- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, Türk Ceza Kanunu’muzun ‘kişilere karşı suçlar’ kenar başlıklı ikinci kısmın; ‘Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar’ kenar başlıklı dokuzuncu bölümünde ‘Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal, Kişisel Verilerin Kaydedilmesi’ suçları ile birlikte düzenlenmiştir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu yapısı itibari ile icrai faaliyetlerle işlenebilmektedir. Kanunda ihmali hareketlerle işlenebildiği doğrultusunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun cezası nedir? Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır. Ayrıca kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Son olarak, kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ile pek çok hukuksal yarar da koruma altına alınmış bulunmaktadır. Birincil derecede korunan hukuksal yarar kişinin özel yaşamıdır. Buna bağlı olarak da haberleşme hürriyeti ve bu hürriyetin muhatabının kim olduğu ile şekillenen iş ve çalışma hürriyeti veya aile yaşamı da koruma altına alınmaktadır.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun faili, birinci ve ikinci fıkra açısından gizliliği ihlal edilen haberleşmenin tarafları dışında herhangi bir üçüncü kişidir. Üçüncü fıkrada öngörülen suçun faili ise ancak haberleşmenin tarafı olabilir ve bu nedenle de özgü suç niteliğindedir. Diğer taraftan kamu görevlisi tarafından görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle veya belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun işlenmesi hali cezayı arttırıcı nitelikli unsur olarak düzenlenmiş bulunmaktadır.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Haberleşmenin gizliliğini ihlal – Madde 132:
(1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu nedir? Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, bir iletişim vasıtası aracılığı ile birbirleri ile konuşma halinde olan kişilerin konuşmalarının gizliliğinin ihlal edilmesi, dinlenmesi, kayda alınması veya ifşa edilmesi ile oluşur.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun oluşması için öncelikle ‘haberleşme’ fiilinin bulunması ve bunun doğal sonucu olarak da bu iki kişinin bir iletişim aracı vasıtası ile birbirleriyle konuşması gerekmektedir. İletişim vasıtası olmadan yapılan konuşmaların içeriğinin diğer kişiler tarafından hukuka aykırı olarak öğrenilmesi haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu değil; ‘kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu’ veya ‘özel yaşamın gizliliğini ihlal suçunu’ oluşturacaktır. Haberleşmenin gerçekleşmesi için kullanılan vasıtanın niteliği önemli olmayıp telefon, telgraf, faks, elektronik posta, mektup vs. gibi araçlar olabilir. Başkaları tarafından alınmaması veya açılmaması amacıyla koruma altına alınmamış reklam broşürleri gibi materyallerin alınması ve okunması, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu vücut vermeyecektir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, haberleşmeye katılan kişilerin iradesine aykırı olarak haberleşme içeriğinin görülmesi, duyulması ya da dinlenmesi ile gerçekleştirilebilir.
Her ne kadar ‘dinleme ve ses alma’ cihazı ile yapılan müdahalelerin bu suçu değil de Türk Ceza Kanunu’muzun 133. Maddesindeki ‘kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu’ oluşturduğu söyleniyor olsa da; haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun düzenlendiği TCK 132. Maddenin, 1. fıkrasının 2. cümlesinde haberleşmenin gizliliğinin ihlalinin ‘haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşmesinden’ söz edildiğine ve haberleşme içeriğinin kaydedilmesinin bir cihazın kullanılmasını gerektirdiğine göre bu görüşe katılmamız mümkün değildir. O halde haberleşmenin gizliliğinin ihlalinin, ses ve görüntü kaydı alınması suretiyle gerçekleşmesi halinde uygulanacak hüküm, TCK 133. Madde değil; TCK 132. Maddedeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu olacaktır.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun konusunu ‘haberleşme’ oluşturur. Haberleşme, zorunlu olarak en az iki kişi arasında araya bir vasıta sokulmak suretiyle gerçekleştirilen iletişimi ifade ettiği için kişiler arasında haberleşme niteliği taşımayan konuşmaların çıplak kulakla dinlenmesi suretiyle gizliliğin ihlal edilmesi halinde TCK 134. maddede düzenlenmiş bulunan ‘özel hayatın gizliliğini ihlal suçu’ oluşur. Eğer bu gizlilik ses ve görüntü kaydedici bir cihazla ihlal edilmiş ise bu halde TCK 133. maddede bulunan ‘kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu’ oluşur.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, hukuka uygun veya hukuka aykırı olarak ele geçirildiğine bakılmaksızın kişiler arasında gerçekleşen haberleşmelerin ifşa edilmesi halinde de oluşur. ‘Haberleşmenin ifşası’, üçüncü kişilerin haberleşmenin içeriği bakımından bilgilendirilmesidir. İfşa terimini aleniyet terimi ile karıştırmamak gerekir. Aleniyet sayısı belirlenemeyecek kadar kişiyi ifade ederken; ifşa için ise belirli bir kişinin dahi haberleşmenin içeriğinden haberdar edilmesi yeterli kabul edilmektedir.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun faili, ifşa etmiş olduğu haberleşmenin içeriğini daha önceden haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek suretiyle elde etmiş ise, hem TCK 132. Maddenin birinci fıkrasındaki ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan’ hem de ikinci fıkradaki elde edilen haberleşme içeriklerinin ‘ifşasından’ cezalandırılacaktır.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun üçüncü fıkrası, mağduru, haberleşmeyi yaptığı muhataba karşı da koruma altına almış bulunmaktadır. Zira haberleşmenin tarafı konumunda olan muhatap, yapılan haberleşmenin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa etmesi halinde cezalandırılacaktır. Her ne kadar üçüncü fıkradaki bu düzenleme, ikinci fıkrada düzenlenmiş bulunan ‘haberleşme içeriğinin ifşası’ suçu ile benzerlik gösteriyor gibi görünse de önemli farklar bulunmaktadır. Üçüncü fıkranın failinin haberleşmenin tarafı olması gerekirken; ikinci fıkranın faili ise ancak haberleşmenin tarafı olmayan bir başka üçüncü kişidir. Bir diğer fark ise üçüncü fıkra açısından, ‘alenen ifşa’ yani sayısı belirlenemeyecek kadar kişiye haberleşmenin içeriğinin ifşa edilmesi gerekli iken ikinci fıkra bakımından ise ifşanın aleni olma şartı aranmaksızın bir kişinin dahi haberleşmenin içeriğinden haberdar edilmesi yeterli kabul edilmektedir.

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ancak genel kast ile işlenebilir. Olası kast ile işlenmesi halinde cezada TCK 21. Madde gereği indirim yapılacaktır. Failde mevcut bulunan kastın haberleşmenin gizliliğinin ihlaline yönelik olması gerekmektedir. Örneğin kapalı zarfta gönderilen bir materyali ele geçirmek için zarfın yırtılması ve materyalin alınması ihtimalinde haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu değil; hırsızlık suçu oluşmuş olacaktır. Kapalı zarfın okunmadan yakılması halinde ise yine haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu değil; TCK 124. madde gereği haberleşmenin engellenmesi suçu oluşacaktır.

SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu tipini ortadan kaldıran en önemli hukuka uygunluk nedeni ise TCK 26. Maddenin 1. Fıkrası gereği bir hakkın kullanılması halidir. Örneğin bir soruşturma kapsamında iletişimin tespiti şeklindeki bir koruma tedbirine başvurulması halinde şüpheli veya şüphelilerin telefonunu dinleme yapan kamu görevlilerinin fiilini hukuka aykırı olarak kabul etmek imkansızdır.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu açısından, belki de karşılaşılan en sık durum, tehdit ve hakaret gibi suçların mağdurlarının, failin yakalanmasını sağlamak için kendisini arayan şüphelinin sesini kaydetmesinin suç oluşturup oluşturmayacağıdır. Yargıtay, kişinin eğer kendisine karşı işlenmekte olan bir suç söz konusu olduğunda ve de kişinin bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ani gelişen durumlarda bu haksız saldırıyı önlemek için karşı tarafın bilgisi ve rızası dışında konuşma ve haberleşme içeriklerini kaydetmesi hukuka uygunluk hali olarak kabul edilecektir.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu salt hareket bir suçtur. Bu bakımdan gizliliği ihlal nitelikli bir davranışın yapılması ile suç tamamlanır. İcra hareketlerinin bölümlere ayrılması söz konusu ise bu suça teşebbüsten bahsetme imkanı bulunur. Ancak haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu yapısı itibariyle teşebbüse çok fazla elverişli değildir.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun faili, aynı zamanda haberin içeriğinin diğer tarafa ulaşmasını da engellemiş bulunuyorsa failin iki farklı hareketi söz konusu olması sebebiyle hem haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan hem de ‘haberleşmenin engellenmesi suçundan’ ayrı ayrı cezaya çarptırılması gerekmektedir.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu şikayete bağlıdır ve buna paralel olarak da uzlaştırma kapsamındadır.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- (12. Ceza Dairesi – 2019/3132 K.)
- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
- TCK 132. Madde
Haberleşme içeriklerinin, haberleşmenin muhatabı olan diğer kişi tarafından, belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan aleni bir ortamda, ilgilisi veya ilgililerinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması eyleminin TCK’nın 132/3. maddesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği,
Görüldüğü üzere, kişilerin tarafı oldukları haberleşme içeriklerini kaydetmeleri TCK’nın 132/1-2. maddesi kapsamında suç olarak düzenlenmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre; sanığın, katılan ile yapmış olduğu haberleşme içeriklerini kaydedip, tanık …’e dinletmesine konu olayda, sanığın söz konusu kaydı tanık …’e aleni bir şekilde dinletmemesi nedeniyle yerel mahkemece verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. (12. Ceza Dairesi – 2019/3132 K.)
- (Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/14161 karar)
- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
- TCK 132. Madde
Sanığın, emri altında çalışan kardeşine disiplin cezası vermesi sebebiyle kendisini telefonla arayarak hakaret ve tehdit eden katılanla olan konuşmasını kayda aldığı ve telefonun hoparlörünü açarak odasında bulunanlara dinlettiği, sonrasında konuşmaya dair seslerin bulunduğu cd’yi Cumhuriyet Başsavcılığına vererek şikayetçi olduğu olayda; sanığın başka şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken kendisine yönelik hakaret ve tehdit içeren görüşmeyi kayda aldığı, sanığın eyleminin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu halde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği için ifşa suretiyle haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşmamıştır (Yargıtay 12. Ceza Dairesi -2014/14161 karar)
- (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar: 2016/10731)
- Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu
- TCK 132. Madde
Sanık ile katılanın evli iken aralarında görülen boşanma davası bulunduğu, sanığın, katılanın kullandığı iki farklı mail adresini ele geçirdiği, bu mail adreslerinde kayıtlı bulunan katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların çıktılarını alarak, katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak sunduğu olayda;
Katılanın üçüncü kişilerle yaptığı yazışmaların, sanık tarafından katılanla aralarında görülen boşanma davasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemi, TCK’nın 132/2. maddesindeki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçları kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına dair hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 12.Ceza Dairesi – Karar: 2016/10731)

İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ.
DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️ 0534-419-19-91