Antoryum Hukuk

İnsan Ticareti Suçu ve Cezası (TCK Madde 80)

  1. GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:

İnsan ticareti suçu ve cezası; Türk Ceza Kanununda, uluslararası suçlar bölümünde ‘’Soykırım, İnsanlığa Karşı suçlar, Göçmen Kaçakçılığı’’ suçları ile beraber kaleme almıştır. İnsan ticareti suçunun cezası sekiz yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası verilir.  

İnsan Ticareti Suçu bünyesinde pek çok hukuksal yararı korumaktadır. Bu hukuksal yararların bir kısmı kendini bireysel olarak gösterirken bir kısmı ise kamusal yarar olarak kendisini göstermektedir. Bireysel olarak korunan en büyük hukuksal yarar, kişinin maddi ve manevi varlığını serbestçe geliştirme hürriyeti iken, kamusal korunan hukuksal yarar ise toplumun güvenliği, birlikte yaşamın düzeni, genel sağlık ve genel ahlaktır.

          SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)  

  • Fail ve Mağdur:

İnsan ticareti suçunun faili herhangi bir gerçek kişi olabilir. Bu suç tipi, bireysel olarak işlenebileceği gibi, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde de işlenebilir.

İnsan ticareti suçunun mağduru olabilecek kişiler bakımından özel bir mağdurluk sıfatı aranmaz. Yaşı, ırkı, cinsiyetine bakılmaksızın herkes bu suçun mağduru olabilir.

  • Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:

İnsan ticareti – Madde 80:

(1) Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası verilir.

(2) Birinci fıkrada belirtilen amaçlarla girişilen ve suçu oluşturan fiiller var olduğu takdirde, mağdurun rızası geçersizdir.

(3) Ons ekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da faile birinci fıkrada belirtilen cezalar verilir.

(4) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.

İnsan ticareti suçu; zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak amacıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak mağdurların rızalarını elde etmek suretiyle bu kişileri ülkeye sokmak, ülke dışına çıkarmak, tedarik etmek, kaçırmak, bir yerden başka bir yere götürmek veya sevk etmek ya da barındırmak seçimlik hareketleriyle oluşan bir suçtur. Mağdur veya mağdurların ülkeye sokulması, ülke dışına çıkarılması, tedarik edilmesi, kaçırılması, bir yerden başka bir yere götürülmesi veya sevk edilmesi ya da barındırılması ile İnsan ticareti suçu tamamlanacaktır.

 İnsan ticareti suçu, bağlı ve seçimlik hareketli bir suç tipidir. Evvela failin, mağduru veya mağdurları ülkeye sokmak, ülke dışına çıkarmak, tedarik etmek, kaçırmak, bir yerden başka bir yere götürmek veya sevk etmek ya da barındırmak istemesinin temel amacı bu kişileri zorla çalıştırma, hizmet ettirme, fuhuş yaptırma veya esarete tâbi kılma ya da vücut organlarının verilmesini sağlama amacıdır. Bu amaca ulaşabilmek için fail, mağdur veya mağdurların rızasını araç hareketler olarak nitelendirdiğimiz tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanmak suretiyle elde etmektedir. Bu araç suçlar kanunda sınırlayıcı olarak kaleme alınmıştır.

  • Tehdit unsuru bakımından mağdurun kendisinin veya yakınlarından birinin hayat, vücut, cinsel dokunulmazlığına veya malvarlığı bakımından büyük bir saldırıya maruz bırakılacağı izlenimi verilmesidir.
  • Cebir ve şiddet ise, mağduru fiziksel olarak zor kullanarak bir şeyi yapma veya yapmamaya zorlanmasıdır.
  •  Nüfuzu kötüye kullanmak; failin, mağdur üzerinde sahip olduğu çeşitli bağlarla failin fiiline rıza göstermesini sağlamaktır.
  • Kandırmak ise hileye başvurmak anlamına gelmektedir.
  • Kişiler üzerindeki denetim olanağından yararlanmak ise, mağdurun sahip olduğu pozisyon itibariyle bağlı olduğu failin, sahip olduğu hak ve yetkileri kötü niyetle kullanarak taşıdığı saik doğrultusunda mağduru hareket ettirmesidir.
  • Çaresizlik teriminden anlamamız gereken ise mağdurun üstesinden gelemediği kişisel durumundan faydalanmak suretiyle onun rızasını elde etmektir.

Failin, mağdur veya mağdurları en nihayetinde zorla çalıştırma, hizmet ettirme, fuhuş yaptırma veya esarete tâbi kılma ya da vücut organlarının verilmesini sağlama temel amacını gerçekleştirmek için evvela mağdur veya mağdurları yukarıda bahsettiğimiz araç suçları da kullanarak ülkeye sokması, ülke dışına çıkarması, tedarik etmesi, kaçırması, bir yerden başka bir yere götürmesi veya sevk etmesi ya da barındırması gerekmektedir.

  • Ülkeye sokman ve ülke dışına çıkarmak deyiminden mağdurun Türk ülkesinin sınırlarından geçerek, ülkeye dahil olmasını, ülke dışına çıkarmak ise, sınırlarımız dahilindeki mağdurun başka bir ülkenin egemenliği altındaki coğrafi alana sokulması anlaşılmalıdır.
  •  Tedarik etmek deyiminden ise mağdurların araştırılması, tespit edilmesi ve bu suretle temin edilmesidir.
  • Kaçırmak teriminden mağdurun bulunduğu yerden bir başka yere götürülmesi, kendi güvenlik alanından çıkarılarak failin nüfuz ve hakimiyet sahasına sokulmasıdır.
  • Bir yerden başka bir yere götürmek ise mağdurun tacir veya onun adına hareket eden kimse refakatinde bir yerden başka bir yere ulaştırılması söz konusudur.
  •  Sevk etmek ile mağdur üzerinde gerekli itici gücü oluşturarak onun bir yerden başka bir yere gitmesi için gerekli koordineyi yapmak, mağdura eşlik etmeden nakil için gerekli faaliyetleri idare etmek anlaşılmalıdır.
  • Barındırmaktan ise mağdurun yaşaması için gerekli koşulların oluşturulması, geçiminin sağlanması, konaklama, beslenme ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi anlaşılır.

Dikkat edilmesi gereken nokta, maddenin üçüncü fıkrası itibariyle on sekiz yaşını doldurmamış olanların birinci fıkrada belirtilen maksatlarla tedarik edilmeleri, kaçırılmaları, bir yerden diğer bir yere götürülmeleri veya sevk edilmeleri veya barındırılmaları hallerinde suça ait araç fiillerden hiçbirine başvurulmuş olmasa da fail yine de cezalandırılacaktır.

          SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)  

  • Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:

       İnsan ticareti suçu, özel kast ile işlenebilen bir suç tipidir. Özel astın ne olduğu kanunda tek tek sayılmak suretiyle sınırlayıcı olarak kaleme alınmıştır. Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak dışındaki herhangi saikin varlığı, insan ticareti suçu tipini gerçekleştirmeyecektir. Örnek vermek gerekirse, sırf birinin daha önceden yaşanan bir husumet sebebiyle çocuğunun kaçırılması fiilinde manevi unsur eksikliği sebebiyle insan ticareti suçu oluşmayacaktır. Olsa olsa kişiyi hürriyetinden alıkoyma suçu oluşabilecektir.

    SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)

  • Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:  

       İnsan ticareti suçu bakımından her e kadar ‘’mağdurun rızası’’nın varlığı halinde failin fiilinin hukuka uygun hale gelebileceği düşünülse bile, mağdur bu rızayı failin iradeyi doğrudan sakatlayıcı araç hareketleri sonucu vermiş olmasından kaynaklı olarak sağlıklı bir irade beyanı bulunmadığından ötürü herhangi bir hukuka uygunluk sebebinin varlığından söz etmek mümkün değildir.

İNSAN TİCARETİ SUÇU VAKA ÖRNEĞİ

Vaka 1:

Yargıtay 18. Ceza Dairesi Esas No: 2017/3290 Karar No: 2017/8663

“On sekiz yasından küçük mağdurun sanığın işlettiği içkili lokantada konsomatris olarak çalıştırıldığının kabul edilmesi karsısında, sanığın mağdure üzerinde terbiye hakkı bulunmadığından buna ilişkin disiplin yetkisinin kötüye kullanılmasının söz konusu olmayacağı bu nedenle TCK’nın 232/2. maddesinde düzenlenen suçun oluşmadığı ancak iddianamedeki anlatıma göre sanığın yası küçük mağduru çalıştırmak amacıyla barındırdığı bu nedenle TCK’nın 80/1. maddesinde belirtilen araç fiillere başvurulmuş olmasa da TCK’nın 80/3. maddesinde düzenlenen insan ticareti suçunun oluştuğu gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle kötü muamele suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık …’ın temyiz nedenleri bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA yeni hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesinin gözetilmesine yargılamanın bozma öncesi asamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/09/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.”

VAKA 2:

Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas:2021/417 Karar: 2023 / 618

“05.07.2005 tarihinde yanındakilerle birlikte polis olduğunu ve kimlik kontrolü yapacağını söyleyerek mağdurdan pasaportunu alan sanığın, pasaport ile ilgili bir problem olduğunu söyleyerek mağduru … ilinde araca bindirdiği ve … içerisinde cebir uyguladığı mağduru … ilinde dört gün kendisine ait evde tuttuktan sonra fuhuş yaptırmak amacıyla dışarı çıkardığı, mağdurun üçüncü kişilerle fuhuş yapması konusunda girişimde bulunduğu, bu sırada polis memurları tarafından yakalandığı kabul edilen olayda; 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK’nın 80. maddesinin birinci fıkrasına “Fuhuş yaptırmak” ibaresinin eklenmesi, sanığın bir süre evde tuttuğu mağduru dışarı çıkardıktan sonra ne şekilde fuhuş için tedarik ettiği veya fuhuş için aracılıkta bulunduğu hususlarının hükmün gerekçesinde tartışılmaması, sanığın eylemlerinin bir bütün olarak insan ticareti suçunu oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunun, TCK’nın 80. maddesinde öngörülen ceza miktarı gözetildiğinde, hakkında aynı Kanun’un 109/2, 109/3-b, 109/5 ve 227/2-4. maddeleri uyarınca mahkûmiyet hükümleri kurulan sanığın lehine olması hususları dikkate alındığında; Özel Dairenin bozma kararına konu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve direnme kararına konu fuhuş suçundan kurulan hükümlerin birlikte değerlendirilmesi amacıyla mümkünse dosyaların birleştirilip, sanığın bir süre evde tuttuktan sonra dışarı çıkardığı mağdura yönelik eylemlerinin ayrıca fuhuş suçunu oluşturup oluşturmadığı üzerinde durularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerekmektedir.

Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, Özel Dairenin bozma kararına konu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve direnme kararına konu fuhuş suçundan kurulan hükümlerin birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun tayininde zorunluluk bulunması nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.”

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Ulaşın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara