareketlerle mi yoksa ihmali hareketlerle mi işlendiği, faile verilecek cezanın miktarını tespitte oldukça önemlidir. Zira ihmali davranışlarla işlenmiş bulunan kasten öldürme suçu sonucunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezası yerine on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına diğer hallerde ise on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunabilir. TCK 82. Maddede düzenlenmiş bulunan nitelikli haller, TCK 83. Maddede düzenlenmiş bulunan kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesi suçu bakımından da uygulama alanı bulur.
Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir. Kasten öldürme suçunun ihmali davranışla işlenmesinin icrai davranışa eş tutulabilmesi için iki farklı ihtimalin olması gerekmektedir.
- Belli Bir İcrai Davranışta Bulunmak Hususunda Kanuni Düzenlemelerden veya Sözleşmeden Kaynaklanan Bir Yükümlülüğünün Bulunması (TCK 83. Madde/2. Fıkra/(a) bendi):
Kasten öldürme suçunun ihmali hareketlerle işlenebilmesi için her şeyden önce failin neticeyi önleme hukuki yükümlülüğü altında olması (“garantör”) gerekmektedir.
Failin garantör olma yükümlüğünün kaynağı herhangi bir kanunun hükmü olabileceği gibi tarafı olduğu bir sözleşmeden de kaynaklı olabilir. Kaynağını kanundan alan garantör yükümlülüğüne örnek olarak anne ve babanın çocuk üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğü, doktorun hastasının tedavisini yapma yükümlülüğü veya kolluk güçlerinin bireyi suça karşı koruma yükümlülüğü verilebilir. Sözleşmeden kaynaklı garantör yükümlülüğüne örnek olarak ise, can kurtaran olarak çalışan bir kişinin boğulmakta olan birini kurtarma yükümlülüğü verilebilir.
Kasten öldürme suçunun pasif hareketlerle işlenmesi bakımından failin tipik neticeyi önleyeceği düşünülen belirli bir kurtarma hareketini gerçekleştirmemiş olması gerekir. Fail tarafından yapılması gerekip de yapılmayan davranışın tehlikenin gerçekleşmemesi bakımından gerekli olması gerekmektedir. Ayrıca, failin elindeki imkanlarla ölüm neticesini önleme olanağına sahip olması da gerekmektedir. Elinde can simidi olmayan bir can kurtaranın dalgalı bir denizde boğulmakta olan bir vatandaşı kurtarma imkanının bulunmaması halinde cezai sorumluluğu olmayacaktır. Eğer fail, ölüm neticesini önleme olanağını ortadan kaldıran durumun meydana gelmesinde kusuru varsa, cezai sorululuktan kurtulamayacaktır.
- Önceden Gerçekleştirdiği Davranışın Başkalarının Hayatı ile İlgili Olarak Tehlikeli Bir Durum Oluşturması (TCK 83. Madde/2. Fıkra/(b) bendi):
Kasten öldürme suçunun ihmali hareketlerle işlenmesinin bir diğer türünü ise önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması hali oluşturur. Örneğin bir kimseye aracı ile çarparak yaralayan kişinin onun ölmesini önlemek ve gerekli sağlık kuruluşlarına haber vermek hukuki yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün ihlali neticesinde mağdur ölmüş ise fail, TCK 83. Madde düzenlenmiş bulunan kasten öldürme suçundan sorumlu tutulacaktır. Önemle vurgulamakta fayda vardır ki, failin ön gelen tehlikeli davranışı kasten gerçekleştirilmemiş olmalıdır. Aksi halde ihmali değil icrai hareketle gerçekleştirilmiş bir kasten öldürme suçu söz konusu olacaktır ve TCK 81. Madde uygulanacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun Nitelikli Halleri (TCK 82. Madde):
Kasten öldürme suçunun cezasının arttırılmasını gerektiren birden fazla nitelikli hal TCK 82. Maddede düzenlenmiş bulunmaktadır. Kasten öldürme suçunun nitelikli hallerinin bulunması halinde faile verilecek ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olacaktır. Seçimlik olarak düzenlenmiş bulunan bu nitelikli hallerin somut olayda birden fazlasının bulunması durumunda fail hakkında iki ayrı ceza değil; tek bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilecektir. Ancak hüküm fıkrasında, her bir nitelikli hal gösterilmelidir.
Suç ister icrai isterse de ihmali davranışlarla işlenmiş bulunsun, bu nitelikli haller her iki durumda da uygulama alanı bulacaktır.
Nitelikli haller – Madde 82:
(1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,
k) Töre saikiyle,
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
- Kasten Öldürme Suçunun Tasarlanarak işlenmesi:
Kasten öldürme suçunun tasarlanarak işlenebilmesi için, failin suç işlemeye karar verdiği an ile harekete geçme anı arasında suçu nasıl işleyeceğini ve suçu işlerken hangi araçları kullanacağını düşünüp karar vermesi için geçmesi gereken yeterli bir zaman olmalıdır.
Yargıtay’a göre tasarlamanın varlığından söz edilebilmesi için;
- Failin öldürme konusunda bir karar vermesi,
- Vicdani bir muhakeme sonucunda soğukkanlılıkla bu kararı alması,
- Mağduru öldürme konusundaki düşüncesinde sebat ve ısrar göstermesi,
- Verdiği kararla suçu gerçekleştirme arasında failin soğukkanlılığını gösteren belirli bir süre geçmesi gerekir.
Kasten öldürme suçunun işlenme anının fırsata bağlı olarak belirlenmesi ya da tesadüfiliği tasarlamayı ortadan kaldırmaz. Yeter ki, failin, suç işleme kararını zaman içinde koruduğunu gösteren belirli bir saike bağlı olarak suç işlediği anlaşılsın.

- Kasten Öldürme Suçunun Canavarca Hisle veya Eziyet Çektirerek İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun canavarca hisle işlenebilmesi için failin, insan yaşamını ortadan kaldırmasından duyulan zevk arzusunu tatmin etme güdüsüyle hareket etmiş olması gerekmektedir.
Failde canavarca his bulunmamakla birlikte, suçun işleniş biçimi canavarca ise, bu taktirde eziyet çektirme uygulama alanı bulacaktır.
Yargıtay, yalnızca öldürmek için öldürmeyi, satanist duyguları tatmin etmek için öldürmeyi, yakarak öldürmeyi, birisinin acı çekerek ölmesinden zevk duyarak öldürmeyi canavarca his olarak kabul etmiştir.
- Kasten Öldürme Suçunun Yangın, Su Baskını, Tahrip, Batırma veya Bombalama ya da Nükleer, Biyolojik veya Kimyasal Silah Kullanmak Suretiyle İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle işlenmesi hali nitelikli hal kapsamda değerlendirilmiştir.
Tüm bu seçimlik hareketlerin cezanın ağırlaştırılmasına sebep olan ortak özellikleri yaşayan diğer insanların genel olarak tehlikeye maruz bırakılmaları ve mağdurun kendisini savunma imkanının ortadan kaldırılmasıdır.
- Kasten Öldürme Suçunun Üstsoy veya Altsoydan Birine ya da Eş veya Kardeşe Karşı İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun, yakın hısımlara işlenmesinin nitelikli hal olarak düzenlenmesinin altında yatan düşünce, mağdurun yakınından böyle bir tehlikenin gelmesini beklememesi ve doğal olarak kendisini savunma noktasındaki yetersizliğidir.
Fail, öldürmek istediği kişinin kendisinin yakın akrabası olduğunu bilmeli ve yine de bu kişiyi öldürme fiilini gerçekleştirmiş olmalıdır.
Üstsoy ve altsoy teriminden faile kan bağı ile bağlı olan alt ve üst soy akrabalar anlaşılmalıdır. Eş deyiminden ise Medeni Kanun anlamında evlenme ile kurulan ilişki anlaşılmalıdır. Kardeş terimi açısından ise hem anne hem de babanın bir olmasına gerek yoktur. Sadece anne veya baba bir olan kardeşler bakımından da Yargıtay bu nitelikli halin uygulama alanı bulabileceğini belirttiği kararları vardır.
- Kasten Öldürme Suçunun Çocuğa ya da Beden veya Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun işlendiği anda henüz 18 yaşını doldurmamış mağdurlar çocuktur. Kanunun çocuk saydığı kişilere işlenen bu tür kasten öldürme suçu cezanın ağırlaştırılmasına sebep olan nitelikli hal kapsamında değerlendirilmiştir.
Sakat veya aşırı yaşlılık, uyku hali, bilinçsizlik, alkol, uyuşturucu veya narkoz etkisi altında bulunan kişiler, ‘beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiler’ olarak kabul edilir ve bu kişilere karşı işlenecek olan kasten öldürme suçu da cezanın ağırlaştırılmasına sebep olacak nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
- Kasten Öldürme Suçunun Gebe Olduğu Bilinen Bir Kadına Karşı İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun gerçekleştiği sırada mağdurun ‘gebe’ olması ve bu durumun fail tarafından bilinmesi halinde cezanın ağırlaştırılması gereken nitelikli hal söz konusu olmuş olur. Gebeliğin kaç haftalık veya kaç aylık olduğu nitelikli halin uygulanması bakımından önem taşımaz.
Kasten öldürme suçunun teşebbüs aşamasında kalmış olması veya kasten öldürme suçu sonucunda bebeğin sağ kalması veya ölmüş olması da bu nitelikli halin uygulanmasını engellemez.
- Kasten Öldürme Suçunun Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle İşlenmesi:
Tanımlar – Madde 6:
“(1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
…
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi,
…
anlaşılır.”
Kasten öldürme suçunun, mağdurun yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olması halinde failin nitelikli kasten öldürme suçu dolayısıyla ağırlaştırışmış müebbet cezası alması gerekmektedir.
Kasten öldürme suçunun, kamu görevlisine karşı göreviyle bağlantılı bir nedenle işlenmesi şartı zorunlu olup, mağdurun görevi esnasında işlenmesi zorunlu değildir. Görev sona erdikten sonra dahi işlenmesi halinde bu nitelikli hal uygulama alanı bulacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun Bir Suçu Gizlemek, Delillerini Ortadan Kaldırmak veya İşlenmesini Kolaylaştırmak veya Yakalanmamak Amacıyla İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla, işlenmesi hali nitelikli hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
- Kasten Öldürme Suçunun Bir Suçu İşleyememekten Dolayı Duyulan İnfialle İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun, bir suçu işleyememekten dolayı duyulan infialle işlenmesi genellikle suçun işlenmesine engel olmak isteyen kişinin öldürülmesi durumunda söz konusu olur. Öldürülen kişi, işlenmek istenen suçun mağduru olabileceği gibi, bir üçüncü kişi de olabilir.
İşlenmek istenip de işlenemeyen suç amaç suçtur. Amaç suç ile kasten öldürme suçu arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Fail, kasten öldürme suçu yanında ayrıca işlemeyi hedeflediği amaç suça teşebbüsten ayrıca cezalandırılacaktır.
- Kasten Öldürme Suçunun Kan Gütme Saikiyle İşlenmesi:
Kasten öldürme suçu, failin, önceden öldürülen bir kişinin intikamını almak amacıyla ve de öldürülen kişinin ölümünden duyulan öfke ve üzüntünün etkisinden kurtularak öldüren kişiyi veya onun mensubu olduğu aileden ya da gruptan bir veya birden fazla kişiyi görev bilinci ile öldürmesidir.
Kan gütme saiki ile işlenen suçların nitelikli hal olarak düzenlenmesinin altında yatan temel sebep, sosyolojik bir gerçeklik olan kat gütme olaylarının bitirilme gayesidir.
Kasten öldürme suçunun kan gütme saikiyle işlendiğinin kabul edilebilmesi için failin, önceki suçun failini veya mensubu olduğu aileden birisini öç alma duygusuyla ve görev bilinci ile öldürmelidir. İlk öldürülen ile ikinci suçun faili arasında kan hısımlığı bulunması da şart değildir.
İlk öldürme olayı ile ikinci öldürme olayı arasında çok kısa olmayan bir süre geçmeli ve bu süre zarfında fail, meydana gelen ilk ölüm olayından duyduğu her türlü acı, kızgınlık ve öfkeden kurtulmuş ve bir görevi ifa ya da geleneklerin ondan beklentisini karşılama güdüsüyle hareket ederek cinayeti işlemesi halinde kasten öldürme suçunun kan gütme saikiyle işlendiğinden söz edilebilir.
- Kasten Öldürme Suçunun Töre Saikiyle İşlenmesi:
Kasten öldürme suçunun töre saikiyle işlenmesi cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli bir hal olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
- Mağdurun, toplumda genel olarak benimsenmiş olan bir davranış ya da yaşam tarzına uymayarak, alışagelmişin dışında bir yaşam tarzı benimsemesi,
- Mağdurun benimsediği bu alışagelmişin dışındaki yaşam tarzının, “ölümle” cezalandırılması gereken bir yaşam tarzı olduğuna dair inancın toplumca kabul edilmesi,
- Toplumun öldürme beklentisinin, failce görev bilinciyle üstlenilmesi ve bu doğrultuda hareket ederek cinayeti işlemesiyle kasten öldürme suçunda töre saikinin bulunduğu kabul edilir.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Kasten öldürme suçunun işlenmesinde genel kast yeterlidir. Somut olayda yargıç, kastın ölüm neticesine yönelik olup olmadığını tespit edecektir.
Kasten öldürme suçunda bulunması gereken kast, doğrudan kast olabileceği olası kast da olabilir. Olası kast durumunda faile verilecek ceza indirilecektir.
Kasten öldürme suçuna teşebbüs ile kasten yaralama suçunun ayrımında zorluklarla karşılaşılabilinmektedir. Suçun niteliği ancak failin kastının saptanabilmesi ile mümkündür. Failin iç dünyası ile ilgili olan kastın hangi suça yönelik olduğu ancak dışa dünyaya yansıyan bazı olgulardan faydalanılarak tam olarak ortaya çıkarılabilmektedir. Yargıtay’ın kasten öldürme suçuna teşebbüs ile kasten yaralama suçunu ayırmaya yönelik ortaya koymuş olduğu birtakım ölçütler bulunmaktadır. Buna göre failin olay öncesindeki, olay esnasındaki ve olaydan sonraki davranışları kastın belirlenmesinde ölçü olarak alınmalıdır.
Failin kastının hangi suça yönelik olduğunun tespitinde; fail ile mağdur arasında husumet bulunup bulunmadığı, failin kullandığı saldırı aletinin yapısı ve kullanma şekli, atış ve darbe sayısı ve mesafesi, fail ile mağdurun bulundukları konum, mağdurun vücudunda meydana getirilen yaraların yerleri ile nitelik ve nicelikleri, hedef seçme olanağının olup olmadığı, olayın akışı ve sebebi, failin işlemeye kastettiği suçun meydana gelmesine iradesi dışında engel bir halin olup olmadığı gibi kıstaslar gözetilir.

SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Kasten Öldürme Suçunda Meşru Müdafaa (Meşru Savunma, Nefsi Müdafaa):
Kasten öldürme suçunda meşru müdafaa, hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilebilir.
Kasten öldürme suçunda meşru müdafaadan söz edebilmek için gerekli altı şart bulunmaktadır:
Meşru Müdafaanın Şartları
- Bir saldırı bulunmalıdır.
- Bu saldırının haksız bir saldırı olması gerekmektedir.
- Saldırının yönelmiş olduğu hak korunabilir nitelikte olmalıdır.
- Saldırı ve savunma aynı anda gerçekleşmelidir.
- Savunma zorunlu ve saldırana karşı yapılmalıdır.
- Savunma ve saldırı arasında orantı bulunmalıdır.
Karşılıklı çatışma veya kavga durumunda hangi tarafın meşru savunmadan yararlanacağının tespiti için saldırıyı ilk olarak hangi tarafın başlattığının tespiti gerekmektedir. Her iki tarafın da meşru müdafaa iddiasında bulunduğu fakat saldırıyı ilk kimin başlattığının tespit edilemediği hallerde Yargıtay meşru müdafaa kurallarını uygulamamakta ancak her iki tarafı da ‘haksız tahrik’ indiriminden faydalandırmaktadır.
TCK 27. Maddenin, 2.Fıkrası, meşru müdafaada sınırın aşılmasının mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmesi halinde faile ceza verilemeyeceğini düzenlemektedir. Görüldüğü gibi kasten öldürme suçu, eğer meşru müdafaanın sınırının mazur görülebilecek heyecan, korku veya telaşla aşılması sonucu işlenmişse fail cezalandırılmayacaktır. Meşru müdafaada sınırın aşılması saldırıda kullanılan araçlardan en tehlikelisinin seçilmesi tarzında olabileceği gibi seçilen aracın kullanımdaki orantısızlıktan da kaynaklı olabilir. Her iki halde de sınır, ‘heyecan, korku veya telaş’ ile aşılmalıdır. Yargıç her somut olayın özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirmelerde bulunmalıdır.
- Kasten Öldürme Suçunda Mağdurun Rızası ve Ötenazi:
Kasten öldürme suçunda mağdurun rızası, failin fiilinde bulunan hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Zira yaşam hakkı, mağdurun üzerinde serbestçe tasarrufta bulunamayacağı bir mutlak haktır.
Ötenazi yapmak suç mudur? Kelime itibari ile ‘tatlı ölüm’ anlamına da gelen ötenazi, Türk Hukukunda yapan kişiler açısından suçtur. Öldürenin, bizzat mağdurun isteği üzerine veya acı çeken hasta bir mağduru acılarından kurtarmak saikiyle de olsa kasten öldürme suçundan sorumluluğu bulunmaktadır.
- Kasten Öldürme Suçuna Teşebbüs:
Kasten öldürme suçu, neticeli bir suç olup, mağdurun ölümü ile birlikte suç tamamlanır. Doğrudan doğruya bir mağduru öldürmek için icra hareketlerine başlayan fail suç yoluna girmiş bulunur. Dolayısıyla fail, icra hareketleri ile birlikte teşebbüs alanına da girmiş bulunur.
Teşebbüs nedeniyle faile verilecek cezada yapılacak indirimin tespitinde, o ana kadar mağdurda meydana getirilen zarar dikkate alınacaktır. Yaraların çokluğu, bedensel zararın yoğunluğu, hangi organların isabet aldığı, hayati tehlikenin doğup doğmadığı gibi ölçütler dikkate alınarak bu belirleme yapılacaktır.
Kasten öldürme suçunun işlenmesi bakımından failin olası kastla hareket etmiş olması ancak ölüm neticesinin gerçekleşmemiş olduğu hallerde teşebbüs hükümleri uygulanmayacaktır. Zira ‘olası kast’ ile işlenen suçlarda teorik olarak teşebbüs mümkün değildir. Bu ihtimalde oluşacak suç olası kastla yaralama suçudur.
Failin, kendi imkanlarıyla ölüm neticesinin gerçekleşmesinin önüne geçmesi halinde de teşebbüs hükümleri uygulanmayacaktır. Zira TCK 36. Madde gereğince ‘gönüllü vazgeçmenin’ bulunması halinde fail ancak o ana kadar oluşmuş bulunan suçlardan cezalandırılacak ancak teşebbüs aşamasında kalan suçtan cezalandırılmayacaktır.

İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
DETAYLI BİLGİ İÇİN☎️: 0534-419-19-91