Antoryum Hukuk

Çocuk Düşürtme ve Düşürme Suçu ve Cezası (TCK Madde 99 ve 100)

  1. GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:

Çocuk düşürtme ve düşürme suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunumuzun kişilere karşı suçlar kenar başlıklı ikinci kısmın; ‘Çocuk Düşürtme, Düşürme ve Kısırlaştırma’ kenar başlıklı dördüncü bölümünde ‘Kısırlaştırma Suçu’ ile birlikte düzenlenmiştir. Yapısı itibari ile icrai faaliyetler ile işlenebilmektedir, ihmali davranışlarla işlenmesi mümkün değildir.  Zira Türk Ceza Kanunu’muzun evrensel hukuk mantığı gereği, eğer bir suç, ihmali davranışlarla da işlenmesi mümkün ise bunun kanunda açık ve seçik bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.  Bahse konu ettiğimiz çocuk düşürtme ve düşürme suçu açısından kanunda bu tür bir açık hüküm bulunmamaktadır.

Çocuk düşürtme ve düşürme suçunun cezası; kadının rızası olmaksızın çocuğunu düşürten kişi bakımından beş yıldan on yıla kadar hapis cezasıdır. Kadının rızası ile dahi olsa, tıbbi zorunluluk bulunmadığı mühletçe, gebelik süresi 10 aydan fazla olan kadının çocuğunu düşürten kişi bakımından ise iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasıdır. Tüm bu çocuk düşürtme filleri, yetkili olmayan bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş ise verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır. Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Tüm bunların yanında çocuğunu düşürten kadına verilecek ceza ise bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.

Çocuk düşürtme ve düşürme suçu ile gelecekteki (doğmamış) çocuğun yaşamı yanında; gebeliği sonlandırmaya yönelik müdahale; annenin sağlığını tehlikeye düşürme riski taşıdığı için ikinci derecede annenin sağlığı da korunmaktadır.

            SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)

  • Fail ve Mağdur:

Çocuk düşürtme ve düşürme suçunun öngördüğü cezalar, çocuğu düşürtmeye yetkili olan kişiler ile yetkili olmayan kişiler bakımından değişiklik göstermektedir. Bu bakımdan evvela kimleri çocuk düşürtme yetkisine sahip olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. 1983 tarihli Rahim Tahliyesi ve Sterilizasyon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük gereğince rahim tahliyesine yetkili kişiler ‘kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarıdır.

Çocuk düşürtme ve düşürme suçunun failleri kanunda iki madde halinde düzenlenmiştir. Kadının kendi çocuğunu kendi başına düşürmesi hali TCK madde 100’de cezaya bağlanmıştır.  TCK madde 99 ise gebeliği anne dışında hukuka aykırı olarak düşüren yetkili veya yetkisiz kişilerin fail olarak cezalandıracağını düzenlemiştir. Eğer 10 haftadan fazla olan gebelik annenin rızası ile yetkili veya yetkisiz kişi tarafından düşürtülmüşse; anne de TCK madde 99/ Fıkra 2/son cümle gereği cezalandırılacaktır.  

  • Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:

        Çocuk düşürtme – Madde 99:

 (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.

(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.

Çocuk düşürme – Madde 100:

 (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Çocuk düşürtme suçu, yetkili veya yetkisiz bir kişi tarafından kadının rızası olmaksızın veya yetkili veya yetkisiz kişi tarafından rızaya dayalı olsa dahi tıbbi bir zorunluluk olmaksızın 10 haftadan fazla olan gebeliği veya yetkisiz kişi tarafından rızaya dayalı olsa dahi 10 aydan az olan gebeliğin sonlandırılmasıdır.

Çocuk düşürme suçu ise kadının 10 haftadan fazla olan gebeliğini kendi imkanlarıyla sonlandırmasıdır.

TCK madde 99’u fıkralar halinde sistematik olarak incelemekte konunun daha iyi anlaşılması bakımından fayda vardır.

  • TCK madde 99 / Fıkra 1: Gebelik süresi göz önünde bulundurulmaksızın, bir kadının rızası olmadan bu kadının çocuğunu düşüren yetkili kişinin cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Eğer çocuğu düşürten kişi yetkisiz bir kişi ise bu halde  faile verilecek ceza TCK madde  99/ Fıkra 5 uyarınca arttırılacaktır.
  • TCK madde 99 / Fıkra 2: Tıbbi bir zorunluluk olmaksızın, 10 haftadan fazla olan gebeliği rızaya dayalı olsa dahi sonlandıran yetkili kişi cezalandırılacaktır. Bu işlemin yetkisiz kişi tarafından yapılması cezayı yarı oranında ağırlaştıracaktır. 10 haftadan fazla olan gebeliğini sonlandırmaya rıza veren anne ise, gebeliğini sonlandıran kişinin fiilinden bağımsız olarak iştirak ilişkisi göz önüne alınmaksızın ayrıca ikinci fıkranın son cümlesine göre cezalandırılacaktır.
  • TCK madde 99/ Fıkra 5: Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde bu kişi cezalandırılacaktır.
  • TCK madde 100: Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek kendi başına düşürmesi halinde, kadın cezalandırılacaktır.

TCK madde 99’un üçüncü ve dördüncü fıkralarında netice sebebiyle ağırlaşmış nitelikli haller düzenlenmiştir. Bu iki nitelikli hali inceleyecek olursak:

  1. Gebelik süresi göz önünde bulundurulmaksızın, bir kadının rızası olmadan bu kadının çocuğunu düşüren kişi aynı zamanda kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan on iki yıla; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, on beş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  2. Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Nihayet TCK madde 99’un altıncı fıkrası gereği kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir. Bu bir cezasızlık sebebidir ve mukayeseli hukuk bakımından oldukça yaygındır. Annenin kendisi hastane ortamından uzak ve hekimlerden bağımsız olarak şahsi çabasıyla çocuğu düşürürse, şahsi cezasızlık nedeninden yararlanamaz.

      SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)

  • Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:

Suçun manevi unsuru, özel bir kast aranmaksızın genel kasttır. Dolayısıyla bu suç olası kast manevi unsuru altında da işlenebilir ancak ceza hafifletilecektir. Suçun taksirli biçimi kanunda öngörülmediği için kişi her ne kadar bu suçtan cezalandırılmasa da taksirle yaralamadan cezalandırılma yolu açıktır.

           SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)

  • Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:  

Fail, anneye karşı öldürme kastıyla hareket etmiş ise, çocuk düşürtme suçu değil, gebeliğin bilinmesi durumunda anneye karşı nitelikli kasten öldürme (TCK madde 82/1-f); anneye karşı yaralama kastıyla hareket edilmesi ve bunun sonucunda çocuğun ölmesi durumunda, gebeliğin bilinmesi koşulu ile neticesi yüzünden cezanın ağırlaştırılması gerektiren kasten yaralama suçu (TCK87/2-e) oluşur. Son ihtimal olarak, gebe kadına karşı yaralama nitelikli bir fiil, çocuk düşürme kastıyla işlenirse, çocuk düşürtme suçu; ayrıca, koşulları varsa, anneye yönelik yaralama fiili oluşacaktır. Bu son ihtimalde, örnekte olduğu gibi, tek fiilin bulunması durumunda, fikri içtima esasından hareket edilebilir.

ÇOCUK DÜŞÜRTME VE DÜŞÜRME SUÇU VAKA ÖRNEKLERİ

VAKA 1:

…Sanığan isnat edilen çocuk düşürtme suçunun 5237 sayılı TCK’nın 99/2-c.1. maddesinde düzenlenip öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 66/1-e. maddesinde belirtilen sekiz yıllık asli dava zamanaşımı süresine tâbi olduğu ve zamanaşımını son olarak kesen 12.04.2010 tarihli mahkûmiyet kararından inceleme tarihine kadar bu sürenin dolduğu anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, sanık hakkında açılan kamu davasının aynı Kanunun 322 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle DÜŞMESİNE…” (14. Ceza Dairesi 2017/6701 E. , 2018/4409 K.)  

VAKA 2:

…Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmaya göre suç tarihinde onbeş yaşından küçük olan mağdurenin hamile kalmasına ilişkin olarak yürütülen soruşturma ve kovuşturma neticesinde, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.03.2012 gün ve 2010/55 Esas, 2012/69 sayılı Kararıyla sanık….’nin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine dair kurulan hükmün Dairemizin 27.12.2012 gün ve 2012/12251 Esas, 2012/13862 Karar sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmakla, anılan eylem nedeniyle hamile kalan mağdurenin çocuk düşürtme suçu işlendiği sırada da onbeş haftalık gebe olduğu nazara alındığında, sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 99/6. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, kanuna aykırı, sanık … ile sanık … müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…” (14. Ceza Dairesi 2014/6532 E. , 2017/965 K.)  

VAKA 3:

Suç tarihinde onbeş yaşından küçük olan mağdurenin hamile kalmasına ilişkin olarak yürütülen soruşturma ve kovuşturma neticesinde, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin Kararıyla sanık….’nin çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetine dair kurulan hükmün Dairemizin ilamı ile onandığı anlaşılmakla, anılan eylem nedeniyle hamile kalan mağdurenin çocuk düşürtme suçu işlendiği sırada da onbeş haftalık gebe olduğu nazara alındığında, sanıklar haklarında 5237 sayılı TCK’nın 99/6. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır (Yargıtay 8. Ceza Dairesi – Karar : 2011/2772).

VAKA 4:

Dosyada … hakkında çocuk düşürtme eyleminden dolayı TCK’nın 99/4. kapsamında beden veya ruh bakımından bir zarara uğrayıp uğramadığına dair rapor aldırıldıktan sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, temyize konu bu dosyadan tefrik edilen cinsel istismar suçundan dolayı aldırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığının 27.01.2010 tarihli raporuna dayanılarak sanıklar haklarında TCK’nın 99/4. maddesinin uygulanması hukuka aykırıdır (Yargıtay 14. Ceza Dairesi – Karar : 2016/2216).

VAKA 5:

Gebze 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/313 Esas – 2012/2206 Karar sayılı ilamı; “… Dava açan Gebze C.Başsavcılığının 25/05/2007 tarihli iddianamesinde müşteki Erdoğan P…’ın eşi Ayşe P…’ın hamile olduğu 6 tane çocukları bulunması nedeniyle hamileliğinin kürtaj yöntemiyle sonlandırılması için sağlık kurumlarına müracat ettiği ancak daha önce muayene olduğu doktorların kürtaj taleplerini ret etmesi üzerine müşteki ile eşi ölen Ayşe P…’ın sanık doktor Harun A…’ün muayenesine gittikleri sanığın 400 TL karşılığında kürtaj yapmayı kabul ettiği, kürtaj sırasında ölen Ayşe P…’ın fenalaştığı ve Fatih Devlet Hastanesine kaldırıldığı ancak Ayşe P…’ın hastaneye ulaşmadan vefat ettiği sanığın 10 haftadan daha fazla olan ölenin gebeliğini donanımsız bir muayenehanesinde uygunsuz koşullarda sonlandırılan sanığın taksirle bir kişinin ölümüne neden olduğundan TCK’nun 85/1,53 maddelerine göre cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış, yargılama sonucu toplanan delillerden sonra Gebze C.Başsavcılığının 16/04/2010 tarihli ek iddianamesi ile sanığın ölen Ayşe P…’ın gebeliğinin 10 haftadan fazla olmasına rağmen, tıbbi ve yaşamsal bir zorunluk olmadığı halde donanımsız olan muayenehanesinde uygunsuz koşullarda kürtaj yöntemi ile sonlandırdığı ve bu nedenle Ayşe P…’ın öldüğünden TCK’nun 99/2,53 maddelerine göre cezalandırılması için ek iddianame ile kamu davası açılmış, mahkememizce de sanığın suçunun subutu halinde TCK’nun 99/2-4-5 maddelerine göre cezalandırılması ihtimaline binaen CMK’nun 226 maddesine göre ek savunması alınmış, her iki iddianame içeriği ve dosya kapsamına göre sanığın eylemi bir bütün halinde TCK’nun 99 maddesinde tanımlanan çocuk düşürtme suçunu oluşturduğu anlaşıldığından sanığın gebeliği 10 haftadan fazla olan Ayşe P…’ın gebeliğinin tıbbi ve yaşamsal bir sorunluluk olmadığı halde donanımsız olan muayenesinde, uygunsuz koşullarda kürtaj yaparak ölümüne neden olduğundan sabit görülen eylemine uyan TCK’nun 99/2 maddesi yollamasıyla TCK’nun 99/4 maddesi 2. cümlesine göre suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, sanığın taksire dayalı kusurunun ağırlığı, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı nazara alınarak takdiren ve teşdiden 5 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA …” şeklindedir. (Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 2013/9652 Esas – 2015/6429)

Antoryum
Hukuk
Ceza hukuku konusunda uzman ve tecrübeli avukatlarımızla her zaman adaletin yanındayız.
top
Bize Ulaşın
WhatsApp
WHAT WE'RE THINKING
Insights
Valuable insights that empower your decision-making,
Case Studies
Inspiring examples of financial tailored solutions.
Media Mentions
Recognizing our expertise and client success.
Stay ahead in a rapidly changing world

Our monthly insights for strategic business perspectives.

FINANCIAL
Investment planning
Tailored investment strategies to help clients grow their wealth.
Retirement planning
Comprehensive plans designed to secure a comfortable future.
Education planning
Guidance on saving and investing for educational expenses.
WEALTH
Portfolio management
Active management to optimize returns while managing risk.
Asset allocation
Maximize growth potential via asset diversification.
Risk management
Managing financial risks with insurance and other measures.
TAX
Tax planning
Optimize tax through services like deductions and strategies.
Estate planning
Effective estate planning for taxes and wealth transfer.
Wealth preservation
Preserve wealth for future while reducing taxes.
FEATURED
Adapting to
the digital era
Ara