Antoryum Hukuk

İnsanlığa Karşı Suçlar ve Cezası (TCK Madde 77)

  1. GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:

İnsanlığa karşı suçlar ve cezası gerek milletlerarası sözleşmelerle gerekse de Türk Ceza Kanunumuzun Özel Hükümler adlı ikinci kitabının Uluslararası Suçlar adlı birinci kısmında dört uluslararası suçtan biri olarak düzenlenmiştir. İnsanlığa karşı suçların cezası, eğer insanlığa karşı suç (a) bendinde yazılı ‘kasten öldürme’ fiili ile gerçekleşmesi halinde ağırlaştırılmış müebbet ve diğer bentlerde sayılan kasten yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişi hürriyetinden yoksun kılma, bilimsel deneylere tabi kılma, cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme türden filler ile gerçekleştirilmesi halinde ise verilecek ceza 8 yıl hapis cezasından az olamaz.

Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen insanlığa karşı suçlar, birbirinden farklı birçok hukuksal yararı koruması altına almıştır. Bu suç tipi, hem bireysel olarak hem de toplu olarak yaşamaktan kaynaklı kişinin hem maddi varlığı hem de manevi varlığını özgürce geliştirme hürriyetini ve bunlarla doğrudan bağlantılı olarak yaşam ve beden bütünlüğüne saygı gösterilmesi, şeref ve haysiyetinin korunması ve cinsel dokunulmazlığının gözetilmesi haklarının korunmasını bünyesinde barındırmaktadır.

      SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)  

  • Fail ve Mağdur:

Fail, herhangi bir gerçek kişi olabilir. Bu gerçek kişinin, herhangi bir devlerin emri veya telkinleri ile hareket etme gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Ferdi olarak alınan bir kararla dahi kişiler bu suçun faili olabilir.

Mağdurun kim olduğu, bu suçun vücut bulup bulmadığı bakımından önemlidir. Kanun maddesinin deyimi ile, bu suç ‘’toplumun bir kesimine karşı’’ işlenmiş bir fiil olmalıdır. Bu deyimden anlaşılması gereken, sivil bir nüfus, saldırıların hedefi olmalıdır.  Savaşan iki muharip birliğe dahil olmayan, silah tutmayan ve aktif olarak çatışmalara katılmayan her kişi sivil nüfusa dahil bireylerdir. Hatta, savaşmayı fiilen terk etmiş veya savaş esnasında yaralanması gibi sebeplerle savaş dışı kalmış kişiler dahi bu suçun mağduru olabilmektedir. Savaşan savaşçıların birbirlerine karşı savaş hukuku kapsamı dışındaki fiilleri insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmese de uluslararası çok taraflı bir antlaşma olan Roma Statüsünde yaptırım altına alınan ‘’Savaş Suçları’’ çerçevesinde değerlendirilecektir. İnsanlığa karşı suçlarda sivil nüfus, saldırıların asli hedefi olmalıdır. Asli hedef olmayan ancak şavaş anında alınan tüm önlemlere rağmen zarar gören ve tali nitelikte bulunan sivil nüfus bu suçun kapsamına dahil değildir.

  • Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:

İnsanlığa karşı suçlar – Madde 77:

 (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:

a) Kasten öldürme.

b) Kasten yaralama.

c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.

d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.

e) Bilimsel deneylere tabi kılma.

f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.

g) Zorla hamile bırakma.

h) Zorla fuhşa sevk etme.

(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.

(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.

(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.

İnsanlığa karşı suç; ‘siyasal, felsefi, ırki veya dini’ saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda ve sistemli olarakkasten yaralama, işkence, eziyet veya köleleştirme, kişi hürriyetinden yoksun kılma, bilimsel deneylere tabi kılma, cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı, zorla hamile bırakma, zorla fuhşa sevk etme’ gibi kanunun seçimlik hareketler şeklinde tüketici formda kaleme aldığı çeşitli fiillerden bir veya birkaçının işlenmesi suretiyle gerçekleşebilmektedir.

Siyasal, felsefi, ırki veya dini sebeplerden farklı herhangi bir saik ile işlenen fiiller, manevi unsur eksikliğinden kaynaklı olarak insanlığa karşı suçların oluşmasına sebebiyet vermeyecektir.

Sivil nüfusa karşı yapılan seçimlik hareketli fiillerin planlı ve sistematik olması gerekmektedir. Planın, bir devletin resmi politikası veya en üst derecedeki karar alıcıların ürünü olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak fiili icra eden alt kademedeki sıradan asker veya herhangi sıradan vasıflı kişilerin planı kesin detayları ile bilme zorunluluğu olmasa da az çok bir plan çerçevesinde hareket ettiğini bilmesi kaydı ile bu suçun faili olabilmesi mümkündür. Kanun, planlı olmasının yanı sıra aynı zamanda bu fiilin sistematik bir şekilde gerçekleşmesini de aramaktadır. Yani sivil nüfusa yapılan saldırılar tek seferlik ve ferdi nitelikli değil, bir planın icrası doğrultusunda ve birden fazla surette gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu planın icrası dahilinde sivil nüfusa bir defaya mahsus saldırıda bulunan bir asker veya savaşan, kendisinden önce gerçekleşen fiillerle organik bağlantısının bulunmasının tespiti halinde sistematiklik unsuru gerçekleşeceğinden dolayı insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulacaktır.

         SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)

  • Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:

Fail bakımından genel kast yeterli olmamakta, failin siyasal, felsefi, ırki ve dini saiklerle bir topluluğu hedef alması gerektiği için özel kastı aranmaktadır. Fail, yapmış olduğu saldırıları bir planın icrası suretiyle gerçekleştirdiğini ve sistematik olduğunu bilmeli ve kastı sivil nüfusa yönelmelidir. Özel kasta sahip olmayan fail, her ne kadar insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulmasa da kanunun çeşitli hükümlerinde bulunan münferit suçlardan cezalandırılacaktır. Örneğin kişisel hırsları sebebi ile, savaş dışı kalmış eski bir eski bir kadın askeri saklandığı köyde bulup cinsel saldırıda bulunmak suretiyle intikam almak isteyen bir askerin sorumluluğu bir planın bulunmaması ve sistematiklik unsurunu bünyesinde barındırmadığı için insanlığa karşı suç olmayacaktır.

           SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)

  • Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:  

Suçun koruduğu hukuki yararların önemi ve suçun bireysel olarak ağırlığı dikkate alındığında, bu suça uygulanacak herhangi bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamaktadır.

Her ne kadar bir planın oluşturulması ve ancak icra hareketlerine henüz başlanmamış olması insanlığa karşı suçun oluşmasına ve hatta teşebbüs sahasına dahi girilmesine dahi sebep olmasa da bu suç bakımından örgüt kurma unsurlarının gerçekleşmesi halinde –en az 3 kişi suç işlemek amacı ile bir araya gelecek ve bu kişiler arasında hiyerarşik bir düzen olacak- kişi Türk Ceza Kanunu’nun 78. Maddesi gereği bu örgütü kurmasından, yönetmesinden veya başkaca kişilerin seçimlik hareketli fiilleri henüz işlemeye başlamasa  dahi bu örgüte üye olmaktan kaynaklı olarak cezalandırılması gerekecektir. Fail, suçu işlemek maksadı ile örgüt kurduktan sonra bu suçun kanuni tanımındaki unsurlarını işlemeye başladıktan sonra gerçek içtima kuralları gereğince hem insanlığa karşı suçtan dolayı sorumlu olacak ve ayrıca örgüt kurma suçundan sorumlu tutulup cezaları toplanacaktır.

İnsanlığa karşı işlenen suçlar bakımından fail ayrıca mağdur sayısınca kasten öldürme ve kasten yaralama suçlarından da sorumlu olacak ve cezalar gerçek içtima kuralları gereğince toplanacaktır. Diğer seçimlik hareketli suçlar bakımından ise ‘’bileşik suç kuralları’’ geçerli olacak ve tek bir insanlığa karşı suçta failin cezalandırılması ile yetinilecektir.

Örgüt kurma hali bakımından Türk Ceza Kanunu’ndaki 78. Madde ile Türk Ceza Kanunu’ndaki 220. Maddeleri arasında genel hüküm ve özel hüküm olması hasebi ile, fail sadece özel hüküm niteliğindeki 78. Madde ile cezalandırılacaktır.

İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR VAKA ÖRNEĞİ

Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY), hafızalardan kolay kolay silinmeyecek olan Bosna Savaşı’nın, özellikle de Srebrenitsa katliamının baş sorumluları arasında yer alan Ratko Mladiç hakkında karar verdi. 22 Kasım 2017 tarihinde açıklanan kararda ICTY, Srebrenitsa’da yaşanan olayların insanlığa karşı suçlar olduğuna, Mladiç’in de bu insanlığa karşı suçlar dâhil 1992-1995 yılları arasında başkent Saraybosna’da sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırılardan sorumlu olduğuna hükmetti ve Mladiç’i suçlu bularak ömür boyu hapse mahkûm etti.

“Bosna Kasabı” lakabı ile tanınan Ratko Mladiç’in ismi her ne kadar Srebrenitsa soykırımı ile anılsa da 1992 yılında başlayan ve üç yıl süren savaşta Mladiç, Bosna-Hersek’teki Sırpların lideri olan Radovan Karadziç’in genelkurmay başkanı konumundaydı. Mladiç, Saraybosna’da binlerce kişinin ölümüne yol açmış olan kuşatma dâhil, savaş yılları boyunca gerçekleştirilen birçok katliamın baş sorumlusuydu.

Bosna Kasabı Mladiç, gerçekleştirdiği katliamların en sonuncusu ve en büyüğü olan Srebrenitsa’da hem Türkiye ve Türkleri hem de daha geniş anlamda Müslümanları hedef aldığını şu sözleriyle ortaya koymuştur:

Şu anda 11 Temmuz 1995 günü bir büyük Sırp bayramının arifesinde, Sırp Srebrenitsa’sındayız. Bu kenti Sırp milletine armağan ediyoruz. Nihayet zorba Türklere karşı olan ayaklanmanın anısına Türklerden intikam almanın vakti geldi.

Bu sözler Mladiç’in düşmanlığının sadece Boşnaklara değil onların gıyabında tüm Müslümanlara yönelik olduğunun ispatı niteliğindedir.

İzlenen bu düşmanlaştırma politikaları neticesinde, Ratko Mladiç’in yönettiği Sırp Cumhuriyeti Ordusu (VRS), Mayıs 1992’de özellikle Müslümanları hedef alan saldırılarını başlatmıştır. Girişilen imha operasyonları sonucu en az 150.000 Müslüman öldürülmüş, Bosna genelinde birçok yerleşim yeri işgal edilmiş; şehirler, köyler ve kasabalar yakılıp yıkılmış, 2 milyondan fazla insan bölgeden göç ederek Bosna dışında mülteci durumuna düşmüştür. Ayrıca Mladiç’in emirleriyle Bosna’da 800 cami yıkılmıştır. Fiziki yıkımlara neden olmaları yanı sıra Mladiç’in yönettiği orduya mensup askerler, 40.000’den fazla Bosnalı Müslüman kadına tecavüz etmiştir.

Yakalanmasının ardından ICTY’ye teslim edilen Mladiç’in yargılanması 530 gün sürmüştür. Söz konusu yargılama sonucunda savcılık kasım ayının başında, Mladiç hakkında; soykırım, insanlığa karşı suç, uluslararası savaş yasaları ve teamüllerinin çiğnenmesi suçlarıyla müebbet hapis cezası verilmesini talep etmiştir. Mladiç ile ilgili kararını açıklayan ICTY, 1995 yılında Srebrenitsa’da insanlığa karşı suçlar işlendiğine hükmetmiştir. Ayrıca Mladiç’i, “soykırım” ve “savaş kanunlarını ihlal etmek” suçlarından müebbet hapse mahkûm etmiştir.

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Ulaşın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara