Antoryum Hukuk

DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY KARARLARI

Ceza hukuku alanında en çok karşılaşılan ve mağduriyet düzeyi en yüksek suçlardan biri olan nitelikli dolandırıcılık suçu, birçok kişinin hem maddi hem de manevi olarak büyük zararlara uğramasına neden olmaktadır. Özellikle teknolojinin ve iletişim kanallarının gelişmesiyle birlikte, dolandırıcılık yöntemleri de çeşitlenmiş; kamu kurumu kimliği taklidi, sosyal medya ve sahte platformlar üzerinden yapılan eylemler artmıştır. Bu durum, suçun daha karmaşık ve tespiti daha zor hale gelmesine neden olurken, yargı süreçlerinde delil toplama ve ceza tayini açısından da yeni sorunları beraberinde getirmektedir.

Vatandaşlar açısından en büyük kaygı, bu tür dolandırıcılık fiilleriyle karşılaştıklarında nasıl bir yol izlemeleri gerektiği, suçun ne zaman “nitelikli” kabul edildiği ve cezai yaptırımların ne düzeyde olduğudur. Özellikle TCK 158. madde kapsamında düzenlenen “nitelikli dolandırıcılık suçu”, belirli durumlarda çok daha ağır cezalara tabi tutulmakta; Yargıtay kararlarıyla da bu suçun sınırları netleştirilmektedir. Ne yazık ki, suçun mağdurları kadar, haksız yere suçlanan kişiler de doğru hukuki destek alamadıkları için uzun süren davalar ve ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir.

İşte bu rehber yazımızda, nitelikli dolandırıcılık suçunun ne anlama geldiğini, hangi fiillerin bu kapsama girdiğini, TCK 158/1-d gibi özel bentlerin ne tür eylemleri kapsadığını ve özellikle 2018 sonrası verilen Yargıtay kararlarının nasıl bir içtihat oluşturduğunu detaylı biçimde inceleyeceğiz. Ayrıca nitelikli dolandırıcılıkla ilişkili diğer suç türlerine ve ceza sürecindeki önemli hukuki adımlara da yer vererek, Antoryum Hukuk Bürosu olarak sizlere yol gösterici bilgiler sunacağız.

  • (Yargıtay 15. CD. 2012/14620 E., 2014/6256 K. sayılı ve 02.04.2014 tarihli kararı)
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.” (Yargıtay 15. CD. 2012/14620 E., 2014/6256 K. sayılı ve 02.04.2014 tarihli kararı)

  • YCGK, 11.7.2014 tarih ve 2013/15-256 E., 2014/368 K. sayılı kararı
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“… Sanığın, her ay kumasının maaşını almak üzere gittiği banka görevlileri tarafından, kimlikteki fotoğrafa bakılması halinde hemen fark edilebilecek nitelikteki fiilinin, dolandırıcılık suçunun maddi konusunun hareket unsurunu oluşturan ‘hileli davranış’ olarak nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı kabul edilmelidir.” (YCGK, 11.7.2014 tarih ve 2013/15-256 E., 2014/368 K. sayılı kararı)

  • Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 23.9.2020 tarih ve E. 2018/3859, K. 2020/12375 sayılı kararı
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Sanığın, kamu görevlisi üzerinde nüfuz sahibi olduğundan bahisle eylemi gerçekleştirdiğine yönelik kanıt bulunmadığı, ayrıca görevi kapsamına giren bir işin de olmadığı nazara alındığında, eyleminin TCK 158/2. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilerek sanığın yüklenen suçtan beraatine, diğer sanığın ise anılan suçtan mahkûmiyetine karar verilmesi yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek her iki sanığın da nüfuz ticareti suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi…” (Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 23.9.2020 tarih ve E. 2018/3859, K. 2020/12375 sayılı kararı)

  • Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 20.01.2020 tarih ve E. 2017/12571, K. 2020/468 sayılı kararı
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Sanığın, babası olan müştekiye ait çeki, müşteki adına keşide ederek, piyasaya sürdüğü, bu şekilde haksız yarar sağladığı anlaşılmakla, nüfus kayıt örneğine göre, sanıkla babası müşteki arasında üstsoy-altsoy ilişkisinin bulunması karşısında, sanık hakkında, 5237 Sayılı TCK’nın 167/1-b ve 5271 sayılı CMK’nın 223/4-b maddeleri kapsamında şahsi cezasızlık hükümleri gereğince, atılı suçtan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.” (Yargıtay 15. Ceza Dairesi, 20.01.2020 tarih ve E. 2017/12571, K. 2020/468 sayılı kararı)

  • Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 16.3.2016 tarih ve E. 2014/18501, K. 2016/2395 sayılı kararı
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Dolandırıcılık suçuna dair üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın zararına işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz. Katılan ile sanığın kayınpeder-damat olduklarını beyan etmeleri karşısında; suç tarihinde katılan ile sanık arasında maddede belirtildiği şekilde hısımlık ilişkisi bulunup bulunmadığı araştırılarak karar verilmelidir.” (Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 16.3.2016 tarih ve E. 2014/18501, K. 2016/2395 sayılı kararı)

  • Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 07. 5. 2019 tarih ve 2017/13-4 E., 2019/383 K. sayılı kararı
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“5237 Sayılı TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, mahkemece 5271 Sayılı CMK’nın 223. maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca durma kararı verilerek aynı Kanun’un 253 ve 254. maddelerinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunmaktadır.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 07. 5. 2019 tarih ve 2017/13-4 E., 2019/383 K. sayılı kararı)

  • 23. CD, 14.12.2015, E. 2015/4528, K. 2015/8082
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Sanığın, katılan şirkete ait… Mağazasında bilgisayar sorumlusu olarak çalıştığı, şubelerde yapılan satışların yine şubelerde bulunan bilgisayar vasıtasıyla, şirket merkezindeki server üzerinde bulunan veri tabanına işlendiği ve bu işlem sonunda merkezdeki programdan şubelerdeki günlük satış ve stok miktarının takip edildiği, yapılan kayıtların merkezde görevli “….” isimli kullanıcı olan sanık tarafından bilişim sisteminin işleyişi değiştirilerek sisteme gerçeğe aykırı veri yerleştirmek suretiyle haksız çıkar sağlandığı, haksız yararın doğrudan katılana yönelik hileli davranışlarla gerçekleşmemesi karşısında eylemin dolandırıcılık olarak nitelendirilemeyeceği gibi, katılan tarafından sanığın zilyetliğine devredilmiş bir mal bulunmaması karşısında eylemin güveni kötüye kullanma suçunu da oluşturmayacağı belirlenmiş olmakla sanığa yüklenen eylemin TCK’nın 244/4. maddesinde düzenlenen bilişim sistemini aracı kılarak yarar sağlama suçunu oluşturduğunu” (23. CD, 14.12.2015, E. 2015/4528, K. 2015/8082)

  •  11. CD, 07.10.2009, E. 2009/1616, K. 2009/11328
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Dolandırıcılık suçu; hileli davranışlarla bir kişinin aldatılıp onun veya bir başkasının zararına, failin kendisine veya bir başkasına yarar sağlaması suretiyle oluşur. Suçun maddi unsurunu oluşturan hareketlerin, gerçek bir kişiye yöneltilmiş olması, onun kandırılarak çıkar sağlanması gerekir. Bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunda ise, verileri toplayıp yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tabi tutma olanağını veren manyetik sistemler araç olarak kullanılıp gerçek kişiler aldatılarak çıkar sağlanmaktadır. Bankaların etkin işlevi bulunan çek, hesap cüzdanı, dekont gibi maddi varlıklarının kullanılması halinde ise, banka vasıta kılınarak dolandırıcılık suçu oluşacaktır. Gerçek bir kişiyle karşı karşıya gelmeden, yüz yüze veya telefon, bilgisayar, bilgi geçer gibi bir başka vasıta kullanılarak görüşmeden, konuşmadan, kişilere yönelik hileli davranışlarla aldatılmadan sadece bilişim sistemi kullanılarak doğrudan doğruya çıkar sağlanması halinde “bilişim sistemine girerek haksız çıkar sağlama suçu” gerçekleşecektir. Somut olayda ise; sanığın, katılanın G… Bankası 1. Levent Şubesi’nde bulunan hesabına internet bankacılığı yoluyla girip hesaptaki paradan 3.200.00 TL’yi G… Bankası Osmanbey Şubesi’ndeki kendi hesabına internet yoluyla havale ettikten sonra parayı çekerek haksız menfaat sağladığı iddia ve dosya içeriğine uygun kabul edilmesi karşısında; gerçek kişiye yönelen hile oluşturacak nitelikte bir hareketin bulunmaması ve tamamen bilişim sistemi içinde gerçekleştirilmesi nedeniyle dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunmadığı, “verilinin taşınabilir bir mal olarak kabul edilmesinin olanaklı olmaması nedeniyle hırsızlık suçunun unsurlarının da gerçekleşmediği eylemin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 525/b (5237 sayılı TCK’nın 244/4. maddesine uygun “bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suretiyle haksız çıkar sağlama”) maddesinde öngörülen bilişim suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşürerek bilişim sistemlerinin aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, yasaya aykırıdır” (11. CD, 07.10.2009, E. 2009/1616, K. 2009/11328)

  • 11. CD, 12.10.2009, E. 2008/11060, K. 2009/11936.
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Gerçek bir kişiyle karşı karşıya gelmeden, yüz yüze veya telefon, bilgisayar, bilgi geçer gibi bir başka vasıta kullanılarak görüşmeden, konuşmadan, hileli davranışlarla gerçek kişiler dolandırılmadan sadece bilişim sistemi kullanılarak doğrudan doğruya çıkar sağlanması halinde “bilişim sistemine girerek haksız çıkar sağlama suçu” gerçekleşecektir. Somut olayda oluşa uygun kabule göre; Kayseri PTT Müdürlüğü Otomasyon Bölümünde bilgisayar teknisyeni olarak görev yapan sanık M.Ö.Ö. ile Kayseri’de bulunan özel bir dershanede öğretmen olan diğer sanık A.K.’nın fikir ve eylem birliği içersinde hareket ederek, 2002 yılının Mayıs ve Eylül ayları arasında Sivas, İstanbul-Fatih, Beyazıt, Bağcılar, Zeytinburnu, Küçükçekmece, Sefaköy, Merter, Bayrampaşa, Aksaray, Mecidiyeköy, Avcılar ve Kağıthane, AnkaraUlus, Kızılay, Ahmetler, Emek ve Keçiören PTT merkezlerinden kabul işlemi yapılan bir kısım para havaleleri tutarlarına, PTT on-line sistemi veri tabanına girilmek suretiyle rakam ilave edilerek ödeme merkezlerince, gerçekte havale edilenden 10 veya 100 kat fazla tutarda ödeme yapılmasını sağlayarak haksız menfaat temin eden sanıkların eylemlerinin tamamen bilişim ortamında gerçekleştirilmiş olması, gerçek kişiye karşı yöneltilen her hangi hileli bir davranışın bulunmaması nedeniyle 765 sayılı TCK.nun 525/b-2 maddesindeki (5237 sayılı TCK.nun 244/4 md) bilişim suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması” (11. CD, 12.10.2009, E. 2008/11060, K. 2009/11936)

  • 12. CD, 10.07.2019, 8144-8317
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Sanıkların sahibi olduğu özel hastanede hastane müdürü ve başhekim olarak görev yapan, hastanenin aynı zamanda ortağı olan X’in, anılan hastaneden ve ortaklıktan ayrılmasına rağmen hastaneye ait internet sitesinde yer alan reklam filmlerinde, hastanenin başhekimi ve ortopedi uzmanı olduğuna dair açıklamalarla beraber rızası olmaksızın görüntülerinin yayımlanmaya devam ettiği iddia ve kabulüne konu olayda; katılan tarafından kaldırılması istenilmesine ve bu konuda daha önce şikâyette bulunulmasına rağmen reklam filmlerini aynı şekilde yayımlamaya devam ederek, katılanın kişisel veri niteliğindeki görüntüsünü hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması nedeniyle hukuka aykırı olduğunda tereddüt bulunmayan bir yöntemle başkalarının görgüsüne sunmaya devam eden sanıkların sübut bulan eylemlerinden dolayı TCK’nın 136/1. madde ve fıkrasındaki verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin” (12. CD, 10.07.2019, 8144-8317)

  • CGK, 02.04.2015, E. 2012/1556, K. 2013/109
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Suç tarihinde mağdurelere yaklaşan sanıkların; “cenazemiz var, kimsemiz yok, cenaze Almaya’dan geldi, cenazemizi okuyuverin de zekatını verelim” demeleri üzerine, mağdure Meryem, “okuyayım ama zekata ihtiyacım yok” cevabını verince sanıkların bu kez; “siz okuyun, biz sizin adınıza ihtiyacı olan bir kişiye zekatı veririz” diyerek bir miktar para çıkarıp kolundaki bileziğini vermesi gerektiğini, değiş tokuş yapacaklarını, okunduktan sonra geri vereceklerini söylemeleri ve mağdurun da inanarak bileziğini vermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanıkların basit bir yalanı aşan, mağduru yanıltacak ve kandıracak yoğunluk ve güçteki sözleri ile önce planlayıp sonra ustaca sergiledikleri hareketlerinin hileli davranış olarak kabulü gerektiğinden, hileli davranışlarla aldatma sonucunda mağdur zararına gerçekleşen eylemin hırsızlık değil dolandırıcılık suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir. Aldatma aracı olarak kullanılan “cenaze için dua ya da Kur’an-ı Kerim okunması ve ardından ölen kişinin zekat borçlarının ödenmesi” hususunun dini inanç ve duygulara ilişkin olduğu ve mağdur Meryem’in bu yönde aldatılarak sanıklara bileziğini vermesinde etkili olduğu anlaşıldığından, sanıkların sabit kabul edilen eylemleri dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturmaktadır”, (CGK, 02.04.2015, E. 2012/1556, K. 2013/109)

  • 15. CD, 4.3.2014, E. 2012/10127, K. 2014/3884
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.” (15. CD, 4.3.2014, E. 2012/10127, K. 2014/3884)

  • 15. CD, 09.06.2014, E. 2012/17947, K. 2014/11367
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“…sanığın bilirkişi raporuna göre tamamen sahte olarak oluşturulmuş 30.8.2007 tarihli ve 6.300 TL bedelli çeki müştekiden satın aldığı akaryakıt karşılığında ciro etmek suretiyle vermesi, katılanın bankaya ibrazında çekin keşideciye ait ödenmiş önceki bir çekin bilgilerinden faydalanılarak sahte oluşturulduğunun anlaşılması iddiasıyla açılan davada, sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve bun a göre cezalandırılmasına dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir…” (15. CD, 09.06.2014, E. 2012/17947, K. 2014/11367)

  •  15. CD, 17.10.2018, E. 2015/7146, K. 2018/6829
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“…somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, … ve A… Hayat Emeklilik A.Ş’de genel koordinatör olduğunu beyan ettiği katılanlara, bankanın maddi varlığı olarak kabul edilen Türkiye … başlıklı belgeleri sahte olarak düzenleyip vermek suretiyle paralarını değerlendireceğinden bahisle haksız menfaat temin etmesi şeklindeki eylemlerinin, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükümleri tesis edilmesi”; (15. CD, 17.10.2018, E. 2015/7146, K. 2018/6829)

  • 15. CD, 5.12.2018, E. 2016/4670, K. 2018/9059
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Sanığın, katılan …’nun yetkilisi olduğu… Maden Üretim A.Ş’den değişik tarihlerde satın aldığı sıva alçısı ve saten alçı malzemeleri karşılığında, hesap sahiplerinin elinden rızası dışında çıkıp sahte olarak düzenlenen 25/05/2009 tarih ve 9.570 TL bedelli, 10/05/2009 tarih ve 8.000 TL bedelli, 25/02/2009 tarih ve 8.000 TL bedelli, 31/03/2009 tarih ve 4.850 TL bedelli, 20/03/2009 tarih ve 6.000 TL bedelli, 05/03/2009 tarih ve 5.350 TL bedelli çekler ile 25/04/2009 tarih ve 7.000 TL bedelli, 04/05/2009 tarih ve 7.440 TL bedelli tamamen sahte olarak üretilmiş çekleri verdiği, çeklerin bankaya ibrazında sahteliklerinin tespit edildiği anlaşılmakla; sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-f ve 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme nitelikli dolandırıcılık ve aynı kanunun 204/1 ve 43/1. maddelerinde yer alan zincirleme resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğunu takdir eden mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir”, (15. CD, 5.12.2018, E. 2016/4670, K. 2018/9059)

  • 8. CD, 13.06.2012, E. 2012/11116, K. 2012/20386
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“müdahili telefonla arayıp bir bankadan aradığını ve banka görevlisi olduğunu, kredi kartından çekilen kart ücretinin iadesi için kart bilgilerinin gerektiğini söyleyen ve müdahilden bu şekilde temin ettiği kart numarası, son kullanma tarihi ve güvenlik numarası bilgilerini mail order sistemiyle kullanarak bir mağazadan alışveriş yapan sanığın eyleminin bir bütün olarak banka ve kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğunu gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 245/1. madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde iki ayrı suç olarak kabulüyle ayrıca dolandırıcılık suçundan da hüküm kurulması yasaya aykırı olup hükmün bu nedenle bozulması gerekmektedir”, (8. CD, 13.06.2012, E. 2012/11116, K. 2012/20386)

  • 15. CD, 01.03.2021, E. 2020/12622, K. 2021/2178
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

 “Sanığın katılanın kullandığı telefonu arayarak ” düzenli ödeme yaptığınız için size hediye göndereceğiz” şeklinde sözlerle katılanı aldatıp ondan temin ettiği kredi kartı bilgilerini, katılanın bilgi ve rızası dışında kullanarak mail order yöntemi ile katılanın kredi kartından toplamda 200 TL çekim yaptığı, bu şekilde sanığın başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın tevili ikrar yollu savunmaları, katılan beyanları, banka cevabi yazıları ve dosya kapsamına göre; katılana ait kart bilgilerini kullanarak haksız menfaat temin edildiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki eylemin uzlaşma kapsamında kalan basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu yönündeki görüşe iştirak edilmeksizin, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 245/1 maddesinde düzenlenen “banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı” gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde aynı kanunun 157/1 maddesi gereğince hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir”, (15. CD, 01.03.2021, E. 2020/12622, K. 2021/2178)

  • CGK, 01.11.2018, E. 2016/570, K. 2018/497
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Olay tarihinde kimliği tespit edilemeyen bir kişi ile birlikte katılanların evininin önüne fal bakmak bahanesi ile gelen sanığın, katılanlardan bir bardak su istediği ve suya bakarak “Kocan kaza geçirecek, sizde ölü var, altınlarınızı getirin okuyayım, bela gitsin” dediği, katılan …’in evde altın olmadığını söylemesi üzerine “Hayır var, suda görünüyor” diyerek katılanların bu duruma inanmalarını sağlayıp evin içerisine girdiği, katılan …’in bir kese içinde kendisine verdiği altınları aldıktan sonra da “Yumurta getirin okuyayım” dediği, yumurtayı aldıktan sonra okuduğu altınları yumurta ile birlikte bir beze sarıp bu bezi kendi elbiselerinin arasına koyduğu ve ardından bezin içinde bulunan altınları evin bir odasına koyduğundan sözedip odanın kapısını kilitlediği, odanın anahtarının kendisinde kalacağını söyleyerek katılan … ile birlikte odadan çıktığı, daha sonra gelip kapıyı açacağını söyleyerek bir şekilde aldığı altınları da yanına alarak evden ayrıldığının iddia ve kabul olunması karşısında, mevcut delillerin değerlendirilmesi ve suç vasfının tayini açısından, suça konu altınların zilyetliğinin sanığa devredilip devredilmediği, sanığın aldatma aracı olarak kullandığı “Fal bakma, dua okuma” vb. hususların dini inanç ve duygulara ilişkin olup olmadığı ve bu bağlamda sanığın eyleminin TCK’nın 158/1-a maddesinde düzenlenen “Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle” nitelikli dolandırıcılık suçunu ya da suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK’nın 142/1- b maddesinde düzenlenen “Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış eşya hakkında” hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu görev ise 5235 sayılı Kanun’un 11. maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesine aittir. Bu nedenle Asliye Ceza Mahkemesince 5271 sayılı CMK’nın 4 ve 5. maddeleri uyarınca yargılama görevinin ağır ceza mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla hüküm kurulması kanuna aykırı olup hükmün öncelikle görev yönünden bozulmasına karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir”, (CGK, 01.11.2018, E. 2016/570, K. 2018/497)

  •  CGK, 10.04.2018, E. 2014/412, K. 2018/160.
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Hileli davranışların sergilendiği her olay dolandırıcılık suçu olarak vasıflandırılamayacaktır. Hile başka bir suçun işlenmesinin kolaylaştırılması veya işlendikten sonra açığa çıkmasının önlenmesi amacıyla da kullanılabilir. Oysa dolandırıcılığın hareket unsuru olan hilenin, mağdurun irade ve rızasını elde etmeye yönelik olması gereklidir. Dolayısıyla dolandırıcılıkta kullanılan hile mağdurun kanmasını ve menfaati rızasıyla faile veya göstereceği kişiye teslim etmesini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Dolandırıcılıkta mağdurun malı teslimde rızası vardır, fakat bu rıza hile kullanıldığı için sakatlanmıştır. Hileli davranışlar geçici de olsa rızai bir teslimi doğurmamış, bu bağlamda mal, failin el çabukluğu veya özel becerisi gibi maddi bir hareketiyle bulunduğu yerden alınmak suretiyle elde edilmiş ise eylem dolandırıcılık suçunu değil hırsızlık suçunu oluşturacaktır. Hırsızlık suçunun işlenmesinden önce kolaylaştırıcı unsur olarak hile kullanılması, suçun işleniş biçimi ve failin kasta dayalı kusurunun ağırlığı kapsamında TCK’nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınabilecektir. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Bir numaralı uyuşmazlık konusunda anlatıldığı şekilde gerçekleşen olayda; katılanın, banka kartını kendisine yardım talebinde bulunan sanığa hesabındaki parayı çekmesi için kısa süreliğine ve geri almak üzere teslim ettiği, sanığın el çabukluğuyla banka kartlarını değiştirdiğini fark etmeyen katılanın, kartının sanık tarafından kendisine iade edildiğini düşündüğü, dolayısıyla kartını geri aldığını sanan katılanın, kartının sanıkta kalmasına rızasının bulunmadığı, sanığın ekonomik değere sahip olduğunda kuşku bulunmayan menkul mal niteliğindeki banka kartını katılanın rızası hilafına ele geçirdiği, söz konusu banka kredi kartının mülkiyet veya zilyetlik hakkının, aldatılmış rızaya dayalı olsa bile katılan tarafından sanığa devredilmediği anlaşıldığından sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir” (CGK, 10.04.2018, E. 2014/412, K. 2018/160)

  • CGK, 11.12.2018, E. 2015/1072, K. 2018/633
  • Dolandırıcılık Suçu
  • TCK 157. Madde ve TCK 158. Madde

“Olay günü saat 20.00 sıralarında otobüs terminali önünde yol kenarında bekleyen sanığın, aracı ile seyir halindeki şikâyetçiye durması için işaret ettiği, bunun üzerine yanına gelen şikâyetçi ile 40 TL karşılığında cinsel ilişkiye girme konusunda anlaştığı, ardından parayı alıp şikâyetçiye ileride kendisini beklemesini söyledikten sonra ortadan kaybolduğu olayda; akşam saatinde yol kenarında bekleyen sanığın, kendisine ahlâka aykırı bir amaçla yaklaşan şikâyetçiye bu amacın gerçekleşeceği kanaatini verecek şekilde şikâyetçi ile pazarlık yaptığı, maddi yarar sağladıktan sonra ortadan kaybolduğu, şikâyetçinin zararının ahlâka aykırı isteğin yerine getirilmemesi nedeniyle değil, aksine bu isteğin gerçekleştirileceği yönündeki sanığın hileli davranışı neticesinde meydana geldiği, şikâyetçinin meydana gelen zararını talep edip edememesinin özel hukuk konusu olduğu ve dolandırıcılık suçunun oluşmasına engel teşkil etmediği, sanığın ahlaka aykırı bir yönteme başvurarak gerçekleştirdiği hileli davranışlarının somut olayda hukuki boyuttan çıkıp cezai sorumluluğu gerektiren aldatıcı nitelikte olduğu ve bu şekilde atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluştuğu kabul edilmelidir” (CGK, 11.12.2018, E. 2015/1072, K. 2018/633)

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu Nedir?

Dolandırıcılık suçu, başkasını kandırarak onun malvarlığı üzerinde haksız yarar sağlamak olarak tanımlansa da, bu fiilin bazı halleri daha ağır yaptırımlara tabi tutulur. İşte bu noktada, “nitelikli dolandırıcılık” kavramı devreye girer. Nitelikli dolandırıcılık, suçun belirli bir konumdan, araçla ya da belirli bir kişiye karşı işlenmesi durumunda ortaya çıkar ve Türk Ceza Kanunu’nda açıkça tanımlanmıştır. Özellikle TCK 158. madde, bu suç tipinin yasal dayanağını oluşturur ve hangi durumların nitelikli sayılacağını ayrıntılı olarak sıralar.

Nitelikli dolandırıcılık, yalnızca failin eylemini değil, aynı zamanda mağdurun pozisyonunu, kullanılan yöntemi ve kamu düzenine etkisini de kapsayan daha karmaşık bir yapıdadır. Bu nedenle, hem soruşturma hem de kovuşturma aşamalarında dikkatli bir değerlendirme gerekir. Antoryum Hukuk Bürosu olarak, bu tür suçlamalarla karşılaşan müvekkillerimize kapsamlı bir analiz ve güçlü savunma desteği sağlamaktayız. ⚖️

Temel Dolandırıcılık ile Nitelikli Dolandırıcılık Arasındaki Fark Nedir?

Temel dolandırıcılık suçu, TCK 157. madde kapsamında düzenlenir ve genellikle herhangi bir “ağırlaştırıcı” sebep olmaksızın işlenen dolandırıcılık fiillerini kapsar. Yani bir kişi, bir başka kişiyi basit bir yalan ya da kandırmaca ile zarara uğratmışsa, bu durum temel dolandırıcılık olarak değerlendirilir. Ancak suçun belirli bir kamu görevlisi kimliğine bürünerek işlenmesi ya da güven duyulan bir mesleğin arkasına saklanarak gerçekleştirilmesi gibi durumlarda, artık temel dolandırıcılık değil, nitelikli dolandırıcılık söz konusu olur.

Bu fark oldukça önemlidir çünkü nitelikli dolandırıcılık suçu, basit dolandırıcılıktan çok daha ağır cezalarla karşılık bulur. Örneğin, basit dolandırıcılık suçunun cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası iken, nitelikli dolandırıcılık suçunda bu ceza 3 yıldan 10 yıla kadar çıkabilir. Ayrıca adli para cezası da ayrı bir yük getirir. 👩‍⚖️

📌 Sizi veya yakınınızı etkileyen bir dolandırıcılık vakası mı var? Hemen bizimle iletişime geçerek profesyonel destek alın.

TCK 158’e Göre Nitelikli Dolandırıcılık Ne Anlama Gelir?

Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi, dolandırıcılığın nitelikli hallerini detaylı olarak açıklamaktadır. Bu maddeye göre, suçun; kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılmasıyla, dini duyguların istismar edilmesiyle, bilişim sistemleri üzerinden gerçekleştirilmesiyle veya meslekten kaynaklanan güven ilişkisiyle işlenmesi halinde “nitelikli” sayılır. Aynı şekilde, bir kamu görevlisinin görevini kötüye kullanarak dolandırıcılık yapması da bu madde kapsamında değerlendirilir.

TCK 158/1-d bendi ise özellikle sahte unvan, belge veya sıfat kullanılarak yapılan dolandırıcılıkları kapsamaktadır. Örneğin, kendisini hâkim, savcı, doktor, avukat ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak kişileri kandıranlar bu kapsamda ağır şekilde cezalandırılır. Bu bent, 2018 sonrası Yargıtay kararlarında sıkça tartışılmış ve birçok emsal oluşturmuştur. 📚

💼 Antoryum Hukuk Bürosu, dolandırıcılık suçlarının tüm yönlerini değerlendiren uzman bir ekiple yanınızdadır.

Hangi Eylemler Nitelikli Dolandırıcılık Sayılır?

Nitelikli dolandırıcılık suçunun kapsamı oldukça geniştir. Örneğin; sahte bir banka temsilcisi gibi davranarak insanların hesap bilgilerini ele geçirmek, sahte hac kurası kazandığını söyleyerek para toplamak ya da internet üzerinden sahte ürün satışı yapmak gibi fiiller bu suç kapsamına girer. Özellikle e-ticaret, kripto varlıklar, sosyal medya ve sahte çağrı merkezi dolandırıcılıkları son yıllarda ciddi artış göstermiştir.

Bu suçlarda, yalnızca haksız kazanç değil; kamu düzeni, kişisel güvenlik ve toplumun adalete olan inancı da zedelenmektedir. Dolayısıyla savcılıklar bu suçlara karşı oldukça hassas davranmakta ve genellikle tutuklu yargılama istemektedir. 🔍

🚨 Böyle bir fiile maruz kaldıysanız, zaman kaybetmeden hukuki süreci başlatmanız çok önemlidir. İlk adımda bizden danışmanlık alabilirsiniz.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Mağdurun Rolü ve Etkisi

Nitelikli dolandırıcılık suçunda mağdurun konumu, ceza yargılamasında önemli bir yere sahiptir. Suçun işleniş şekli, mağdurun iyi niyeti, bilgi seviyesi ve suçun mağdur üzerinde yarattığı zararın boyutu, ceza miktarını ve tazminat taleplerini doğrudan etkileyebilir. Mağdurun dava sürecindeki ifadeleri, suçun nasıl geliştiğini açıklayan mesajlar, belgeler veya tanık beyanları delil niteliği taşır.

Mağdurun zararının tespiti, geri ödeme talepleri ve gerektiğinde ceza indirimi gibi hukuki enstrümanlar bu aşamada gündeme gelir. Bu yüzden hem mağdurun hem de sanığın doğru ve eksiksiz temsil edilmesi gerekir. 👥

Nitelikli Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir?

Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesinde düzenlenmiş olup, ceza miktarı basit dolandırıcılığa göre çok daha yüksektir. Kanun, failin eylemini yalnızca mağdura karşı değil, toplum düzenine karşı da işlenmiş kabul eder. Bu nedenle, hapis cezası aralığı geniş tutulmuş ve failin cezasında indirim yapılması çeşitli şartlara bağlanmıştır. Özellikle kamu görevlisi sıfatıyla işlenen dolandırıcılıklar, yargılamalarda daha ağır yaptırımlarla karşılaşmaktadır. ⚖️

Antoryum Hukuk Bürosu olarak, bu tür ciddi suçlamalara karşı savunmanızı hukuki hassasiyet ve kanıtlarla şekillendiriyoruz. Şimdi ayrıntılara bakalım. 👇

TCK 158’e Göre Nitelikli Dolandırıcılığın Ceza Aralığı Nedir?

TCK 158. maddeye göre nitelikli dolandırıcılık suçunun temel cezası 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıdır. Ayrıca fail hakkında beş bin güne kadar adli para cezası verilmesi de öngörülmüştür. Bu ceza aralığı, suçun işleniş biçimi ve mağdur sayısı gibi kriterlere göre artırılabilir. Örneğin suç, örgütlü şekilde işlenmişse ya da çok sayıda kişiyi mağdur etmişse, cezalar daha ağır hale gelir.

2018 sonrası Yargıtay kararlarında bu bent sıkça uygulanmakta ve özellikle kamu kurumlarını araç olarak kullanan dolandırıcılara verilen cezalar artış göstermektedir. 📚

📌 Hakkınızda TCK 158 kapsamında dava açıldıysa, mutlaka bir ceza avukatı ile süreci yürütmelisiniz. Antoryum Hukuk Bürosu, ilk günden itibaren sizinle birlikte.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Para Cezası Uygulanır mı?

Evet, TCK 158 kapsamında sadece hapis cezası değil, adli para cezası da uygulanmaktadır. Genellikle 5.000 güne kadar adli para cezası verilir ve bu, günlük 20 TL’den 100 TL’ye kadar hesaplanarak çok yüksek bir miktara ulaşabilir. Özellikle 2019 ve sonrası verilen kararlar incelendiğinde, mahkemeler yalnızca hapisle değil, ciddi mali yükümlülüklerle de failleri sorumlu tutmaktadır.

Bu durum, yalnızca cezalandırmayı değil aynı zamanda mağdurun uğradığı zararın telafisini de amaçlamaktadır. Adli para cezaları, cezanın infaz sürecinde farklı etkiler doğurabilir. 💰

📌 Ceza miktarınızı öğrenmek, infaz süresini analiz ettirmek ve ödeme planı oluşturmak için bize ulaşabilirsiniz.

Suçun Ağırlaştırıcı Halleri Cezayı Nasıl Etkiler?

Bazı durumlar, nitelikli dolandırıcılık suçunun daha da ağır şekilde cezalandırılmasına yol açar. Bunlar arasında şu haller öne çıkar:

  • Suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi
  • Kamu görevlisi kimliği kullanılması
  • Dini inançların istismar edilmesi
  • Bilişim sistemlerinin kullanılması
  • Eğitim, sınav veya burs gibi hassas alanlarda gerçekleştirilmesi

Bu durumlarda ceza süresi artırılabilir ve çoğu zaman sanık hakkında HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) ya da ceza erteleme gibi seçenekler uygulanmaz. Bu nedenle suçun niteliği ve hangi araçlarla işlendiği çok önemlidir. ⚠️

🔍 Sizinle ilgili soruşturmanın hangi kapsama girdiğini öğrenmek için uzman desteği alın. Antoryum Hukuk Bürosu bu süreçte yanınızda.

Nitelikli Dolandırıcılıkta Ceza Erteleme ve HAGB Mümkün mü?

Nitelikli dolandırıcılık suçunda HAGB (hükmün açıklanmasının geri bırakılması) ya da cezanın ertelenmesi bazı durumlarda mümkün olsa da, çoğunlukla mahkemeler bu hakları tanımamaktadır. Çünkü suç, mağdur sayısının çok olması, kamu düzenine zarar verme potansiyeli ve failin kast derecesine göre değerlendirilir. Özellikle kamuoyunu etkileyen ya da basına yansıyan vakalarda mahkemeler, cezayı caydırıcı olması için ertelenmemesi yönünde kararlar alabilmektedir.

Yine de ilk defa suç işleyen bir kişinin sosyal durumu, sabıkasız oluşu ve zararı telafi etmiş olması durumunda, mahkeme HAGB veya ceza ertelemesi kararı verebilir. Ancak bu kararlar, çok titiz bir savunma gerektirir. 👩‍⚖️

📌 Bu tür avantajları kazanmak için profesyonel hukuki temsil şarttır. Detaylı değerlendirme için randevu alabilirsiniz.

  • İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Danışın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara