- (Ceza Genel Kurulu 2017/1082 E. , 2019/548 K.)
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
- TCK 163. Madde
5237 sayılı TCK’nın 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen fiilin konusu, abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik, su veya doğal gazdır. Bu fıkra ile elektrik, su veya doğal gazdan bedel ödeyerek yararlanan kişilerin daha fazla ödemede bulunmaması amacıyla sayılan enerjiler üzerindeki kullanım hakları korunmaktadır. Bu kapsamda suçun mağduru, kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişi olabileceği gibi bu hizmeti sağlayan şirket de olabilir. Başka bir ifade ile mağdur; elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın “sahibi” olmalıdır.
Abonelik esasına göre yararlanılabilme enerjinin bir niteliği olup bu suçun hizmeti sağlayan kurum veya kuruluşlar yanında geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak enerjinin sahibi hâline gelen ve kendi hattından hukuka aykırı olarak enerji nakli yapılan gerçek veya tüzel kişilere karşı işlenmesi mümkündür. Elektrik enerjisi, doğal gaz veya sudan sahibinin rızası olmadan yararlanma fiilinin oluşması için, gerçek tüketim miktarının tespitinin engellenmiş olması da gerekir. Bu durum, abonelik esasına göre kurulması gereken tesisatın abonelik ilişkisi kurulmaksızın enerjiden yararlanma şeklinde ortaya çıkabileceği gibi geçerli bir abonelik ilişkisi bulunmakla birlikte enerjinin tüketim miktarını gösteren tesisata müdahale edilmesi sonucu tesisatın tüketim miktarını hiç göstermemesi veya daha az göstermesi şeklinde de gerçekleşebilir. Karşılıksız yararlanma suçunun oluşabilmesi için, failin, sadece kendi sayacına müdahale etmesi şart olmayıp somut olayda olduğu gibi abone olan başka bir kişiye ait sayaçtan geçtikten sonra ayrı bir hat çekerek ve ayrı bir sayaçtan geçirmeksizin kaçak elektrik kullanması hâlinde de kullandığı elektrik miktarının belirlenmesini engellemesi söz konusu olacaktır. Diğer bir deyişle, abonelik esasına göre kullanılan elektriğin miktarının belirlenmesi gerekirken başka abonenin sayacının varlığından faydalanıp kaçak kullanılan elektriğin gözden kaçırıldığı ve durum ortaya çıkarıldığında da kullanılan miktarın belli olmadığı gözetildiğinde, kullanılan enerji miktarının belirlenmesinin engellenmiş olduğundan kuşku duyulmamalıdır. Mühim olan kullanılan kaçak elektrik miktarının belli olmamasıdır. Kaçak kullanılan elektriğin başkasına ait sayaçtan geçmesinin önemi yoktur.
Bu açıklamalardan sonra sanığın eyleminin suç oluşturup oluşturmadığı ve bu suçun hukuki niteliğinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Katılan şirket adına kayıtlı olan 32326 tesisat numaralı elektrik sayacının çıkış sigortasından kablo bağlanmak suretiyle aynı binanın ikinci katında bulunan ve sanığa ait olan dairede elektrik enerjisi kullanıldığının anlaşıldığı olayda; elektrik enerjisinden hukuken abonelik esasına göre yararlanılabilmesi, katılan şirketin, dağıtıcı konumundaki kurum ile geçerli bir abonelik sözleşmesi kurarak sayaçtan geçen elektrik enerjisinin sahibi hâline gelmesi, sanığa ait dairede de sahibinin rızası olmaksızın ve tüketilen enerji miktarının belirlenmesinin önlenerek elektrik enerjisi kullanılması şeklinde gerçekleşen eylemin, TCK’nın 163. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen karşılıksız yararlanma suçunu oluşturduğu; 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucunda ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerjinin taşınır mal sayılacağına ve elektrik enerjisinin de hırsızlık suçuna konu olabileceğine ilişkin TCK’nın 141. maddesinin ikinci fıkrası ile aynı Kanun’un 142. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin yürürlükten kaldırılması ve bu bağlamda abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin taşınır mal sayılmaması nedeniyle eylemin hırsızlık suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edilmelidir. (Ceza Genel Kurulu 2017/1082 E. , 2019/548 K.)

- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/9402 E. , 2022/76 K.)
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
- TCK 163. Madde
Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Sanığın köy halkının ortak kullanımında olan, abonelik esasına tabi olmayan köy içme suyunu havalandırma kuyusunun betonunu delmek ve hortum kullanmak suretiyle biriken suyu kullanması şeklindeki eyleminin TCK kapsamında suç teşkil etmediği, sanığın eyleminin 7478 sayılı Köy İçme Suları Hakkında Kanunu’nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 16/2. maddesi kapsamında kaldığı ve idari para cezasını gerektirir nitelikte kabahat fiilini oluşturduğu; bu itibarla CMK’nın 223/1-a maddesi gereğince sanık hakkında hırsızlık suçundan dolayı beraat kararı verilmesi ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20/2-c maddesi gereğince idari para cezasının soruşturma zamanaşımının da dolması nedeniyle zamanaşımından düşürülmesi gerekmektedir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/9402 E. , 2022/76 K.)

- (YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/6091 Karar: 2018/170 Tarih: 23.01.2018)
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
- TCK 163. Madde
Sanık hakkında 22.06.2005, 20.09.2005, 23.12.2005 tarihli eylemleri için karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın 22.06.2005, 20.09.2005, 23.12.2005 tarihli eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 163/3. maddesindeki karşılıksız yararlanma suçu için öngörülen cezanın üst sınırına göre, aynı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık dava zamanaşımının, suç tarihi ile inceleme tarihi arası geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık hakkında açılan kamu davasının DÜŞÜRÜLMESİNE,
II-Sanık hakkında 14.04.2006 tarihli eylemi için karşılıksız yararlanma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan temyiz itirazlarına gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık hakkında, sayaçsız kaçak elektrik kullandığından bahisle kaçak tespit tutanağı düzenlenmesi karşısında, öncelikle bilirkişiden rapor alınarak, şikayetçi kurumun vergisiz ve cezasız zararı hesaplattırılıp, sanığa “şikayetçi kurumun bilirkişi tarafından hesaplanan zararı gidermesi durumunda 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine” ilişkin usulüne uygun olarak bildirimde bulunularak makul bir süre verilip, sonucuna göre hakkında 6352 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında 22.06.2005, 20.09.2005, 23.12.2005 tarihli tutanaklar için karşılıksız yararlanma suçundan zamanaşımının dolması karşısında, sanık hakkında sadece 14.04.2006 tarihli tutanak için hüküm kurulurken TCK’nın 43. maddesi gereğince artırım yapılmaması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas: 2017/6091 Karar: 2018/170 Tarih: 23.01.2018)

- (YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/2006 Karar : 2018/5593 Tarih : 3.05.2018)
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
- TCK 163. Madde
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 28344 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesinin l. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası gereğince, şikayetçi kurumun zararını tazmin etmesi halinde sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Dairemizin 03/03/2015 tarihli bozma kararına uyulmasına karar verilmesi karşısında bozma kararı uyarınca 6352 sayılı Yasa’nın 83. maddesi ile değiştirilen 5237 sayılı TCK’nın 163. maddesi uyarınca, abonelik esasına bağlı olarak kullanılan su tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilip tüketilmediğinin tespiti gerekeceğinden, sanığın usulsüz su kullandığı tarihten itibaren, sayaçtaki endeks ile tespit anında belirlenen kullanımın uyumlu olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sanığın karşılıksız yararlanma kastının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, sanığın suçunun sübutu halinde sanığa bilirkişi tarafından hesaplanacak vergiler ve cazalar hariç kaçak kullanım bedelini ödemesi durumunda hakkında 6352 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceği ihtarında bulunulup, ödemesi için makul bir süre de verilerek sonucuna göre, hukuki durumunun tayin ve tespiti gerekirken, Yargıtayın bozma kararının sanığa tebliğ edilmesi ile yetinilerek eksik inceleme ve araştırma ile delil değerlendirilmesi yapılmak suretiyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 2. CEZA DAİRESİ Esas : 2018/2006 Karar : 2018/5593 Tarih : 3.05.2018)
- (YARGITAY 6.Ceza Dairesi Esas: 2023/ 4945 Karar: 2023 / 16039 “)
- Karşılıksız Yararlanma Suçu
- TCK 163. Madde
Sanık hakkında 25.05.2016 tarihinde kuruma kaydı olmayan sayaç ile elektrik kullandığının belirlendiği, alınan bilirkişi raporunda kayıt dışı tüketim yapılmadığının tespit edildiği ve tutanak tanıklarının sayaca müdahale olsaydı bunu tutanakta yazacaklarını beyan etmeleri karşısında sanığın atılı karşılıksız yararlanma suçundan beraat etmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz istem bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle CMK’nın 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA (YARGITAY 6.Ceza Dairesi Esas: 2023/ 4945 Karar: 2023 / 16039 “)

- İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
- DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️ 0534-419-19-91