- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Cebir suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu’muzun ‘kişilere karşı suçların’ düzenlendiği ikinci kısmının ‘hürriyete karşı suçlar’ kenar başlıklı yedinci bölümünde “Tehdit, Şantaj, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Eğitim ve Öğretim Hakkının Engellenmesi, Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi, İnanç, Düşünce ve Kanaat Hürriyetinin Kullanılmasını Engelleme, Konut Dokunulmazlığının İhlali, İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali, Sendikal Hakların Kullanılmasının Engellenmesi, Nefret ve Ayırımcılık, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma, Israrlı Takip, Haberleşmenin Engellenmesi” suçları ile birlikte kaleme alınmıştır. Yapısı itibari ile cebir suçu icrai faaliyetler ile işlenebilmektedir, ihmali davranışlarla işlenmesi mümkün değildir. Zira Türk Ceza Kanunu’muzun evrensel hukuk mantığı gereği, eğer bir suç, ihmali davranışlarla da işlenmesi mümkün ise bunun kanunda açık ve seçik bir şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Cebir suçu açısından kanunda bu tür bir açık hüküm bulunmamaktadır.
Cebir suçunun cezası nedir? Cebir suçunun cezası, kasten yaralama suçundan verilecek cezanın üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunacak hapis veya adli para cezasıdır.
Cebir suçu ile korunan hukuksal yarar, kişinin karar verme ve aldığı bu karar doğrultusunda hareket etme özgürlüğüdür. Zira fail, mağduru belirli bir davranışta bulunmaya zorlamakta ve onun iradesini baskı altına almaktadır. Yargıtay da hükmün amacının bireyin karar ve hareket özgürlüğünün her türlü saldırılara karşı korunması olduğunu belirtmiştir.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Cebir suçunun faili herkes olabilir. Ancak eğer bir kamu görevlisi bu suçu işlemiş ve görevi gereği olarak elinde bulundurduğu araç ve gereçleri bu cebir suçunun işlenmesinde kullanmış ise TCK 266. Madde gereği verilecek ceza arttırılacaktır. Ancak bahse konu kamu görevlisi ‘zor kullanma’ yetkisine sahip bir kişi olup da bu yetkinin sınırlarını aşmış ise bu halde cebir suçundan ziyade TCK 256. Maddedeki ‘zor kullanma yetkisinin sınırının aşılması suçu’ oluşacaktır.
Mağdur bakımından da herhangi bir özellik göstermeksizin herkes cebir suçunun mağduru olabilir.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Cebir – Madde 108:
(1) Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur.
Cebir suçu nedir? Cebir suçu; failin, mağduru bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için fiziki güç kullanarak zorlaması ile oluşur.
Cebir suçunun esaslı unsuru olan cebir eyleminin, fiziki cebir olarak anlaşılması gerekmektedir. Manevi cebir olarak bilinen soyut tehdit ise cebir suçun oluşmasına sebep olmaz. Salt soyut tehditte bulunulması TCK 106. Maddedeki ‘tehdit suçunu’ oluşturacaktır.
Cebir suçunun esaslı unsuru olan cebir eylemi, yoğunluk ve etkinliği değişiklik göstermekle birlikte bir başkasının özgürce irade oluşturması ve bu doğrultuda hareket etmesini engellemeye elverişli biçimde güç kullanmak veya başkaca fiziki etkide bulunmak suretiyle bedene yönelik zorlamayı ifade eder. Cebir mağdura uygulanabileceği gibi onun yakınlık duyduğu bir üçüncü kişiye de yönelik olabilir.
Cebir suçu faili tarafından yapılması veya yapılmaması istenen davranışın hukuksuz ve haksız bir davranış olması gerekmektedir. Mağdurdan yapılması veya yapılmaması istenen davranışın hukuksuz ve haksız bir davranış olmaması halinde ‘kasten yaralama’ gibi suçlar oluşsa da ‘cebir suçundan’ söz edilemez.
Cebir suçunun cezalandırılmasını ön gören kanun maddesi doğrudan doğruya kasten yaralama suçunun cezasının arttırılarak tatbikini öngörmektedir. Bu bakımdan cebir suçunun oluşması halinde gerek kasten yaralama suçunun temel hali (TCK 86. Madde) gerekse de netice sebebi ile ağırlaşmış hallerinin düzenlendiği hükümlerde (TCK 87. Madde) yazılı cezalar üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunacaktır.
Cebir suçunun faili eğer kamu görevlisi olup da nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle karşı tarafı bir yarar elde etmeye zorlamışsa, cebir suçu değil, icbar suretiyle irtikap suçu oluşacaktır. Ancak irtikap suçu için uygulanan cebir ise manevi cebir olarak bilinen tehdittir. Bu tehdit eğer mağdurun TCK 106. Maddesi ile koruma altında bulunan hukuksal yararlarından olan hayat, vücut veya cinsel dokunulmazlık ve malvarlığına yönelmişse meydana gelen suç icbar suretiyle irtikap suçunun sınırlarını aştığından dolayı ‘yağma suçu’ oluşacaktır. Uygulanan fiziki cebir sonucunda bir malın kendisine teslimi sağlanmışsa bu ihtimalde yine cebir suçu oluşmayacak; ‘yağma suçu’ oluşacaktır.
Cebir suçunun mağduru eğer bir kamu görevlisi ise ve bu kamu görevlisine karşı görevini yapmasına engel olmak amacıyla cebir uygulanmış ise oluşacak suç cebir suçu değil; TCK 265. Madde gereği ‘görevi yaptırmamak için direnme’ suçu oluşacaktır.
Kullanılan cebir kasten yaralamanın temel halinde kalsa dahi cebir suçunun tatbiki bakımından şikayet aranmayacaktır.

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Cebir suçu, genel kast ile işlenebilen bir suçtur. Failin kastı; uyguladığı cebri ve mağdurdan yapmasını, yapmamasını veya kendisinin yapmasına müsaade etmesini isteme davranışını kapsamalıdır.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Eğer fail, işlenmekte olan bir suçu önlemek için veya Kabahatle Kanunu’nun kapsamında bulunan bir kabahatin oluşmasını engellemek için cebir kullanmışsa kullanılan cebir hukuka uygun olduğu için cebir suç oluşmayacaktır. Bir başkasının intiharını önlemek için de cebir kullanılması halinde yine cebir suçu oluşmayacaktır.
Cebir suçu; failin, mağdura zorlayıcı fiziki cebir kullanması ile tamamlanmış sayılacaktır. Hatta ve hatta failin mağduru fiziki olarak zorlamasına rağmen mağdurdan istediği şeyi mağdura yaptıramamış olsa dahi suç tamamlanmış sayılacaktır.
Cebir suçunun işlenmesi esnasında uygulanan cebrin, Türk Ceza Kanunu’nda sayılan diğer suçların bir unsuru veya nitelikli hali olması ihtimalinde fail bileşik suç kuralları gereği cebir suçundan ayrıca cezalandırılmayacak, cebrin unsur olarak bulunduğu suçun cezası ile cezalandırılmakla yetinilecektir.
Cebir suçu failinin, mağdurdan yapmasını veya yapmamasını istediği fiil başkaca bir suça vücut veriyor olacaksa, fail bu suç bakımından da dolaylı fail olarak ayrıca sorumlu olacaktır.

CEBİR SUÇU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI
- (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2015/30232)
- Cebir Suçu
- TCK 108. Madde
Sanığın, istediği ilacı yazmayan katılana “ilacı yazmanız için illa sizi dövmemiz mi lazım, illa sizi vurmamız mı lazım” biçiminde sözler söyleyip akabinde darp ettiği eyleminde, söylenen sözlerin yaralama iradesini açıklamaya yönelik olması nedeniyle sadece cebir suçunun oluştuğunun anlaşılması karşısında, TCK’nın 61. maddesindeki ölçütler ve aynı Kanunun 3. maddesindeki “fiilin ağırlığı ile orantılı ceza verilmesi ilkesi” çerçevesinde alt sınırdan uzaklaşılarak temel cezanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, tehdit suçundan da ayrıca mahkumiyet hükmü kurulması bozma nedenidir (Yargıtay 4. Ceza Dairesi – K.2015/30232)
- (4. Ceza Dairesi 2013/760 E. , 2014/4600 K.)
- Cebir Suçu
- TCK 108. Madde
“…Sanığın, TCK’nın 108. maddesi delaleti ile aynı Kanunun 86/2. maddesi kapsamında kalacak şekilde cebir suçu işlediğinin kabulü ve anılan maddede cezanın alt sınırının 4 ay hapis veya adli para cezası olması karşısında; “suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın derecesi dikkate alındığında, alt sınırdan ayrılmayı gerektirir bir neden bulunmadığından” biçimindeki gerekçe ile üst hadden “1 yıl hapis cezası” ile cezalandırılmasına karar verilmek suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması, kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık H.. T..’ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA…” (4. Ceza Dairesi 2013/760 E. , 2014/4600 K.)
- (4. Ceza Dairesi 2015/29019 E. , 2016/5457 K.)
- Cebir Suçu
- TCK 108. Madde
“…1-Mahkemenin kabulünde, katılanın 250 TL olan alacağını sanıktan istediği, ancak sanığın geçiştirdiği ve birkaç gün sonra da katılanın dükkanına gittiği ve “benim sana borcum yok” diyerek katılanı alacağından vazgeçirmek amacıyla yumrukladığının belirtilmesi karşısında; sanığın yaralama eyleminin TCK’nın 108. maddesinde karşılığını bulan “bir şeyi yapmaması için cebir kullanılması” niteliğinde olmadığı gözetilmeden yaralama suçundan verilen cezanın cebir nedeniyle artırılması, 2-Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan … ve … sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş…” (4. Ceza Dairesi 2015/29019 E. , 2016/5457 K.)

İLETİŞİMİNİZ HALİNDE ANTORYUM HUKUK BÜROSU ve CEZA AVUKATI ÇALIŞANLARI OLARAK CEZA DOSYALARINIZDA; SORUŞTURMA AŞAMASINDAN MAHKEME SÜRECİNE KADAR HER AŞAMADA SİZİ TEMSİL ETMEYE VE HUKUKİ DESTEK ve DANIŞMANLIK HİZMETİ SUNMAYA HAZIRIZ. ANTORYUM HUKUK BÜROSU OLARAK AVUKAT-MÜVEKKİL ARASINDA KURULAN VEKALET İLİŞKİSİNİ ÖNEMSİYOR, VEKİLLE DUYULAN GÜVENİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEK İSTİYORUZ. DETAYLI BİLGİ İÇİN İLETİŞİM:☎️0534-419-19-91