- Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 24.12.2009 gün, 2009/12066 E. ve 2009/16721 K
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
“Sanıkların, katılana ait internet bankacılığı şifresi ve cep telefonuna kısa mesaj olarak gelen işlem şifresini ele geçirip kullanarak, katılanın banka şubesindeki hesabından sanığın adına kayıtlı aynı bankanın bir başka şubesine havale yapmak suretiyle çekilen parayı paylaşmaktan ibaret sübutu kabul edilen eylemin; sanıkların kastının, katılana ait parayı rızası hilafına elde etmek olması nedeniyle, daha özel bir düzenleme getiren TCK m.142/2-e’de öngörülen bilişim sistemi kullanılarak hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde suç vasfında yanılgıya düşülerek, bilişim sisteminin kullanılması suretiyle haksız menfaat sağlama suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 24.12.2009 gün, 2009/12066 E. ve 2009/16721 K)

- (CGK, 26.11.2002 t. ve 2002/6-271 E., 2002/404 K.)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
“TCY. 495 ve 497. maddelerinde ifadesini bulan gasp suçu, hırsızlık suçu ile cebir ve şiddet ve tehdit suçlarının oluşumundan meydana gelen bileşik bir suçtur. Bir başka deyişle gasp suçu ile TCY. 491 ve devamı maddelerinde ifadesini bulan hırsızlık suçunun ana unsurları ortaktır. Bu yönüyle gasp suçu ile hırsızlık suçunun ortak unsurlarını şöylece sıralamak mümkündür. a ) Alınan malın taşınır olması, b ) Taşınır malın başkasına ait olması, c ) Malın rıza dışı alınarak hâkimiyet sahasına sokulması, d ) Malın faydalanmak amacıyla alınması. Hırsızlık suçu ile ortak bu unsurların yanı sıra gasp suçunun oluşabilmesi için failin eylemleri gerçekleştirmek için cebir şiddet ve tehdit kullanması, cebir, şiddet ve tehdidin malın zilyedine veya suç yerinde bulunan bir başka şahısa yönelmiş olması ve nihayet mağdurun malı teslime veya alınmasına karşı sessiz kalmaya mecbur bırakılması gerekmektedir. Cebir, şiddet ve tehdit kullanılmaksızın gerçekleştirilen hırsızlık eylemleri gasp suçunu oluşturamayacağı gibi eylemde hırsızlık suçunun unsurlarından birisinin bulunmaması halinde cebir, şiddet ve tehdit kullanılmış olsa dahi eylem gasp suçunu oluşturmayacaktır. Bu durumda kullanılan cebir, şiddet ve tehdidin niteliğine göre sanık hakkında TCY. 191, 188 veya 456. maddelerin tatbiki ihtimali bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere hırsızlık suçlarında olduğu gibi gasp suçunda da malın faydalanmak özel kastıyla alınması lazımdır. Faydalanmak özel kastı gasp suçunun başka suçlardan ayırmaya yarayan temel unsurlardan birisidir. Failde alınan maldan faydalanmak değil örneğin malı bozmak, tahrip etmek, ve sair düşünceler varsa fiil gasp suçunu oluşturmayacaktır (CGK, 26.11.2002 t. ve 2002/6-271 E., 2002/404 K.)
- (6.CD., 13.06.2006 t. ve 2005/15401 E., 2006/6002 K)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
“Ş. E., B. K. ve İ. A.’ın, yargılama sırasında cezaevinde ölen O. K.’ın liderliğini yaptığı çıkar amaçlı suç örgütünün üyeleri oldukları; emlakçılık yapan yakınan İ. Y.’in (…) Temmuz-Aralık/2000 tarihleri arasında ölüm tehdidiyle 4 adet arsasını sattırarak toplam 15 milyar lira aldıkları; 04/12/2000 tarihinde ölüm tehdidiyle yakınanın eşine ait daireyi sattırarak 5,5 milyar lira aldıkları; Ocak/2001 ayında yakınanın işyerine giderek tabanca çekip “daha 7,5 milyar lira borcun kaldı, bunu çektiğim zaman ateşlerim, bana bunu çektirme, bu parayı ya ödersin, ya da vururum” dedikleri; 07/02/2001 günü saat 17.00 sıralarında yakınanın işyerine giderek “7,5 milyar lirayı bugün akşama kadar ödeyeceksin, ödemediğin takdirde bu dükkanı kafana yıkarız” dedikleri sabit görülerek, (…) 765 sayılı TCY.nın 495/1, 522/1 (…) cezasıyla hükümlendirildikleri, hükmün Dairemizce onanarak kesinleştiği; (…) -Yağma suçunda 5237 sayılı TCY’nın 43/3. maddesi uyarınca zincirleme suç hükmünün uygulanamayacağı gözetilerek, her bir eylem için ayrı ayrı uygulama yapılmadan, dosya üzerinden ve tek eylemden hüküm kurulması (6.CD., 13.06.2006 t. ve 2005/15401 E., 2006/6002 K)

- Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/5233 Esas – 2015/7335 Karar
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Sanık hakkında hırsızlık ve kamu görevlisine hakaret suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından kamu görevlisine hakaret suçunun işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-)Sanığın 18.09.2009 tarihinde cep telefonundan müştekiye tehdit ve hakaret içerikli mesaj gönderdiği, 19.09.2009 tarihinde ise müştekinin evinin kapısını tekmelediği, aracının lastiklerini kestiği ve camını kırdığı devam eden zarar verme kastı ile sonrasında sanığın, müştekinin aracının içinden teyp başlığı alması ve aldığı teyp başlığını polis aracında unutması şeklinde gelişen eyleminde, olay bir bütün halinde değerlendirildiğinde, sanığın kastının hırsızlık suçunu işlemek olmadığı, mal edinme kastıyla haraket etmediği ve müştekiye zarar verme kastıyla haraket ettiği anlaşıldığından, sanığın hırsızlık suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyetine hükmedilmesi,
2-)Sanığın emniyetten firar etmesi üzerine evinden polis memurları tarafından götürülmek istendiğinde polis memurlarına direnerek küfür etmek suretiyle hakarette bulunduğunun iddianamede anlatılarak suç olarak yüklendiği ve sevk maddelerinin gösterildiği halde yargılama aşamasında kendilerine yönelik eylemde bulunulan polis memurlerının müşteki sıfatıyla dinlenilmeleri ve katılma haklarının hatırlatılması gerektiği halde tanık olarak dinlenilmesiyle yetinilmesi,
3-)Kabul ve uygulamaya göre de
Kasten işlemiş olduğu suçlar dolayısıyla hapis cezasıyla mahkûmiyetin yasal sonucu olarak sanığın, 5237 Sayılı TCK’nın 53/1. maddesinin (a), (b), (c), (d), (e) bentlerinde yazılı haklardan aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca mahkûm olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiş, sanık …’in temyiz nedenleri ve tebliğnamedeki düşünce bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan sebeple BOZULMASINA, 13.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2015/5233 Esas – 2015/7335 Karar)
HIRSIZLIK SUÇU
- Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/1401 Esas – 2019/5172 Karar
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Müşteki …’a ait motosikletin olay tarihinde tekerlek kısmında bulunduğu belirtilen kilit ile sabit bir yere bağlı şekilde kilitlenmiş olması halinde, suça sürüklenen çocukların bu müştekiye yönelik eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b maddesinde belirtilen hırsızlık suçunu oluşturacağı, kilidin sabit bir yere bağlı olmaksızın sadece tekerlek kısmında bulunması halinde ise eylemlerinin aynı Kanun’un 142/1-e maddesinde belirtilen hırsızlık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, müşteki ve suça sürüklenen çocuklardan bu husus sorulmadan, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Suça sürüklenen çocuk … …. ‘nın kolluk görevlileri tarafından yakalandıktan sonra, suça konu motosikletleri çaldıkları yerleri göstererek henüz müracaatları olmayan müştekilere iadelerini sağlandığı, müştekilerin de aşamalarda alınan ifadelerinde herhangi bir zararlarının bulunmadığını beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında TCK’nın 168/1. maddesinde belirtilen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 18/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/1401 Esas – 2019/5172 Karar)

- Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/11315 Esas – 2021/13861 Karar
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre, suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, suça sürüklenen çocuk müdafiinin diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Suça sürüklenen çocuğun avm içerisindeki mağdurun sorumlusu olduğu mağazadan kesintisiz takip sonucu yakalanmaları halinde teşebbüs hükümlerinin uygulanabileceği buna karşılık bahsedilen mağazadan ayrıldıktan sonra avm içerisinde kesintili bir takip sonucu yakalanmış olmaları halinde ise bu kez suçun tamamlanmış olacağı gözetilerek, dosyada mevcut yakalama tutanağında belirtilen güvenlik görevlileri ve mağdurun tanık sıfatı beyanları denetime olanaklı alınarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Hırsızlık suçuna konu eşya değerinin 30,00 TL olduğunun anlaşılması karşısında; suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk … müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye kısmen uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince suça sürüklenen çocuğun ceza süresi yönünden kazanılmış hakkının gözetilmesine, 21/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi. (Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2020/11315 Esas – 2021/13861 Karar)
- (Yargıtay 6. Ceza Dairesi -Karar : 2013/15275)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Hırsızlık suçu bir kimsenin, zilyedinin rızası olmadan başkasına ait bir taşınır malı. kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alınmasıdır. Hırsızlığın basit hali 5237 Sayılı T.C.K.nın 141. maddesinde nitelikli halleri ise aynı Kanunun 142. maddesinde düzenlenmiştir.
Hırsızlık suçunun bileşim sistemleri vasıtasıyla işlenebilmesi ise aynı kanunun 142/2-e maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre hırsızlık suçunun işlenmesi sırasında bileşim sistemleri kullanılırsa daha ağır cezaya hükmedilecektir.
Bileşim sistemi, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağı veren manyetik sistemler olup, bu verilerin kullanılması suretiyle menfaat temini bilişim sistemini kullanarak işlenen suçları oluşturur. Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen hırsızlık suçlarında en önde ve öncelikle aranan konu ise kilit yerine geçen güvenlik sağlayan elektronik sistemlerin gene bu yolla giderilerek kaldırılması suretiyle hırsızlık yapılmasıyla sınırlıdır.
Sisteme giriş için güvenlik kodu (şifre) veri olarak nitelenmektedir. Veri elde etmede failin işlem yapmasını sağlar. Anılan yol ve yöntemler aracılığıyla yapılan işlemle hak edilmeyen para ve/veya para hükmünde mağdurun aktifinde eksilmeye neden olan tüm eylemler bu niteliktedir.
Somut olaya gelince; olay günü gündüz saatlerinde otomobil tamircisi olan mağdurun işyerine aracını tamir ettirmek için gelen sanığın, mağdurun tamir işi ile uğraşmasından faydalanıp ona fark ettirmeden, masa üstünde duran yakınana ait cep telefonundan güvenlik kodu (şifre) kullanmaksızın kendi kullandığı cep telefonu operatörü firma aracılığıyla mesaj yolu ile 25 kontörü kendi kullandığı telefon hattına transferini sağlayıp onaylanması şeklinde gerçekleşen hırsızlık eyleminin, 5237 Sayılı T.C.K.nın 142/2-e maddesinde tanımlanan bilişim yoluyla hırsızlık suçunu oluşturmadığı aynı Kanunun 142/1-b maddesi (kilitlenmek suretiyle…muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında) kapsamında kaldığı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 6. Ceza Dairesi -Karar : 2013/15275).

- (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar:2015/9990).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Sanığın alışveriş merkezi içinde bulunan ayakkabı mağazasından suça konu ayakkabıyı koynuna koyarak ödeme yapmadan çıktığı, mağaza çalışanı müşteki … tarafından farkedilmesi üzerine müştekinin polise haber verdiği ve aynı zamanda sanığı takip etmeye başladığı, sanığın alışveriş merkezinin otoparkına yöneldiği sırada ardından gelen müşteki ile polisleri görünce suça konu ayakkabıları atarak kaçmaya çalışırken yakalandığı anlaşılmakla suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilerek TCK’nın 35. maddesi uyarınca indirim yapılması gerekirken kararda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar:2015/9990).
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/4572).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
13.10.2012 tarihli kolluk tutanağına göre, kollukça bilinen sanığın birçok dükkana girip çıktığının görülmesi üzerine görevlilerce takibe alınması, müştekinin alışveriş yaptığı işyerinden çıktıktan sonra bazı kolluk görevlilerince müştekiye ait omzuna asılı çantanın içerisinden para çalındığının haber verilmesi ile birlikte, sanığı bu süreçte kesintisiz olarak takip eden kolluk görevlilerinin suça konu paralarla birlikte sanığı yakalaması şeklinde gerçekleşen olayda, teşebbüs koşulları oluştuğu halde, sanığın cezasından TCK’nın 35. maddesinde düzenlenen suça teşebbüs hükümleri gereğince indirim yapılmaması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/4572).
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/3653).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Sanıkların “Ankamall” isimli alışveriş merkezindeki müştekinin sorumlu müdürü olduğu “…Lokantası”ndan hırsızlık suçunu işledikten sonra işyerinden ayrıldıkları ve bir süre sonra alışveriş merkezinin çıkış kapısına doğru ilerledikleri sırada güvenlik kamerasından güvenlik görevlilerinin sanıkları farketmesi üzerine yakalandıklarının anlaşılması karşısında, hırsızlık suçunun tamamlandığı gözetilmeden eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilerek hırsızlık suçu yönünden 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesi uyarınca suça teşebbüs hükümleri gereği indirim yapılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/3653).

- (Yargıtay 2.Ceza Dairesi – Karar:2015/7950).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Alışveriş merkezinde görevli olan polislerin sanığı, göz takibine alarak, mağdurlar N. ve A.’in işyerlerine girip içerden suça konu eşyaları alması üzerine yakaladıklarının ve yakaladıktan sonra sanığın üzerinde mağdur M.’nın işyerinden alınan suça konu eşyayı bulduklarının anlaşılması karşısında, mağdur M.’ya yönelik eylem açısından takipte kesinti olması nedeniyle eylemin tamamlanmış olduğu gözetilmeden, hırsızlık suçuna teşebbüs hükümlerinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 2.Ceza Dairesi – Karar:2015/7950).
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/6034)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
AVM isimli alışveriş merkezinin açık otopark alanında uzaklaşmakta iken mağaza müdürünün ihbarı üzerine güvenlik kamera görüntülerinden yapılan araştırma neticesinde güvenlik görevlileri tarafından yakalandıklarının anlaşıldığı olayda, eylemin tamamlandığı gözetilmeden, sanık hakkında hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kaldığından bahisle 5237 sayılı TCK’nın 35. maddesi uyarınca suça teşebbüs hükümleri gereğinde indirim yapılması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/6034)
- (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar : 2019/9105).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay CGK’nın 26.03.2013 tarihli ve 2012/6-1232 E., 2013/106 K. sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yetmez. Failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlaması yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Somut olayda da koşulları bulunmadığı halde sanıklar hakkında TCK’nın 168/1. maddesinin uygulanarak eksik ceza tayini, bozma nedenidir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar : 2019/9445).
Dairemizce de benimsenen ve Y.C.G.K.’nın 26.03.2013 günlü, 2012/6-1232 esas ve 2013/106 karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, çalınan malın 3. kişiye satılması halinde; 5237 sayılı TCK’nın 168. maddesinin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun failinin, sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın, hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının tek başına yeterli olmadığı, failin bizzat pişmanlık göstererek, satın alan iyiniyetli ise; sattığı yeri veya kişiyi söyleyerek çalınan malın hırsızlık suçunun mağduruna iadesini sağlamasının yanında aynen geri verme veya tazmin suretiyle satın alanın zararını da gidermesi, kötü niyetliyse; satın alandan elde ettiği para veya sağladığı menfaati, kazanç müsaderesine konu edilmek üzere soruşturma makamlarına teslim etmesi gerekir. Esasen iyiniyetli olan satın alanda bulunan ve hırsızlık suçuna konu olan eşyaya elkonulamaz. Hırsızlık suçuna konu eşyaya elkonulmasına rağmen, failin satın alandan aldığı para veya sağladığı menfaatin satın alana iade edilmemesi halinde, satın alana Devlet eliyle haksızlık yapılmış olur. Somut olayda, satın alanlar hakkında iyiniyetli olarak kabul edildiğinin anlaşılması karşısında …,…. duruşmaya davet edilip zararının giderilip giderilmediği sorulup sonucuna göre suça sürüklenen çocuk hakkında TCK’nın 168/1 maddesinin uygulanma koşullarının değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz olmadığından ve suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 168. maddesinin aynı Yasanın 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle, TCK’nın 61. maddesine aykırı davranılması, sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. (Yargıtay 13. Ceza Dairesi – Karar : 2019/9105).

- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/7757)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Kolluk tutanağı içeriğine göre, suça sürüklenen çocukların 19.09.2009 tarihinde saat 23.45’te polislerce takip edilmeye başlandığının ve 20.09.2009 günü saat 02.30’da yakalandıklarının anlaşıldığı olayda, UYAP’tan alınan güneşin doğuş ve batış çizelgesine göre yaz saati uygulaması da dikkate alındığında, suç tarihinde gece vaktinin saat 19.08’de başlayıp ertesi gün saat 07.21’e kadar devam ettiğinin, bu suretle hırsızlık suçunun gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuklar hakkında koşulları oluştuğu halde 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesinin uygulanmaması hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2017/7757).
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2015/11007).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
5237 sayılı TCK’nın 142/1-e maddesinde öngörülen nitelikli halin gerçekleşebilmesi için “adet,tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılma”koşulunun gerçekleşmesi gerektiği, somut olayda olay günü sanıkların suça konu eşyaları üzeri kapalı,ancak etrafı açık vaziyette olan Yalova Çiftlikköy kapalı pazar yerinde her hafta kurulan sosyete pazarında kurulu bulunan müştekilere ait tezgahlardan pazarın alışverişe açık olduğu saatlerde aldıklarının anlaşılması karşısında, eylemlerine uyan aynı Kanun’un 141/1 maddesi yerine, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle 142/1-e maddesi gereğince nitelikli hırsızlık suçu hükümleriyle uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırıdır (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar:2015/11007).
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar: 2018/292).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Sanığın olay günü gece vakti müştekinin evine açık olan balkon kapısından girmek suretiyle müştekiye ait 2 adet mont,montun içinde bulunan araca ait anahtar,anahtarlığa bağlı 3 adet anahtar,suça konu araç,buffer ve gözlük çaldığı,aracın terk vaziyette kolluk görevlilerince bulunduğu,yapılan araştırma sonucunda C.Başsavcılığı’nın 14.02.2014 tarihli arama kararına istinaden sanığın evine gidildiği,henüz aramaya başlanmadan kardeşi … … ile konuyla ilgili olarak görüşüldüğünde sanığın kardeşi … …‘in kendi rızasıyla suça konu eşyalardan 2 adet mont,1 adet buffer,anahtarlığa bağlı 3 adet anahtarı kolluk görevlilerine teslim ettiği, çalınan bir kısım eşyaların müştekiye kolluk görevlileri tarafından teşhis sonucu teslim edildiği,ancak kolluk görevlilerince arama kararına istinaden yapılan arama sonucunda zaten suça konu eşyaların ele geçirileceği anlaşılmakla 168/1 maddesi gereğince rızai iade bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. (Yargıtay 2. Ceza Dairesi – Karar: 2018/292).
- (Yargıtay 17. Ceza Dairesi – Karar No: 2020/6523).
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
12/01/2011 tarihli kolluk tutanağı ve yine aynı tarihli teslim ve tesellüm tutanağına göre, sanığın ve sanık ile birlikte eylemi gerçekleştiren suça sürüklenen çocukların, hırsızlık olayına ilişkin olarak herhangi bir başvuru olmadan, şüphe nedeniyle polis ekipleri tarafından durdurularak, kimlik kontrollerinin yapıldığı, ellerinde taşıdıkları eşyalar kendilerinden sorulduğunda, suça sürüklenen çocuğun bu eşyaları çaldıklarını ikrar ederek çaldıkları adresi söylediği ve bu sayede kolluk görevlilerince katılanın tespit edilerek çalınan eşyaların katılana eksiksiz şekilde iadesini sağladıklarının anlaşılması karşısında; sanık hakkında TCK’nun 168/1. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerekirken “…sanığın yakalanmasını takiben üzerindeki ziynet eşyalarını atarak kaçmaya çalışması, bir süre kovalandıktan sonra yakalanması nedeniyle alınan malların iadesini temin etme olarak kabul edilmediği” gerekçesiyle TCK’nun 168. maddesinin uygulanmaması, bozma nedenidir (Yargıtay 17. Ceza Dairesi – Karar No: 2020/6523).
- (Yargıtay 11. Ceza Dairesi- K.2021/7621)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
Sanığın, katılanın işlettiği internet kafeye gittiği, internete girdikten sonra katılanın yanına gelerek babası ile görüşeceğini bahane ederek cep telefonunu istediği, daha sonra telefonu alır almaz … yerinden konuşma bahanesiyle dışarı çıkarak uzaklaştığı, bu suretle üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; sanığın eyleminin cep telefonunun zilyetliğinin devredilmemesi ve suçun katılana ait bina niteliği bulunan dükkan içerisinde işlenmesi nedeniyle TCK’nın 142/2-h maddesinde yazılı nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 11. Ceza Dairesi- K.2021/7621).

- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/36705 E. , 2017/6271 K.)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
“…Yakınanın cami avlusunda bulunan abdest alma yerinde askılığa çantasını asarak abdest alması ve çantayı orada unutarak ayrılması sonrasında sanığın askıda asılı çantayı alması ve baştan itibaren sanığı takip eden kolluk görevlilerince kesintisiz takiple yakalanması şeklinde gelişen olayda,…. caminin eklentisi(bina eklentisi) içinden gerçekleştiğinin tespiti halinde eylemin TCK’nın 142/1-b. maddesinin, caminin eklentisi (binanın eklentisi) olmadığının yani açıktan gerçekleştiğinin tespiti halinde ise aynı Kanun’un 141/1. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeyerek eksik kovuşturma ile TCK’nın 142/1-a. maddesi ile uygulama yapılması…”(Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/36705 E. , 2017/6271 K.)
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/31681 E. , 2016/11287 K.)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
“…Müşteri olarak ticari taksiye binen suça sürüklenen çocuğun, araçtan inerken torpido gözünde bulunan çantayı alıp kaçması biçiminde gerçekleşen olayda, bireysel taşımaya hizmet eden söz konusu ulaşım aracının “halkın yararlanmasına sunulmuş olması” nedeniyle suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK’nın 142/1-c maddesi kapsamında kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden…”(Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2014/31681 E. , 2016/11287 K.)
- (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/24350 E. , 2014/13243 K.)
- Hırsızlık Suçu
- TCK 14. Madde
“…Sanığın, suça konu …Sitesinin A, B, C ve D bloklarındaki yangın söndürme sistemine ait vana ve fıskiyeleri sökerek çaldığının anlaşılması karşısında…sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 142/1-d maddesine uyan suçu oluşturduğu halde aynı Kanunun 142/1-b maddesi gereğince hüküm kurulması, her iki bentte öngörülen cezaların aynı olması nedeniyle sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır…”(Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2013/24350 E. , 2014/13243 K.)

- İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
- DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM: ☎️ 0534-419-19-91