- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’muzun ‘Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler’ kenar başlıklı dördüncü kısmın; ‘Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar’ kenar başlıklı birinci bölümünde ‘Görevi Kötüye Kullanma, Zimmet, İrtikap, Rüşvet Nüfuz Ticareti, Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması, Kamu Görevlisinin Ticareti, Kişilerin Malları Üzerinde Usulsüz Tasarruf, Kamu Görevinin Usulsüz Olarak Üstlenilmesi, Özel İşaret ve Kıyafetleri Usulsüz kullanma, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme, Kamu Görevine Ait Araç ve Gereçleri Suçta Kullanma’ suçları ile birlikte düzenlenmiştir. Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu ihmali hareketlerle işlenebilen bir suç tipidir.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun cezası nedir? Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun cezası üç aydan bir yıla kadar hapis cezasıdır. Ayrıca kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları halinde, kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu için verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunda korunan hukuksal yarar, kamu hizmetlerinde süreklilik ve düzenin sağlanmasıdır. Eğer kamu görevlisi, üstlendiği kamu görevini kendi isteği ile yerine getirmek istemiyorsa istifa etmeli, bunun aksi olarak vazifesi devam ettiği mühletçe kamu hizmetini aksatmama borcunu yerine getirmelidir.

- SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu, ancak kamu görevlisi tarafından işlenebilen fail bakımından özgü nitelikte bir suçtur. ‘Kamu görevlisi’ terimi TCK 6. Maddede tanımlanmıştır.
Tanımlar – Madde 6/ c bendi :
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi
Bu bakımdan kamusal faaliyetin yürütülmesine sürekli veya süresiz olması fark etmeksizin atama veya seçilme yolu ile ya da diğer herhangi bir yol ile katılan kişiler kamu görevlisidirler. Esasında kamu görevlisi olmayan ancak özel kanunlarında ‘kamu görevlisi’ gibi sorumlu olacağı yazılı olan kişiler de Türk Ceza Kanunu bakımından kamu görevlisi olarak kabul edilecektirler.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu ‘çok failli suçun’ tipik örneklerinden biridir. Zira TCK 260. Madde, suçun oluşması için failler bakımından asgari bir sayıyı aramaktadır. Buna göre en az dört kamu görevlisi bir araya gelerek kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunu işleyebilir. Daha az sayıdaki kamu görevlisinin suçu bırakması halinde oluşacak suç TCK 270. Maddenin 2. Fıkrasında düzenlenen görevi kötüye kullanma suçudur. Asgari sayının hesabında aynı devlet dairesinde çalışan kişiler esas alınmalıdır.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun oluşmasına sebep olan asgari dört kişinin suçun seçimlik hareketlerinden en az birine katılmış olmalıdırlar.

- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Kamu görevinin terki veya yapılmaması – Madde 260:
(1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayan veya yavaşlatan kamu görevlilerinin her biri hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. Kamu görevlisi sayısının üçten fazla olmaması halinde cezaya hükmolunmaz.
(2) Kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları halinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu nedir? Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu, hukuka aykırı olarak ve en az dört kamu personelinin, aldıkları ortak kararın neticesinde görevlerini terk ederek, görevlerine gelmeyerek, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmayarak veya yavaşlatarak işledikleri bir suç tipidir.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun oluşabilmesi için en az dört kamu görevlisinin daha önceden, görevlerini terk etme, görevlerine gelmeme, görevlerini geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmama veya yavaşlatma bakımından almış oldukları bir karar bulunmalıdır. Tesadüfi olarak, en az dört kamu görevlisinin suçun tanımındaki seçimlik hareketleri aynı gün içerisinde gerçekleştirmiş olmaları suçun oluşmasına sebebiyet olmaz. En geç eyleme geçiş anında fikir birlikteliğinin kurulması gerekmektedir. Aralarında anlaşma olmaksızın iş bırakılması halinde sayı dörtten fazla dahi olsa TCK 257. Maddenin 2. Fıkrası kapsamında görevi kötüye kullanma suçu oluşacaktır.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun seçimlik hareketleri olan görevi terk etme, göreve gelmeme, görevi geçici de olsa kısmen veya tamamen yapmama veya yavaşlatma seçimlik hareketlerini inceleyecek olursak;
- Görevi Terk Etme: Kamu görevinin sürekliliğini aksatacak bir boyuta ulaşmak şartı ile kamu görevlisinin, görevin yapılacağı yere gelmekle birlikte, görevli olduğu işi hiç yapmayarak uzaklaşması anlamına gelir.
- Göreve Gelmeme: Failin görev dolayısıyla üzerine düşen işi yapmamak amacı ile görevini icra edeceği yere hiç gelmemesini ifade eder. Göreve gelmeme sonucunda kamu görevi yürütülmesinin aksama tehlikesi boyutuna ulaşması gerekmektedir.
- Görevi Yapmama: Failin, görev dolayısıyla üzerine düşen görevi, işin görüleceği yere geldiği halde yapmaması anlamına gelir. Kamu görevlisinden belirli sürede yapması beklenen işi sayı bakımından veya nitelik bakımından eksik yapıyor ise yine ‘görevi yapmama’ unsuru gerçekleşmiş olacaktır zira kanun maddesinde ‘kısmen yapmama’ da bu hal kapsamında değerlendirilmiştir.
- Görevi Yavaşlatma: Görev veya hizmetin normal sürede görülmesi için gerekli olan zamandan çok daha fazlasının harcanması durumunda da ‘görevi yavaşlatma’ unsuru gerçekleşmiş olacak ve fail kamu görevinin terki veya yapılmaması suçundan sorumlu olacaktır.
Kamu görevlilerinin mesleki ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları halinde, kamu görevinin terki veya yapılmaması suçundan verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.

- SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun oluşması bakımından genel kast yeterlidir. Fail, kanun maddesinde yazılan seçimlik hareketlerden birini, daha önceden alınmış bir kararın neticesi olduğunu ve kendisi ile beraber üç kişi ile daha eylem birliği içerisinde olduğunu bilmek zorundadır.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçu, tüm seçimlik hareketleri itibari ile ihmali davranışlar tarzında işlenebildiğinden ötürü, bu suç teşebbüse elverişli değildir.
Kamu görevinin terki veya yapılmaması suçunun işlendiği hiçbir durumda faile hiçbir zaman arıca görevi kötüye kullanma suçundan da ceza verilemez. Zira görevi kötüye kullanma suçu, genel nitelikte bir suçtur.
Kamu görevlisi olmayan kişilerin telkinleri ile bu suçun işlenmesi halinde, kamu görevlisi olmayan bu kişilerin sorumluluğu suça azmettiren boyunda değerlendirilmelidir.

- KAMU GÖREVİNİN TERKİ veya YAPILMAMASI SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- (5. Ceza Dairesi 2012/15333 E. , 2014/2409 K.)
- Kamu Görevinin Terki veya Yapılmaması Suçu
- TCK 260. Madde
“…Sanıklar hakkında kamu görevinin terki veya yapılmaması suçundan kamu davası açıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarının bu suçun zarar göreni olduğu, bu sıfatının gereği olarak CMK’nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmesi için duruşmadan haberdar edilmesi gerektiği halde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, müşteki vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA…” (5. Ceza Dairesi 2012/15333 E. , 2014/2409 K.)
- Y.2.C.D. E. 1976/3800 K. 1976/5527 K.T. 04.06.1976
- Kamu Görevinin Terki veya Yapılmaması Suçu
- TCK 260. Madde
Karar: Sanık bilirkişi olarak çağrıldığı hukuk mahkemesinin davetine uyarak mahkemece kendisine tevdi olunan görevi ifa ile gerekli raporu vereceğini beyan ve dosyayı 29.03.1973 tarihinde teslim aldığı halde, işbu görevini 26.02.1975 tarihine kadar yerine getirmemiş ve belirli bir mazerette bildirmemiş olmasına göre eyleminde Türk Ceza Kanununun 282. maddesinde yazılı suç unsurlarının oluştuğu düşünülmeden ve sanığın gerekli belgelerin eksik olduğunu kapsayan savunması da araştırılmadan sadece delil bulunmadığı gibi bir gerekçeye dayanılarak beraatine karar verilmesi,
SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş C.Savcısının temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan istem gibi hükmün BOZULMASINA, 4.06.1976 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (Y.2.C.D. E. 1976/3800 K. 1976/5527 K.T. 04.06.1976)

- İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
- DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️ 0534-419-19-91