Antoryum Hukuk

Eziyet Suçu ve Cezası ( TCK Madde 96 )

  1. GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:

 Eziyet suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’nun kişilere karşı suçların düzenlendiği ikinci kısmının işkence ve eziyet kenar başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiş bulunmaktadır. Eziyet suçu icrai hareketler kapsamında işlenen bir suç tipidir. Türk Ceza Kanunumuz kapsamında bir suç tipinin ihmali olarak işlenmesi halinde cezalandırılabilmesi için madde hükmünde açık ve seçik bir şekilde bu husus belirtilmelidir. Böyle bir husus eziyet suçunun yapısında arz etmediği için bu suç ihmali hareketler ile işlenememektedir. Eziyet suçunun temel cezası iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer failin fiili, suçun nitelikli halleri kapsamında bulunuyor ise bu ceza miktarı artış göstermektedir.

İşkence suçu yapısı itibari ile pek çok hukuksal yararı koruması altına almıştır. Ancak düzenleniş amacı itibari ile asıl koruma altına aldığı hukuksal yarar ‘insan onurudur’. Bununla birlikte mağdurun vücut dokunulmazlığının korunma altına alınmış olması bakımından maddi bütünlüğü ile birlikte şeref ve iç huzurunun da korunması söz konusu olduğundan manevi bütünlükte de korunma altına alınmış bulunmaktadır.

        SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)

  • Fail ve Mağdur:

               Eziyet suçunun faili herhangi bir kişi olabilmektedir. Ancak eğer failin bir kamu görevlisi olması halinde ve eziyet suçunun maddi tanımındaki fiilleri gerçekleştirmesi halinde bu suç işkence suçu olacaktır.

Eziyet suçunun mağdurunun kimliği suçun vukuu bulması bakımından önemli değildir. Ancak eğer mağdur çocuk ise, beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak bir kişi ise, gebe kadın ise, üstsoy, altsoy, babalık veya analık ya da eş ise bu sadece suçun nitelikli hali kapsamında değerlendirilecektir.

  • Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:

 Eziyet – Madde 96 :

(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.

(2) Yukarıdaki fıkra kapsamına giren fiillerin;

a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,

b) Üstsoy veya altsoya, babalık veya analığa ya da eşe veya boşandığı eşe karşı,

İşlenmesi halinde, kişi hakkında üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Her ne kadar eziyet suçunun maddi unsurunu oluşturan hareketler kanunda işkence suçunda olduğu gibi tek tek sayılmamışsa da gerek suçun gerekçesi gerek yargı içtihatları gerekse de doktrin çalışmaları, eziyet suçunun unsurlarını ortaya koymuş bulunmaktadır.

Eziyet suçunun oluşabilmesi için, bir kişiye karşı ani olmayıp sistematik bir şekilde ve belirli bir süreç içerisinde insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışların gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Önceki paragrafta da izah edildiği üzere eziyet suçunun maddi unsurlarını oluşturan hareketler ‘insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması’ olarak sayılmıştır.

İnsan Onuruyla Bağdaşmayan Davranışlar: Aşağıda sayılmış tüm seçimlik hareketlerin insan onuruyla bağdaşmayan davranışlar şeklinde tezahür etmesi gerekmektedir. Yani insanın her ortamda geçerli olan ve sadece ve sadece insan olmaktan kaynaklı olan onurunun zedelenmesidir. Şerefli insan varlığının süje olmaktan çıkarılması ve basit bir obje haline getirilmesidir.

Mağdurun Bedensel Yönden Acı Çekmesine Yol Açmak: Yaralama suçundaki ‘vücuda acı vermek’ deyimi ile aynı gibi görünse de farklılıklar arz etmektedir. Maddi olarak acı vermeyen ve fakat bedensel yönden sıkıntı yaratan bir durum da bu kapsamdadır. Örneğin mağduru çok soğuk bir ortamda maruz bırakmak veya böceklerle dolu bir ortama terk etmek de eziyet suçunu oluşturacaktır. Mağdurun bu tür ortamlardan etkilenmemesi suçun oluşup oluşmaması bakımından önemsizdir. Her halde bu davranışlar zaten bir diğer seçimlik hareket olan mağdurun ruhsal yönden acı çekmesine zaten sebep olacaktır.  

Mağdurun Ruhsal Yönden Acı Çekmesi: Failin eylemleri sonucunda mağdurun psikolojisinin az ya da çok doğrudan etkilenmek suretiyle akıl ve ruh sağlığının tehlike altına sokulmasıdır. Fiziksel bir baskı olabileceği gibi örneğin karısına gözlerinin önünde tecavüz edilmesi gibi manevi bir baskı da söz konusu olabilmektedir.  

Aşağılanmasına Yol Açacak Davranışlar: Mağduru, diğer kişiler karşısında büyük ölçüde utandıracak, kendisini onlara karşı rezil olmuş hissi uyandıran, aciz hissettiren, ve onurunu zedeleyen her türlü davranıştır.  

Gerekçeye göre, eziyet suçunu teşkil eden filler ‘ani dolarak değil, sistematik bir şekilde ve belli, bir süreç içinde işlenmektedirler.’ Dolayısıyla kasten yaralama suçu ile eziyet suçunu ayıran unsur, fiillerin işlenişindeki bu sistematik unsurdur. Sistematik unsurdan anlaşılması gereken mağdura yapılan ve genel bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilen farklılık gösterseler bile hemen hemen benzerlik içinde bulunan ve tekrardan ibaret olan davranışlar bütünüdür.

              SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)

  • Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:

               Eziyet suçu ancak kasten işlenebilir. Saikin herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Ve ayrıca fail, belli bir süreç içerisinde uygulanan hareketlerin bir bütün teşkil ettiğini de bilmesi gerekir.

          SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)

  • Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:

Eziyet suçu bakımından, koruduğu hukuki değer de göz önüne alındığında hiçbir hukuka uygunluk sebebinin buraya tatbiki mümkün değildir. Zira korunan hukuksal değer doğrudan insan onurunun kendisidir ve başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin olmak üzere pek çok diğer uluslararası sözleşmenin temelini oluşturmaktadır. Bu bakımından mağdurun rızası dahi, failin fiilini hukuka uygun hale getiremeyecektir.

Suç tipi bakımından eziyet suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 232. Maddesinde düzenlenmiş ‘kötü muamele suçu’ ile benzer olduğu için farklı unsurlarının belirtilmesinde fayda vardır. Öncelikle 232. Maddede görünüş itibariyle tek bir suç gibi görünse de birinci ve ikinci fıkrada iki farklı suça yer verilmiştir. Bunlardan ilki ‘aynı konutta yaşayanların birbirine kötü muamelesi’ suçudur ki, eziyet suçundan farkı fail ve mağdur bakımından özgü suç niteliğine sahip olmasıdır (aynı konutta yaşayan 2 farklı kişi) ve failin fiilinin insan onuruna aykırı bir özellik arz etmemesi gerekmektedir. Eğer failin fiili insan onuruna aykırı ve aynı konutta yaşayan insanların sürekli biçimde birbirlerine saldırıda bulunmaları halinde ise Türk Ceza Kanunu’nun 44. Maddesi farklı neviden suçların fikri içtiması gereği ‘eziyet’ suçundan ceza verilecektir. Süreklilik unsuru hem eziyet suçu bakımından aranacaktır hem de TCK 232/1 (aynı konutta yaşayanların birbirine kötü muamelesi için) aranacaktır. Türk Ceza Kanunu’nun 232. Maddesinde düzenlenen diğer bir suç tipi ise ‘terbiye yetkisinin kötüye kullanılması’ suçudur.  Unsur bakımından eziyet suçundan farklı, mağdur bakımından özgü suç niteliği taşımasıdır. Zira mağdur, failin ‘iradesi altında bulunan bir kişi olması veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu’ bir kişi olmasıdır. ‘ . Ayrıca manevi unsur bakımından failin kastında özel bir saik aranmaktadır. Fail, uyguladığı eğitici ve cezalandırıcı araç ile mağduru eğitmeyi veyahut onun üzerinde disiplin yetkisinden doğan terbiye hakkını kullanmayı hedeflemiş olmalıdır. Böyle bir özel kastı olmayan fail, kasten yaralama suçu veya süreklilik durumunda eziyet suçundan cezalandırılacaktır.

EZİYET SUÇU VAKA ÖRNEĞİ

VAKA 1:

Somut olayda, sanıklar ile şikayetçilerin aynı cezaevinde birlikte kaldıkları, koğuş temsilcisi olan sanık A. Ç. ile onunla birlikte hareket eden sanıklar S. K. ve M. T.’ın kaldıkları kurumun tüzük ve yönetmeliklerinin dışında hareket ederek aynı koğuşta kalmakta olan diğer şikayetçi ve mağdurlara baskı kurup kendi istekleri doğrultusunda hareket etmeye zorladıkları ve sabahları herkesin 11.30’a kadar yatmalarını isteyerek koğuşta kalanların sabah kahvaltısında dağıtılan çorbaları almalarını engelledikleri, yine almalarına izin verdikleri diğer kahvaltılıkları da gürültü olmamasını ileri sürerek öğle vaktine kadar yemelerine izin vermedikleri, koğuşta eli belinde ve cebinde gezmeyi, tesbih çekmeyi, bacak bacak üstüne atmayı, yüksek sesle konuşmayı yasakladıkları, sözlü ve fiili şiddet uygulayarak kurallara uymayanları kaldıkları bu koğuştan atacaklarını beyan ederek baskı altına aldıkları ve bir kısım şikayetçileri dövdükleri, mağdurlardan O. Ç.’i soyup hortum tutup fırça ile yıkamak ve değişik zamanlarda bir çok defa dövmek suretiyle eziyet edip kasten yaralama eyleminde bulundukları, dövdükleri mağdurlardan Y.’ın doktora gitmesini de engelledikleri, dövdükleri mağdurların vücutlarında oluşan yara berelere morarmasın diye buz ve ekmek içi koydukları, şiddet uyguladıkları bu şahıslara sorulması durumunda “kapıya çarptım” gibi beyanlarda bulunmalarını tembihleyerek şikayet etmelerini de engelledikleri, bu itibarla sanıkların süreklilik gösteren eylemlerinin bir bütün halinde eziyet suçunu oluşturduğu gözetilmeden, atılı suçtan cezalandırılmaları yerine yazılı gerekçe ile beraat kararı verilmesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar: 2014/1003).

VAKA 2:

Mağdurların aşamalardaki istikrarlı beyanları ve bu beyanları doğrulayan aynı koğuşta kalan E. G., M. U., A. C., C. U. ve mağdur O. G.’nin anlatımları ile tüm dosya içeriğine göre, sanığın olay tarihinde tutuklanarak ceza evine konulan mağdurları jiletle tehdit etmek suretiyle banyoya götürüp iki kez soğuk suyla duş aldırdığı ve elbise askısı ile dövdüğü, ayrıca koğuşta bulundukları sırada komiklik yapıp beni eğlendirin diyerek şarkı söylemelerini ve oynamalarını istediği, mağdurların kabul etmemesi üzerine onları tekrar dövdüğü şeklinde sübuta eren ve süreklilik arz eden eylemlerin her bir mağdur yönünden TCK.nın 96/2-a maddesinde düzenlenen eziyet suçunu oluşturduğu halde suç vasfında yanılgıya düşülerek kasten yaralama suçundan hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14.Ceza Dairesi – Karar: 2013/658).

VAKA 3:

“Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, önceden tanıdıkları katılanı araçlarına alarak bir arkadaşlarına ait kahvehaneye götürdükten sonra, aralıklarla basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek derecede dövme, hakaret etme, öldürmekle tehditte bulunma fiilleri ile çıplak fotoğraflarını çekme ve polise gitmesi halinde fotoğrafların internette yayınlanacağının belirtilmesinin ise, hakkı veya yükümlü olunan bir şeyin yapılması veya yapılmamasından bahisle zorlama olmadığından tehdit suçunu oluşturup eziyet kapsamında kaldığı ve eylemin bütün halinde TCK’nın 96/1. maddesinde düzenlenen eziyet suçunu oluşturacağı, TCK’nın 3. ve 61/1. maddeleri gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak cezaya hükme- dilmesi gerekirken, kasten yaralama, şantaj ve eziyet suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması, yasaya aykırıdır..” (Yar. 8. Ceza Dairesi, 2014/32272 E. , 2015/16125 K.)

VAKA 4:

“Sanıkların muhtelif zamanlarda katılan Adem’in 13 aylık çocuğu olan mağdurun vücudunda sigara söndürmek, ısırmak ve olay günü de arabada saatlerce tek başına aç susuz bırakıp bakımını da yapmadan, dövüp kolunu kırmak suretiyle süreklilik gösteren eylemlerinin, eziyet suçunu oluşturduğu, ancak; işkence suçunda netice sebebiyle ağırlaşmış halleri düzenleyen TCK’nın 95. maddesine benzer bir düzenlemenin eziyet suçunda yer almayıp TCK’nın 96. maddesinin 2. fıkrasında nitelikli hallerin belirtilmiş bulunması karşısında, sonuçta meydana gelen yaraların niteliği gözetilerek TCK’nın 44. maddesi uyarınca sanıkların eylemlerinin birbütün halinde TCK’nın 96/2-a maddesinde yaptırıma bağlanan eziyet suçunu oluşturacağı ve yaraların ağırlığı nedeniyle TCK’nın 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi ile 61. maddesinde yazılı ölçütler gözetilerek asgari haddin üzerinde ceza tayini gerektiği gözetilmeden, ayrıca yaralama suçundan da ceza tayini, yasaya aykırıdır…” (Yar. 8. Ceza Dairesi, 2011/3608 E. , 2012/20031 K.)

VAKA 5:

“Dava; eziyet suçuna ilişkindir. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı olan sanığın aynı zamanda 6964 Sayılı Kuruluş Kanunun’un 29/l. maddesi gereği Birlik ve odaların işlerinin yürütülmesini teminen kararlar almak ve yürürlüğe koymakla sorumlu yönetim kurulunun da başkanı olduğu, konumu itibariyle personel üzerinde sahip olduğu idari güç ve yetki de dikkate alındığında; katılanı geçici görevlendirmeler ile farklı illere gönderdikten sonra, İdare Mahkemelerince benzer gerekçelerle verilen iptal kararları neticesinde Ankara iline dönen katılana, tecrübesine ve iş yerindeki pozisyonuna uygun şekilde görev vermeyerek sırf sıkıntı vermek, onu rencide ve pasifize etmek kastıyla binanın bodrum katında kurum şoförlerinin kullandığı telefon ve bilgisayar gibi gereçlerin bulunmadığı odada mesai yaptırmaya zorlamak suretiyle belirli bir süre sistematik biçimde devam eden, değersizleştirme, yıldırma ve işten uzaklaştırmayı amaçlayan; psikolojik saldırıya konu eylemlerinin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre eziyet boyutuna vardığı bu sebeple yüklenen eylemlerin bir bütün halinde 5237 Sayılı TCK’nun 96/1. maddesinde düzenlenen “eziyet” suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.” Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E. 2018/203, K. 2018/2245, T. 1.3.2018

VAKA 6:

Sistematik olarak ve belli bir süreç içinde kasten yaralama, hakaret, tehdit ve cinsel taciz niteliği taşıyan, insan onuruyla bağdaşmayan, mağdurun bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine ve aşağılanmasına yol açan davranışların eziyet suçunu oluşturacağı cihetle, sanığın katılan A.S.’ ya yönelik tehdit eyleminin gerçekleştirdiği anlaşılan kasten yaralama eylemleriyle birlikte bütün halinde eziyet suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde tehdit suçundan da ayrıca cezalandırılmasına karar verilmesi YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2014/1709 Esas, 2014/19386 Karar, 10.09.2014 Tarih

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Ulaşın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara