- GENEL AÇIKLAMALAR ve KORUNAN HUKUKSAL YARAR:
Soykırım suçu ve cezası gerek milletlerarası sözleşmelerle gerekse de Türk Ceza Kanunumuzun Özel Hükümler adlı ikinci kitabının Uluslararası Suçlar adlı birinci kısmında dört uluslararası suçtan biri olarak düzenlenmiştir. Soykırım suçunun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca da kasten öldürme ve kasten yaralama cezası da verilir.
Soykırım suçu, düzenlenme amacı itibari ile belirli gruba mensup bireylerin maddi varlık itibariyle yaşam haklarını , vücut bütünlüğünü koruma haklarını , cinsel yaşam özgürlüğünü ; manevi varlık itibari ile de şeref ve saygınlığını koruma hakkı ile insan olmaktan kaynaklı onurlarını koruma altına almaktadır. Tüm bunların yanında ve hatta daha önemli olarak kişilerin bir topluluğa özgürce ait olma hürriyetlerini ve bu topluluk içinde diğer topluluk üyeleriyle beraber maddi ve manevi hürriyetlerini geliştirme hürriyetlerini koruma altına almaktadır.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI (Fail, Mağdur, Fiil, Netice, Nedensellik Bağı)
- Fail ve Mağdur:
Soykırım suçunun faili gerçek bir kişidir. Bu gerçek kişinin herhangi bir örgüte üye olması gerekmediği gibi belki de en büyük örgüt olan bir devletin ad ve namına da bu suçu işleme zorunluluğu bulunmamaktadır. Kişi ferdi olarak aldığı bir kararın sonu olarak da bu suçun faili olabilmesi mümkündür.
Suçun mağduru ise belirli bir ulusal, etnik, ırki veya dinsel topluluğa mensup olmalıdır. Ve bu topluluğa mensup olan mağdurun şahsi hiçbir özelliği önemli olmaksızın; sadece ulusal, etnik, ırki veya dinsel topluluğa üye olması hasebi ile şiddete maruz kalmaktadır.
- Fiil, Netice, Nedensellik Bağı:
Soykırım – Madde 76:
(1) Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur:
a) Kasten öldürme.
b) Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme.
c) Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması.
d) Grup içinde doğumlara engel olmaya yönelik tedbirlerin alınması.
e) Gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi.
(2) Soykırım suçu failine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir. Ancak, soykırım kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.
(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.
(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.
Soykırım; belirli bir grubun ulusu, etnik kökeni, ırkı, dinsel veya siyasi görüşü nedeniyle bilerek ve istenerek, sistematik yani bir planın icrası suretiyle bir şekilde ortadan kaldırılmaya çalışılmasıdır. Ortadan kaldırılma eylemi; bu topluluğu kasten öldürerek, kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar vererek, grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanarak veya gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi şeklinde hareketlerle gerçekleştirilmelidir.
Soykırım suçunun mağdur grubu; milli, etnik, ırki veya dini bir grup unsurları harici sebeplerle saldırıya uğranması halinde ‘soykırım suçu’ oluşmayacaktır. Dört belirleyici aidiyet unsurları dışındaki bireylerin, bu aidiyete sahip olmaması saikiyle şiddete maruz kalması halinde yine soykırım suçu oluşmayacaktır.
Topluluk üyelerine karşı başlatılan şiddet eylemleri ‘‘belirli bir planın icrası suretiyle’’ gerçekleştirilmelidir. Bu planın bir devletin resmi siyasetine ait olma zorunluluğu bulunmamaktadır. Daha küçük ölçekli yapıların organize ettiği planların icrası suretiyle de bu suç işlenebilmektedir. Türk Ceza Kanunu, bir planının icrası suretiyle; ulusal, etnik, ırki veya dinsel topluluk fertlerine karşı girişilecek fiilleri kanunda ayrı ayrı seçimlik hareketler halinde saymaktadır.
Türk Ceza Kanunu, kanunilik ilkesi gereği lafzi ile sıkı sıkıya uygulanması elzem olan bir hukuk dalı olması sebebi ile kanunda seçimlik olarak sayılmış olunan fiillerden başkaca fiillerle ile bu suç tipini işlemek mümkün değildir.
SUÇUN MANEVİ UNSURLARI (Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir)
- Kast, Olası Kast, Bilinçli Taksir, Taksir:
Soykırım suçu, ancak özel kast ile işlenebilen bir suç tipidir. Kanun maddesinin deyimiyle ‘’Bir planın icrası suretiyle, milli, etnik, ırki veya dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla’’ bu suç işlenebilmektedir. Planın üst kademede organize edenler kadar; bu planı icra eden alt kademedeki sıradan asker veya herhangi sıradan vasıflı kişilerin de yapmış oldukları eylemleri, yapılmış olunan plana detaylıca hakim olma şartları olmaksızın ama az çok yapılmış plan çerçevesinde hareket ettikleri bilinci ile ulusal, etnik, ırki veya dinsel grubu kısmen veya tamamen yok etme amaçları ile hareket etmeleri gerekmektedir. Bu saiki taşımayan kişilerin eylemleri ‘’soykırım suçuna’’ vücut vermese de bu kişiler TCK’nın başkaca hükümlerinde düzenlenmiş kasten öldürme veya kasten yaralama suçlarından sorumlu tutulacaklardır.
SUÇUN ÖZELLİK ARZ EDEN DİĞER HUSUSLARI (Teşebbüs, İçtima, İştirak)
- Hukuka Uygunluk Sebepleri, Teşebbüs, İçtima, İştirak:
Soykırım suçu ile ilgili kanun maddesinde yazılı bulunan seçimlik hareketlerden bazıları bakımından teşebbüs mümkün iken; bazıları bakımından ise salt hareket suçu olmaları sebebi ile teşebbüs imkanı bulunmamaktadır. İcra hareketleri bölünebilen nitelikteki hareketlerden olan kasten öldürme, kişilerin bedensel ve ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme, gruba ait çocukların bir başka gruba zorla nakledilmesi gibi eylemler yapıları itibari ile teşebbüse elverişli fiillerdir. Failin fiilinin teşebbüs aşamasında kalması halinde Türk Ceza Kanunun’daki teşebbüs indirimi temel cezaya tatbik edilecektir.
Kanun, özel bir gerçek içtima halini bünyesinde ihtiva etmektedir. Bu bakımdan soykırım bakımından işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima uygulanacak ve soykırım suçunun yanında fail TCK’nın 81 ve 86. maddelerinden de mağdur sayısınca ayrı ayrı cezalandırılacaktır.
Her ne kadar bir planın oluşturulması ve ancak icra hareketlerine henüz başlanmamış olması insanlığa karşı suçun oluşmasına ve hatta teşebbüs sahasına dahi girilmesine dahi sebep olmasa da bu suç bakımından örgüt kurma unsurlarının gerçekleşmesi halinde –en az 3 kişi suç işlemek amacı ile bir araya gelecek ve bu kişiler arasında hiyerarşik bir düzen olacak- kişi Türk Ceza Kanunu’nun 78. Maddesi gereği bu örgütü kurmasından, yönetmesinden veya başkaca kişilerin seçimlik hareketli fiilleri henüz işlemeye başlamasa dahi bu örgüte üye olmaktan kaynaklı olarak cezalandırılması gerekecektir. Fail, suçu işlemek maksadı ile örgüt kurduktan sonra bu suçun kanuni tanımındaki unsurlarını işlemeye başladıktan sonra gerçek içtima kuralları gereğince hem soykırım suçundan dolayı sorumlu olacak ve ayrıca örgüt kurma suçundan sorumlu tutulup cezaları toplanacaktır. Örgüt kurma hali bakımından Türk Ceza Kanunu’ndaki 78. Madde ile Türk Ceza Kanunu’ndaki 220. Maddeleri arasında genel hüküm ve özel hüküm olması hasebi ile, fail sadece özel hüküm niteliğindeki 78. Madde ile cezalandırılacaktır.
Bu suç bakımından zamanaşımı işlemez.
SOYKIRIM SUÇU VAKA ÖRNEĞİ
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nde ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen; gruba mensup olanların öldürülmesi, grup mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi, grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracak şekilde yaşam şartlarının kasten değiştirilmesi, grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler alınması, gruba mensup çocukların zorla bir başka gruba nakledilmesi soykırım suçunu oluşturan eylemler olarak nitelendirilmiştir. Bu çerçevede Taraf Devletlere soykırım suçunu önleme ve bu suçu işleyenler ile suça iştirak edenlerin, suça teşebbüs edenlerin, suçun işlenmesine yönelik iş birliği yapanların cezalandırılması yükümlülüğü getirilmiştir.
7 Ekim’den itibaren İsrail tarafından Gazze’ye yönelik gerçekleştirilen saldırılarda aralarında çocuk ve kadınların da olduğu on binlerce insan öldürülmüş, yüz binlerce insan yerinden edilmiştir. İki ayı aşkın süredir devam eden ve sivil alanları, ibadet yerlerini, mülteci kamplarını ve hastaneleri de hedef alan bombardımanlar sonucu dar bir alanda açık cezaevi şartlarında insanlar başta yaşam hakkı olmak üzere en temel insani haklarından yoksun bırakılmıştır. Gazze’de yaşananlar başta Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi olmak üzere insancıl hukuk dahil uluslararası belgelerde yer alan düzenlemelere göre soykırım suçuna dönüşmüştür. Saldırıların hedefindeki Filistinli’lerin, aynı ulustan, etnik kökenden ve dinden olmaları hasebiyle öldürülmesi, bölgeden çıkarılmaya çalışılması; su, gıda, yakıt ve diğer tüm insani ihtiyaçlarından dahi yoksun bırakılarak yaşam koşullarının bilerek zorlaştırılması fiilleri Sözleşme kapsamında tanımlanan soykırım suçunu teşkil etmektedir. Yaşanan insanlık trajedisine dünyanın sessiz kalması, hatta bir kısım devletlerce saldırıya destek verilmesi de Sözleşme kapsamında düzenlenen soykırım suçunu önleme yükümlülüğünü ihlal etmektedir.