Antoryum Hukuk

HAKARET SUÇU YARGITAY KARARLARI

  • Yargıtay 18. CD, E. 2020/422, K. 2020/7387, T. 16.6.2020
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“… ve anılan Kanun’un 29. maddesinde yer alan “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında, somut olayda, hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, 5237 Sayılı Kanun’un 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı ve sanığın neticeten 1.100,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırıldığı, ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren 5237 Sayılı Kanun’un 129. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, aynı Kanun’un genel tahrik hükümlerine dair 29. maddesi uygulanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiştir.” denilmektedir.” (Yargıtay 18. CD, E. 2020/422, K. 2020/7387, T. 16.6.2020)

  • Yargıtay CGK, E. 2019/18-371, K. 2020/422, T. 15.10.2020
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“Sanığın eşinin hasta olması, doktor tarafından yazılan 10 adet iğneden 6 adedinin yapıldığı 7. iğneyi yaptırmak için gittiklerinde katılanın reçeteyi sorduğu, yanlarında olmaması sonrasında deftere bakma ya da doktora danışma yoluyla vatandaşın işini görmesi gereken katılanın bunu yapmayarak ‘Beni ilgilendirmez reçetenizi verin yoksa yapmam.’ diyerek tartışmayı başlattığı, eşinin hastalığı ve iğnenin basit bir inceleme ile vurulması mümkün iken bunu yapmayan katılanın haksız davranışı ile çıkan tartışma sonrasında sanığın eylemin gerçekleştiği anlaşıldığı halde TCK’nın 129. maddesinin uygulanması gerekirken uygulanmadan hüküm kurulması doğru olmamıştır.” (Yargıtay CGK, E. 2019/18-371, K. 2020/422, T. 15.10.2020)

  • Yargıtay 18. CD, E. 2019/10072, K. 2020/4564, T. 18.2.2020
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“… Sanığın aşamalarda “ben olay günü elimde çekiçle inşaatta tadilat yapıyordum, müştekinin eşimle bağırarak konuştuğunu bu molozları eşine söyle atmayacaksınız şeklinde sözler söylediğini duymam üzerine yanlarına koşarak gittim, elimdeki çekici çalıştığım yere bırakarak yanlarına gittim, daha önce eşime darp uyguladıkları için hemen koşarak gittim, eşimi oradan uzaklaştırdım telefon ile polisi aradım kesinlikle ben ve eşim küfür etmedik, çekiçle üzerine yürümedim, daha önce aramızda husumet olduğundan şikayetçi olmuş” şeklindeki savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 129, maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması … bozmayı gerektirir.” (Bkz. Yargıtay 18. CD, E. 2019/10072, K. 2020/4564, T. 18.2.2020)

  • Ankara Bölge Adliyesi 6. CD, E. 2018/3858, K. 2019/1051, T. 25.04.2019
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“…Sanığın sekiz yaşındaki oğluna yönelik yaralamaya teşebbüs olayı ile ilgili olarak mağdurların görev yapmakta oldukları jandarma karakolunda mağdur velisi sıfatıyla şikayetinin tespit edilmesinden sonra mağdur oğlunun ifadesinin tespiti için karakola gelen sanığın karakol komutanının karakol dışında görevde olması nedeniyle oğlunun ifadesinin alınamaması üzerine suç tarihinde tekrar oğlu ile birlikte karakola gittiği, bu kez zorunlu müdafi ve pedagog temin edilemediğinden ifade işleminin öğleden sonra yapılacağı söylenerek bekletilmesi üzerine, atılı sözleri söylediği anlaşıldığından… cezasının TCK’nın 129/1. maddesi uyarınca takdiren 1/3 oranında indirilmesine karar verildi.” (Bkz. Ankara Bölge Adliyesi 6. CD, E. 2018/3858, K. 2019/1051, T. 25.04.2019)

  • Yargıtay 18. CD, E. 2019/10072, K. 2020/4564, T. 18.2.2020
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“… Sanığın aşamalarda “ben olay günü elimde çekiçle inşaatta tadilat yapıyordum, müştekinin eşimle bağırarak konuştuğunu bu molozları eşine söyle atmayacaksınız şeklinde sözler söylediğini duymam üzerine yanlarına koşarak gittim, elimdeki çekici çalıştığım yere bırakarak yanlarına gittim, daha önce eşime darp uyguladıkları için hemen koşarak gittim, eşimi oradan uzaklaştırdım telefon ile polisi aradım kesinlikle ben ve eşim küfür etmedik, çekiçle üzerine yürümedim, daha önce aramızda husumet olduğundan şikayetçi olmuş” şeklindeki savunması karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek sonucuna göre TCK’nın 129, maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması … bozmayı gerektirir.” (Bkz. Yargıtay 18. CD, E. 2019/10072, K. 2020/4564, T. 18.2.2020)

HAKARET SUÇU
  • Ankara Bölge Adliyesi 6. CD, E. 2019/1881, K. 2020/1959, T. 14.10.2020
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“…Sanığın katılanın kendisine yönelik ‘anlamıyor gerizekalı’ şeklinde sözü üzerine atılı sözleri söylediğine ilişkin savunması, iddiayı teyit eden özel güvenlik görevlisi tanığın barışmalar üzerine doktor odasına gittiğine ilişkin açıklamalarına göre olay başlangıcının tanık tarafından duyulmadığı ve savunmayı teyit eden tanığın anlatımları, katılanla ilgili ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karardaki açıklamalar ile hakaret suçunun işlendiği doktor muayene odasına ilişkin görüntü bulunmayan CD’nin ses kaydı içermemesine göre, sanığın üzerine atılı hakaret suçuna konu sözleri sarfettiği ancak aksi kanıtlanamayan savunmaya itibarla “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilerek ilk hakaretin katılandan geldiğinin kabulü ile sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına…” (Bkz. Ankara Bölge Adliyesi 6. CD, E. 2019/1881, K. 2020/1959, T. 14.10.2020)

  • Y18CD-K:2016/15975
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Hakaret suçlarında özel tahrik hükümleri içeren TCK’nın 129. maddesinin 1. fıkrası: “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” hükmünü içermektedir. Genel bir tahrik hükmü olan TCK’nın 29. maddesi ise: “Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İncelenen somut olayda, mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK’nın 29/1.maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı ve sanığın neticeten 1340 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK’nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir (Y18CD-K:2016/15975)

  • (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2014/33171)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Sanığın, sosyal paylaşım sitesi üzerinden müştekiye hitaben “C. oto yıkama” ve temyize gelmeyen sanık “A.. K..” profilleri adı altında gönderilen hakaret içerikli mesajları beğenmekten ibaret eyleminin, bu mesajların sanık tarafından da internet ortamında paylaşılıp veya başkalarına aktarılmadığı taktirde hakaret suçunun unsurlarını oluşturmayacağı, kişisel değerlendirme kapsamında kalacağı gözetilmeden ve bu husus araştırılmadan, yetersiz gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2014/33171).

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar No:2019/8024)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen, 18/11/2014 gün ve 2013/663 esas, 2013/498 sayılı kararında da açıklandığı üzere;

Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir. Aksine, şekli bir yorum ve bakış açısıyla bu bütünlük görmezlikten gelinerek, her bir mağdura yönelik hareketin bağımsız birer fiili oluşturduğunun kabul edilmesi ve gerçek içtima hükümlerinin uygulanması halinde, cezalandırmada adaletsizliğe yol açılacağı gibi “fiilin hukuki anlamda tekliği” prensibine de aykırı davranılmış olacaktır. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; sanığın kavgaya karıştığı ihbarı üzerine olay yerine gelen polis memurlarından kaçarken ayağı kırmasının ardından yakalanan sanığın polis memurlarını tehdit ettiği, ardından adli rapor alınmak üzere muayene odasına götürülen sanığın doktor olan müşteki İsmail’e “çek lan ellerini sen bizi muayene edemezsin, bu iş burada bitmez, burada polis var, dışarıda yok, sanada gününü göstereceğiz” şeklinde sözlerle tehdit etmesi biçiminde gerçekleşen eylemlerinin, bir bütün halinde TCK’nın 265/1. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu ve bir kez mahkumiyetine karar verilerek cezasından TCK’nın 43. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden, iki kez görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Sanığın, adli rapor alınmak üzere muayene odasına götürülen sanığın doktor olan müşteki İsmail’e “çek lan ellerini sen bizi muayene edemezsin” ve ardından işlemler için karakola götürüldüğünde nöbetçi polis olan mağdur …’e “sen kimsin de beni kaldırıyorsun lan” şeklinde, kaba ifade niteliğindeki sözlerinin, müşteki ve mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar No:2019/8024)

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar:2020/1765)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Katılanların olay anlatımında, sanık …’nın katılanlara “kimsiniz lan siz” şeklinde sözlerle hakaret suçunu işlediği beyan edilmiş ise de, anılan sözlerin katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve yalnızca bu eylemle hakaret suçunun oluşmaması karşısında, sanığın katılanlara karşı ne şekilde hakaret suçunu işlediği, suç teşkil eden eylemlerinin nelerden ibaret olduğu, denetime olanak verecek şekilde katılanlara açıklattırılıp kararda tartışılmadan, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar:2020/1765)

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/19451)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Sanığın, icra takibi sırasında avukat olan mağdur ile icra müdür ve katibi olan katılanlara benzer hakaret sözlerini ayrı ayrı söylese de, bu sözleri aynı olay çerçevesinde çıkan tartışmada, aynı sebeple ve araya zaman aralığı girmeden bir suç işleme kararı ve kastı ile söylemesi nedeniyle, TCK’nın 125/3-a. maddesiyle belirlenecek cezanın anılan Kanunun 43/2. maddesi uyarınca artırılması gerekirken, iki ayrı mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2016/19451)

  • (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – 2014/5495)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Hakim önüne çıkartılan sanığın, kendisinin haksız bir şekilde tutuklanmasına karar verildiğini düşünerek bunun sorumlusu olarak gördüğü sorguyu yapan hakime yönelttiği “..allah belanı versin?…” şeklindeki ifade, beddua niteliğinde, nezaket dışı, kaba ve rahatsız edici bir söz ise de, şikâyetçi hâkimin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını içermemesi ve sövme fiilini de oluşturmaması nedeniyle hakaret suçunun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği kabul edilmelidir (Ceza Genel Kurulu – 2014/386 karar).

Sanık tarafından söylenen “Allah hepinizi yaksın, geberin, Allah hepinizin belasını versin” biçimindeki sözlerin beddua teşkil edip bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığınırencide edebilecek söz ve davranış niteliğinde olmadığı gözetilmeden sanığın hakaret suçundan beraatine karar verilmesi gerekir (Yargıtay 9. Ceza Dairesi – 2014/5495)

  • (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/54 karar)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

“Görevinden dolayı” hakaretin kabulü için de, yapılan kamu görevi ile hakaret eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Hakim her somut olayda nedensellik bağının bulunup bulunmadığını araştırarak, sonucuna göre, eylemin, suçun basit haline mi yoksa nitelikli haline mi uyduğunu tespit edecektir. Bu tespit yapılırken, hakaret eylemine muhatap olan kamu görevlisinin faile karşı doğrudan veya dolaylı görev yapması şartı aranmayacaktır. Zira, hakaret doğrudan görevle ilgili olabileceği gibi, görevin yerine getiriliş yöntemi ya da sonuçları ile ilgili de olabilecektir. Cumhuriyet savcısı olan sanığın savcı olarak görevli olduğu duruşmaya geç kalması üzerine, yazı işleri müdürü olan mağdure tarafından sanık Cumhuriyet savcısının telefonla arandığı ve sanığın mağdurenin telefonla aramasına öfkelenmesi nedeniyle suç oluşturan sözleri söylediği anlaşıldığından, eylem ile ifa edilen kamu görevi arasında nedensellik bağının bulunduğu ve hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesine ilişkin nitelikli halin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Sanık olan Cumhuriyet savcısının, yazı işleri müdürü olan mağdure A. E.’a, “sen emir köpeği misin”, “senin çirkin suratını görmek istemiyorum” şeklinde sözler söylediği 30.06.2009 tarihli tutanak kapsamı, mağdure ve tanık beyanlarından anlaşıldığından, sanığın üzerine atılı eylemin sabit olduğu, onur, şeref ve saygınlığı rencide eder nitelikte gerçekleşen bu eylemin 5237 sayılı TCK’nun 125. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturduğu görülmektedir (Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/54 karar).

  • (Yargıtay 18.CD – 2016 / 14515 karar).
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Katılanın sanığa göndermiş olduğu mesajda hakkını helal etmeyeceğine yönelik ifadesine sanığın “…bende hakkın varsa Allah rızası için etme, edersen şerefsizsin…” diyerek karşılık verdiğinin anlaşılması karşısında, isnadın şarta bağlı veya bir olasılık halinde dile getirildiği, hakaret etme kastıyla hareket edilmediği gözetilmeden sanığın hakaret suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi hukuk aykırıdır (Yargıtay 18.CD – 2016 / 14515 karar).

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/6598).
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Müşteki polis memurlarının, gelen ihbar üzerine sanığın çalıştığı iş yerine giderek müziğin sesini kısmalarını istemeleri üzerine sanığın müştekilere hitaben söylediği “ben buradan ekmek yiyorum, yirmi kişi daha ekmek yiyor, bana ceza verecek devletin, kaymakamın, savcının anasını avradını sinkaf ederim, bundan sonra siz hırsızlarla uğraşın” sözlerinin CGK, 14.10.2008/170-220 sayılı kararı doğrultusunda, sanığın sözlerinden kastedilen ve kendisinden rahatsızlık duyulan, kurum olarak ‘devletin’, ‘emniyet teşkilatının’ veya ‘adalet teşkilatının’ bizatihi kendisi değil, müşteki polis memurları tarafından kamu görevlisi sıfatıyla ifa edilmeye çalışılan kamu görevidir, bu anlamda sinkaflı sözler de sonuç olarak ‘devlete, kaymakama, savcıya’ yönelik olarak değil, o sırada muhatap durumda olan polis memurlarına yönelik olduğu söylendiği gözetilmeden, yerinde olmayan gerekçe ve kanuni olmayan hukuki nitelendirme ile TCK’nın 125/1. maddesindeki hakaret suçundan beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2015/6598)

  • (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2014/32605)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Ceza infaz kurumunda bulunan eşine para yatırmak için gelen sanığın, ziyaret günü olmadığı için çocuğunun kendisiyle birlikte cezaevine girmesine izin verilmemesi üzerine, cezaevi çevresinin başı boş köpeklerin dolaştığı ıssız bir yer olması ve 6 yaşındaki çocuğunun korkması nedeniyle, nizamiyede görevli bulunan müştekiye, kendisine yapıldığını düşündüğü haksızlığı eleştiri amaçlı olarak söylediği kabul edilen, “terbiyesizlik yapıyorsun” biçimindeki sözlerin, müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, ağır eleştiri, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı davranış niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2014/32605).

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2019/11986)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını oluşturması gerekmektedir. Olay günü sanığın, “sen çok terbiyesiz, riyakar, yalancı birisin Nejdet Çene suratına da söyledim, yine söylüyorum. Din tüccarlığı yapıyorsun, dini alet ederek kendini haklı gösterme çabalarında bundan biraz adam ol, bazı insanlar iki taraflı oynar, ama sen her taraflı oynuyorsun” şeklinde ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerinin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar: 2019/11986)

  • (Y18CD-Karar:2016/15988)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

İnceleme konusu somut olayda; sanığın İcra Müdürlüğünün 2015/413 sayılı dosyası üzerinden 16/02/2015 tarihinde gerçekleştirdiği haciz işlemi esnasında, müşteki avukattan telefonda aldığı bilgiler doğrultusunda hacze itiraz eden takip borçlusuna cevaben şikayetçiyi kastederek “O adam kıvırıyor, o adam iş bilmez, biraz önce görüştük, sana ayrı kıvırıyor, bana ayrı kıvırıyor, lafı uyduruyor, haklı olsa çıkar gelir, haksızların avukatı, mıymıntı adamların mıymıntı avukatı olur.” şeklinde sözler söylediği iddia edilmiştir. Ancak sanığın gıyapta hakaret teşkil eden bu sözleri yalnızca iki tanık tarafından duyulmuş ve bu kişiler tarafından olay doğrulanmıştır. Bu nedenle gıyapta hakaretin gerçekleşmesi için aranan “fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi” unsuru somut olayda gerçekleşmediğinden, sanık hakkında son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına ilişkin karar, hukuka uygun bulunmuştur (Y18CD-Karar:2016/15988)

  • (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2016/4000)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Atılı suça konu googlegroops.com adlı internet sitesindeki “ne mutlu Türküm diyene” isimli grup adresine e-mail yoluyla gönderilen iletinin, kullanıcı adı ve parola kullanılarak gönderilip gönderilmediği, kullanıcıdan başka bir kimsenin siteye girmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre TCK’nın 299/2. maddesi gereğince artırım yapılıp yapılamayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır. (Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar : 2016/4000).

  • (Yargıtay 18.CD – Karar No:2015 / 14094)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Sanığın davalısı olarak taraf olduğu boşanma davasının reddine karar verilmesi üzerine davanın hâkimi olarak görev yapan şikayetçiyi internet üzerinden yazmış olduğu dilekçeler ile Adalet Bakanlığına şikâyet ettiği, bu dilekçelerinde geçen “Hakim …‘ın yanlış kararı ve suçu sabit görülmüş, bu davada ihmalkarlık vardır”, “Hakim … ehliyet, liyakat ve hatta meslek kurallarının dışına çıkarak beni mağdur etmiştir”, “hakimlerin takdir hakkı başına buyruk olmamalıdır, bunun adı sorumsuzluk ve gerçek mağduru çok zor durumda bırakmaktır” ifadelerinden ötürü, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret ettiği gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verilmiştir. AİHM’e göre, öncelikle ifadelerin bir olgu isnadı mı yoksa değer yargısı mı olduğu belirlenmelidir. Zira olgu isnadı kanıtlanabilir bir husus iken, bir değer yargısının kanıtlanmasının istenmesi dahi ifade özgürlüğüne müdahale sayılabilecektir. Somut olayda, sanık tarafından şikayet dilekçelerinde kullanılan ifadelerin, şikayet hakkı kapsamında kaldığı gibi, değer yargısı niteliğine sahiptirler. Bu itibarla somut bir fiil ya da olgu isnat etmek şeklinde kabul edilemezler. Ayrıca bahse konu ifadeler, söylendiği yer ve zaman unsurları da gözetildiğinde katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, eleştiri niteliğindedirler. Sanığın kamu görevlisine hakaret suçu nedeniyle beraatine karar verilmelidir (Yargıtay 18.CD – Karar No:2015 / 14094).

  • (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar : 2014/10228)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Gazeteci sanık tarafından hazırlanan “Grup Şantajı” başlıklı haberde, flulaştırıldığı halde katılana ait olduğu anlaşılan ve katılanın bir kadınla cinsel ilişkiye girdiği anı gösteren fotoğrafların, katılanın toplum nazarında ahlaki değerlerden yoksun bir kişi olarak algılanmasına neden olacak ve okuyucuda kesin kanaat oluşturacak biçimde, hiçbir nesnel olguya dayanmayan abartılı ve küçültücü bir üslupla, “….nin grup seks yaparken poz verdiği fotoğraflarla başı derde girdi. Alkollüyken seviştiği kadınlar, şimdi kendisinden 100 bin YTL istiyor. ….nin marjinal hayatı başına iş açtı! Şarkıcı, geçtiğimiz yıllarda bir bar çıkışı kız arkadaşlarıyla eve gitti. Aşırı alkol alan …. kızlarla grup seks yaptı. Bu sırada fotoğraf makinesine pozlar da veren ….ye bu gecesi pahalıya patladı! Gruptaki kadınlardan biri, elindeki fotoğraflarla şarkıcıya şantaj yapmaya başladı…” şeklindeki ibarelerle beraber yayınlanması karşısında, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide eden sanık hakkında, hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, sanığın beraatine karar verilmesi hukuka aykırı olup bozma nedenidir (Yargıtay 12. Ceza Dairesi – Karar : 2014/10228)

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2019/13148)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın üzerine atılı suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanık aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti yargılama aşamasında toplanan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, somut dosya içeriğinde, sanığın atılı suçlamayı kabul etmemesi, tanıklar …, …’ın aşamalarda, tanık …’in kovuşturma evresinde ve tanık …’ın da soruşturma beyanında, sanığın katılana hakaret etmediğini belirtmesi, Mahkemece beyanı hükme esas alınan tanık …’nın soruşturma aşamasındaki anlatımında, sanığın hakaret etmediğini söylemesine karşın, mahkeme huzurundaki beyanında sanığın katılana hakaret ettiğini belirtmesi suretiyle çelişkili anlatımda bulunması, yine beyanı hükme esas alınan tanık …’in de anlatımlarında, sanığın katılana küfür etmediğini, olay yerinde bulunan ve akli dengesi yerinde olmayan …. ile küfürlü konuşarak şakalaştığını söylemesi karşısında, sanığın savunmasının aksini kanıtlar nitelikte cezalandırılmasına yeter derecede, her türlü şüpheden uzak, kesin bir delil bulunmamasına karşın, hatalı değerlendirmeyle sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2019/13148)

  • (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/4979 E. , 2022/7693 K.)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

TCK’da hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü hallerde, TCK’nın 61. maddesinde öngörülen ölçütlere göre somut olay irdelenip, anılan Kanunun 3. maddesindeki fiille orantılı ceza verilmesi ilkesi de gözetilerek, öncelikle seçenekli yaptırımlardan hangisinin seçildiğinin gösterilmesi, sonrasında da alt ve üst sınırlar arasında temel cezanın belirlenmesi gerekir. Her ne kadar TCK’nın 125/3. maddesinde cezanın alt sınırının 1 yıldan az olamayacağı düzenlenmiş ise de, bu düzenlemenin temel cezanın adli para cezası olarak seçilmesine engel olmayacağı gözönünde bulundurulmadan ve yeterli gerekçe gösterilmeden temel ceza olarak hapis cezası tercih edilmesi bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/4979 E. , 2022/7693 K.)

  • (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/27585 E. , 2013/12363 K.)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK’nın 125/1.maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, bozma nedenidir (Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2011/27585 E. , 2013/12363 K.)

  • (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/1169 E. , 2020/6092 K.)
  • Hakaret Suçu
  • TCK 125. Madde

Ceza adalet sistemimizde, hakaret suçunun nitelikli hallerinin kişi ve inanç bazlı olarak düzenlendiği de aynı maddenin üçüncü fıkrasında görülecektir. Ağırlaştırıcı nedenlerden bir tanesi de hakaretin kamu görevlisine görevinden dolayı yapılması durumudur ki, bu durumda mağdurun sadece kamu görevlisi olmasının yetmediği aynı zamanda hakaretin görevden dolayı yapılması gerektiği cümledeki “ve” bağlacı ile vurgulanmıştır. Öte yandan yapılan kamu görevi ile hakaret eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Somut olayda, hakaret suçunun mağdurunun kamu görevlisi olduğu durumu mevcutsa da hakaret olarak kabul edilen: “kaymakamın kıçını yalıyorsun” ifadesinin, söylendiği yer, zaman ve bağlam, sanık ile katılan arasında evvele dayalı, görevi ilgilendirmeyen şahsi husumet bulunması ile birlikte değerlendirildiğinde; hakaretin mağdurun yerine getirdiği kamu görevi ile ilgili olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısı ile nitelikli halin uygulanması için gerekli olan iki şarttan biri somut olayda olmadığı için hakaretin yalın halinden cezalandırılması yoluna giden Mahkeme kararı isabetli görülmüş, suçun vasfına yönelik temyiz isteği de yukarıda kararımızda açıklandığı üzere reddedilmiştir (Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/1169 E. , 2020/6092 K.)

  • İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
  • DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM: ☎️ 0534-419-19-91

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Danışın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara